3 Ocak 2020 Cuma

El Cevap




                ‘’Artık Yeter’’ sloganı atanlara EL-CEVAP

-          11 yıldır haftada 1 günümü memleketimizin Üniversitesinde iyi mimarlar yetişsin diye harcadığım emeklerime mi yeter?

-          Serbest mimarlık hizmetlerini daha iyi öğrensin talebeler diye staj hakkı tanıdığımız 174 adet stajyere mi yeter?
-          Ağlayarak gelen, dersine girmediğimiz öğrencilere ofisimizde verdiğimiz tashihler mi yeter?

-          Her dönem başında ilgili kulüp yöneticisiyle görüşüp yurda yerleşemeyen, kirasını ödeyemeyen, çıktı parası bulamayan mimarlık öğrencimiz varsa biz bir organizasyonla bunu çözeriz dememiz mi yeter?

-          Gücümüz nispetinde veya değil işyerimizde istihdam gayretiyle çalışan ve çalışmakta olan 54 mimar kardeşimize mi yeter?
-          Yıllardır memleketimizde yılmadan yürütmeye çalıştığımız adına İstanbul burjuva mimarlığı dediğim sisteme karşı koyuş mücadelemiz mi yeter?

-          Ofisimize gelen büyük çaplı projeler de davetiye usulü yarışma ile elde etmeniz gerekir tavrımız mı yeter?

-          Verdiğimiz referans mektupları, Referans olarak sizi yazabilir miyim diyenlere liyakati yeterliyse elbette deyişimiz, olma ihtimali gelişince arayan yerel makam sahibi ‘’Referans değil kefil misin? sorusuna ‘’benim talebemdir elbette kefilim’’ demelerimiz yeter?

-          Oda başkanlığı yaptığım dönemde bizleri seçen Kayserili mimarların gücünün yanımızda olduğunu bilerek, Mimarlar Odası ve Tmmob genel ve danışma kurullarında şehrimizi, mimarlık anlayaşımızı yılmadan dile getirmemiz ve haykıra haykıra Mimarlar Odası ve Tmmob da sadece ve sadece meslek siyaseti yapılmalı dememiz mi yeter?

-          Oda başkanlığı dönemimizde ‘’Yarışmayla yap’’ düsturuyla açtığımız yarışmalar, kurduğumuz Araştırma merkezi, satın aldığımız Oda binamız, girişimlerle sözünü aldığımız mevcut Oda binamız mı yeter?

-          Bizden önceki Oda başkanlarımıza müteşekkirliğimiz sonrakilere gücümüz nispetinde desteğimiz mi yeter?

-          Mimarlığa olan aşkımı ve Mimarlığın medeniyet inşa edici yegane meslek olabilir bilincimizi, sizlerin bu adab-ı muaşeretten yoksun, hedef için her şey mubah anlayışınız elbette engellemeyecek.

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
 Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
 Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
 Geride ne varsa bırak utansın
 Ey binbir tanede solmayan tek renk;
 Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın! (NFK)

İsmail Ruhlukürkçü (Mimar)

Mimar

26 Aralık 2019 Perşembe

Benim Penceremden ‘’İstanbul Kanalı’’ Projesi;



Benim Penceremden ‘’İstanbul Kanalı’’ Projesi;
Projenin adı Türkçe dili kullanım kurallarına göre ‘’Kanal İstanbul’’ değil ‘’İstanbul Kanalı’’ olmalıdır. Bu açıklamadan sonra projenin anlatımını yaptığım araştırmalardan edindiğim bilimsel verilere göre yapmaya çalışacağım. İstişare, münazara, tartışma yetisini kaybettiğimizden olsa gerek algılar üzerine konuşmaya başladık. Raporlamaları pek kimsenin okumadığını da biliyorum. Yazıyı okumak istemeyenler için iki adet link paylaşıyorum.
1. İstanbul Boğazı’ndan yılda ortalama 50 bin gemi geçmektedir.
2. İstanbul Boğazı’ndan emniyetli gemi geçişi kapasitesi ise yılda 25.000 olarak hesaplanmaktadır.
3.İstanbul Boğazı’ndan;
• 1936’da Montrö anlaşması zamanı ortalama 3.000 gemi geçmiştir.
• 2050 projeksiyonunda 78.000 gemi geçmesi öngörülmektedir.
• 2070 projeksiyonunda 86.000 gemi geçmesi öngörülmektedir
4. Boğaz’da geçen gemilerin ortalama yüzde 20’si tehlikeli yük taşımaktadır.
5. Boğaz’da yılda ortalama 130 milyon ton tehlikeli yük taşınmaktadır.
Bu miktar, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının kapasitesinden 2 kat fazla kimyasal taşınması anlamına gelmektedir.
6. Boğaz’dan kimyasal madde taşıyan gemilerin herhangi bir kazaya karışması büyük zararlara sebep olabilmektedir.
Örneğin, 42.000 metreküplük asetilen patlamasının şiddeti;
• -ilk 6,9 km’de (çap) yıkıcı etki,
• -7,6 km’de (çap) insana zararlı etki,
• -10 km’lik (çap) mesafede ise canlı hayatına uzun vadede olumsuz etki edebilmektedir.
7. İstanbul Boğazı Gemi Kazaları
• -2016’da Karadeniz’den gelen kuru yük gemisi Sarayburnu açıklarında sahil güvenlik botu ile çarpıştı; 4 mürettebat hayatını kaybetti.
• -Nisan 2018’de 225 metre boyundaki dökme yük gemisi, Anadolu Hisarı’ndaki hekimbaşı Salih Efendi yalısına çarptı. (206,1 milyon TL tazminat)
• -1979'da 100 bin ton ham petrol taşıyan Romanya bayraklı tanker Independeta ve Yunan bayraklı kuru yük gemisi Evriyali çarpıştı.
• 43 mürettebat öldü.
• Yüzlerce ton ham petrol denize döküldü.
• Büyük bir çevre felaketi yaşandı.
• Kabataş̧ ve Kadıköy cephesine bakan evlerin camlarının tamamı patlamanın etkisiyle kırıldı.
• Patlamadan sonra deniz dibinde o bölgede yaşayan canlıların yaklaşık yüzde 96’sının yok olduğu tahmin ediliyor.
• Bu nedenle Boğaz’da uzun süre balık avcılığı yapılamadı.
• -1960’da Benzin yüklü Yugoslav tankeri Zoranic ile Yunan tankeri (World Harmony) çarpıştı. (20 ölü)
• -1966'da Rus bayraklı Kransky ve Lutsk tankerleri çarpıştı.
• -1991'de Lübnan bayraklı Rabinion ve Filipinler bayraklı Madonna Lily gemileri çarpıştı. (21.000 koyun telef oldu.)
• -1994 Nassia tankeri ile M/V Shipbroker çarpıştı.
• Dünya Denizcilik Tarihi’nin en büyük kazalarından biri.
• Nassia’dan sızan petrolün tetiklediği yangın 4 günde söndürülmüş ve bu kazada 29 mürettebattan 6’sı hayatını kaybetti.
• -2002'de Malta bayraklı Gotia Emirgan İskelesine çarptı.
8. Kanal İstanbul’un Sağlayacakları
• Keskin dönüşler ve sert akıntı bakımından Boğaz’a göre daha emniyetli seyir,
• Boğaz’daki trafik yükünün azaltılması,
• Boğaz’da tarihi dokunun korunması ve güvenliği,
• Can ve mal güvenliği,
• Yatay mimari ile modern yerleşim alanı,(ilk defa milli mimari için fırsat)
• İnşaat aşamasında 9 yıl süreyle 10 .000, işletme süresince 2500 istihdam.
• Yeni bir uluslararası suyolu ve yeni bir kent oluşturulması,
• Yıllık 5 milyar dolar gelir.
9. Sayılarla İstanbul Kanalı
- 7 Üniversite (Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Gazi, Başkent, Atılım, Çankırı Üniversiteleri)
- 200’e yakın akademisyen/uzman,
- 33 bilim dalında çalışma
• Hidrolik
• Jeoloji
• Zemin Mekaniği
• Kaya Mekaniği
• Hidroloji, Yerüstü Havzaları
• Hidrojeoloji
• Hidrodinamik
• Su Kalitesi ve Sediment Araştırmaları
• Tsunami Analizi
• Deprem Analizi
• Gemi Trafik Analizi
• Trafik (Ulaşım) Yönetim Planı
• Gemi Navigasyonu Simülasyonu
• İşletme Modeli
• Dalga Modeli
• Heyelan Tespit ve Önlemi
• İnşaat Yönetimi
• Şehir Bölge Planlama, Sosyolojik Etki Değerlendirme
• Ekonomi
• Hukuk
• Arkeoloji
• Flora (Bitki) Fauna (Hayvan) Habitatı,
• Omurgasız Hayvanlar
• Sürüngenler
• Kuş Türleri
• Memeli Hayvanlar
• İç Su Balıkları
• Deniz Biyolojisi
• Ekoloji
• Endemik Ve Nadir Türler
• Sosyal Araştırmalar, Anketler
• Atık Yönetimi
• Kültürel Miras

• 97 Noktada Çevresel Ölçüm (ağır metal, toz, sediment, hidrolik vb.)
• 15 Noktada Gürültü ve Titreşim Ölçümü
• 17.000 Metre Sondaj (karada, denizde ve gölde)
• 8 Noktada Yeraltısuyu Akış Tespit Kuyusu
• 17 Noktada Hidrojeolojik Gözlem Kuyusu
• 57 Kurum ve Kuruluştan ÇED Görüşü ve Katılımı
• Türkiye ve Fransa’da Laboratuvar Deneyleri ve Simülasyonları
(Bütün veriler Cumhurbaşkanlığı iletişim ofisinden alınmıştır.)
10. Maliyet Kar Analizi ve Benim Zaviyemden Proje
• Proje bedeli 75 milyar TL ise
• Yılda 25.000 gemi İstanbul Kanalı’ndan geçse (Daha fazla geçer de neyse)
• Bu gemiler 2 gün sıra bekliyorlar. 2 gün bekledikleri için masraflarının 500.000 TL olduğu gerçeği var. Ki araştırdım gecikme, zamanında teslim, bozulma, asitsel ürünlerin tankı yıpratması vb konulardan dolayı daha fazla olabileceği söyleniyor.
• Yol kısalıyor, ortalama bir tanker gemi yakıt olarak 50.000 TL tasarruf ediyor.
• Bunu otoyol gibi düşünün, diğer yolda var ama para verip neden otoyoldan geçiyoruz.
• Geçiş Ücreti 100.000 TL olsa,yıllık gelir25.000*100,000=2.5 Milyar Tl.
• Sistem kendini 30 yılda amorti ediyor. Bu bir projenin amortismanı için uzun bir süre ama yan gelirleri, istihdamı, can güvenliği ve kültürel mirası koruma açısından da konu irdelendiğinde;
Bu bilgiler ışığında yapılması gerektiğinin faydalı olacağını düşünüyorum. Saygılarımla.
İsmail Ruhlukürkçü

4 Aralık 2019 Çarşamba

MÜNEVVERDEN ENTELEKTÜLE- Kenan Çağan (Kitabın altını çizdiğim cümleleri)





Önsöz
Bilgi aydın için nasıl gerek şartsa, cesarette gerek şarttır. Aydın kimsenin tarafında değil, yalnızca hakikatin tarafında olan kişidir.
Farklı ideolojik yönelimleriyle bir çeşitlilik arzeden Türk aydını, nitelik olarak da farklı profiller içerisinde belirginleşmiştir.
(Sf ıx)
Giriş
Entellektüeller, bilgi ve düşünce üreten ama toplumdan kopuk, halkın sorun ve dertleriyle uğraşmayan kişiler olabilir. Aydınlar ise entelektüel olmasalarda toplumu donukluktan, durağanlıktan kurtarmaya çalışan, onlara bir bilinç ve hareket kazandırmak için çaba gösteren kişilerdir….Şeriati bu bakımdan , Ebuzer’in bir entelektüel olmasada, bir aydın olduğunu söyler. Aydın ona göre bir dava adamıdır.

SF1
Şeriati, aydını da taklitçi ve asıl/asil aydınlar olarak ikiye ayırmaktadır….elinizdeki bu çalışma Türk düşüncelerindeki batılılaşma yanlısı sözde aydınlar ile gerçek aydınlar arasındaki farkı belirginleştirmeye dönük bir çalışmadır.
Alim, münevver, aydın ve entelektüel…
Sf2
Faucault’un, Chomsky’nin Said’in ya da Aron’un …
Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde başlayan/başlatılan batılılaşma hareketleri önceleri sadece imparatorluğun yıkılışını önlemeye yönelik somut(askeri,ekonomik) tedbirleri amaçlamışken zaman içerisinde kültürel bir nitelik de kazanmıştır….’Sorun’ üzerinden çözüm arayan Osmanlı eliti, ‘sorun’u savaşlardaki yenilgiler ve neticesinde meydana gelen toprak kayıplarında ve kısmen de ekonomideki güçsüzleşmede gördükleri için çözümü de, askeri ve ekonomik iyileştirmelerde aramış ve modern batıdan bu konularda yardım almaya yeltenmişlerdir….ilişki etkileşim…Pandora’nın Kutusu belki de bilmeyerek ve bir daha kapanmamak üzere açılmış oldu.
Sf3
…aynı biçimde ulemayı da nihayetlendirip yerine aydını ikame etmiş değildi….ulema varlığını…
Dolayısıyla aydın problemi modernleşme probleminin bir parçası olarak değerlendirilmek zorundadır
Sf5
…değer dünyasını savunan gelenekçiler…Gelenekselciler içinde muhafazakarları ve İslamcıları…İslamcıları da radikaller ve ılımlılar…libarellerden sosyalistlere…

Radikaller…Ilımlılar…
Sf6
Osmancılık siyaseti çok kısa zamanda cari olma imkanını kaybettiği için, tüm siyaset diğer ideolojilere;batılılaşmaya, İslamcılığa ve Türkçülüğe kalmıştır…Türkçüler…
…liberaller ve sosyalistler…aydınlanmacı aklı, seküler bir dünya tasavvurunu, bilimsel anlayışı, insan merkezli bir evren anlayışını kabul edip savunmuşlardır….bu gerçekci aydınlar,…yerli nitelemesini hak ederler.
…samimi, endişeli ve cesur adam, düşüncenin namusuna sadık kalarak hakikat istikametinde bir yürüyüş sergilemek…
Sf 7-8
NAMIK KEMAL’DE DEVLETİN NİTELİĞİ VE TEMEL DAYANAKLARI
19 yy Değişim projesinin zaafı salt araçların değişimini talep eden bir proje olmasından değildi, aksine araçlarla birlikte amaçları da yeniden dizayn etmeyi hedefleyen yeni bir paradigmayı ihtiva etmesindendi…Yeni durumun başta yarattığı şaşkınlık aşıldığında, ona karşı nasıl tavır takınılması gerektiği daha önemli hale geldi.
Nihai amaçları konusunda ortak bir payda da buluşan aydınlar, söz konusu amaca ulaşmanın hangi içerikte ve yöntemle gerçekleşeceği konusunda hemfikir değillerdi.
Sf 11-12
Jeune’lük Avrupa’da ulusculuk ve meşrutiyetçilik, hatta cumhuriyetçilik yanlısı anlamına geldiği halde, Türkiye’de bu hem din, hem devlet düşmanlığı anlamına geliyordu.
Sf 14(dipnot)
Niyazi Berkes, Türkiye’de çağdaşlaşma,7. Baskı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2005,s.272-273 Alalım!
Sf 15 (dipnot)
Yeni Osmanlı harekatı bir yandan bir çok yeniliğin fitilini ateşlemiş, öte taraftan da belli bir düşünme biçimini ve tavrını gelecek kuşaklara miras bırakmıştır.
Sf 16
Bir düşünür olarak Osmanlı devletinin bekasını temin maksadıyla çağının bütün meselelerine yeterince kafa yormuş, inandığı çıkış yollarını açıkca göstermeye çalışmıştır.
Sf 17
Şinasi’nin seküler talepleri ve dayanakları karşısında Namık Kemal hala dinsel talepleri ve dayanakları referans alıyordu.
Sf 18
…entelektüel olarak değil…siyasi mücadelesi…
Namık Kemal Düşüncesinin Temel Hatları
…bir siyasi teori ve felsefe geliştirme…Namık Kemal’in siyasi felsefesi, iki noktadan incelenmelidir. Birincisi ‘’İslami ve batılı siyaset kavramları arasında amaç, kaynak ve tutarlılık bakımından gerçekleştirmeye çalıştığı sentez….
Sf 19
İlgilendiği konularda teorik ve felsefi bir arka plan oluşturmaya çalışması…uzlaşmacı(sentezci)
Sf 20
1.       Osmanlı imparatorluk devletinin çöküş nedenleri nelerdir? 2. Bu çöküş sürecini tersine çevirmenin yolları nelerdir? 3. Bunun için gerekli reformlar ne olmalıdır? ÖNEMLİ!

1.       Nedenler siyasal ve ekonomiktir; 2. Yollar eğitim yollarıdır; 3. Gerekli ilk reformlara, anayasalı merkeziyetçi bir devlet rejimi kurmakla başlanabilir.
Sf 21
…duruşunu betimlerken Osmanlıcı, Milliyetçi, modernleşme yanlısı ve İslamcı olarak tanımlayabilmekte…inandığı bütün bu değerleri bir arada mecz etme istiyakıyla yola çıkmış bir aydındır. Ancak bütün düşüncelerine bir meşruiyet aradığı yer dindir.
Sf 23
…içsel olmaktan daha çok dışsal olduğu…Yani genelde İslam toplumlarının özelde ise Osmanlı’nın tıkanmışlığına çözüm ararken ilk karşılaştığı şey içerden bir yenilenmenin gerekliliği değildir…içerdeki tıkanmışlığı fark ettiğinde, belki de ondan da önce, dışsal alternatifleri zaten fark etmişti.
Sf 24
İslami siyasetin batılı liberal siyasetin gelişkin yönlerini zaten içerdiğine inanıyordu. Ona göre sorun teoride değil, uygulamadaydı.
Sf 25
…tüm çabası daha önce de ifade edildiği üzere devletin devamlılığını temin etmekti….İbn-i Haldun’un tarih felsefesine dayanarak neredeyse ölüme yatmış, kötü son’u peşinen kabullenmiş çevrelere ve onların kendilerine dayanarak yaptıkları İbn-i Haldun’un tarih felsefesine karşı çıkarak.. beklenen ve kaçınılmaz zannedilen kötü sonun gerçekleşme mecburiyeti olmadığı kanaati… oluşturmak gerekiyor(Ak parti için)
Sf 27
…meşvret… sihirli kelime
Sf 28
…çıkarlarını kaybetme endişesi… veşahirhum fil emr…hum zamiri…seçici ve kendileri ile istişarenin tavsiye olunduğu grup olarak bütün halkı değil sadece aralarında belli şartları taşıyan ehil ve layık kişileri…
Sf 29
Efradın marifetine, mülkün mamuriyetine insaniyetin kemaline, medeniyetin tekrarına hizmet…
Sf 33
Montesquieu’dan da kuvvetler ayrılığı teorisi..
Sf 38
Zulmün ne kadar hasmı iseler, fitnenin de o kadar düşmanıdırlar.
Sf 39
Bu durumda siyasi bir egemenliğin meşru olabilmesi için iki koşulu yerine getirmesi gerekir; bunlardan birincisi halkın rızasına dayanmaktır. Öteki de soyut haktan gelen kanuna uygun olmaktır.
Sf 40
…son derece pratik kaygılarla dinamik, sentezci kısmen de yenilikçi bir düşünsel bir duruş sergilemiş bir aydın olarak, hem döneminin düşünce gündemini hem de siyasi gündemin oluşmasına katkı da bulunmuştur. Bu katkı kendi dönemini aşan bir belirleyicilikte, kendinden sonraki kuşakların düşünce dünyalarının belirlenmesinde etkin olmuştur….sentezci, pragmatik, devletçi…
Sf 42
…ardılları, onun zorunlu bir acelecilikte yatay düzlemde yürüttüğü tartışmalara zaman içerisinde derinlik kazandırabilmiş olsalardı…zengin bir entelektüel miras…
Sf 43
MEHMED AKİF: BATILILAŞMA VE İSLAMCILIK
Özellikle askeri alanda batıyla karşılaşma ve bu karşılaşmanın sonucunda gelen ağır yenilgiler ve toprak kayıpları, Osmanlı’yı Batı üzerine düşünmeye sevk etmiştir….ilk somut netice, özellikle askeri alanda Batılı anlamda bir yenileşme…
Sf 45
Batılılaşmanın sihirli bir değnek olmadığının fark edilmesi ve toplumun temel kabulleriyle örtüşmüyor olması.
…Osmanlıcılık…Türkçülük…İslamcılık…
Sf 46

Modern Bir İdeoloji Olarak İslamcılık
..Batı’nın…(rasyonalist, materyalist ve pozitivist) biçimlenmesi…
Osmanlıdaki muhtemel sorunlar, hep İslam’dan uzaklaşmayla açıklanmıştı.
Sf 49
İslamcılığı, siyasi ve ideolojik bir akım olarak değil, her yeni durumda işleyen, gelişen ve kendini üreten bir süreç olarak…
İslam’ın bir ideoloji değil bir din olduğu, dolayısıyla kendilerinin de birer ideolog değil, Müslüman oldukları…
Sf 50
…İslamcılığın kurucu babalığını ise Cemaleddin Afgani’ye …Namık Kemal’le başlatanlar da vardır.
İslam dininin felsefe ve pozitif bilimlere, dolayısıyla da medeniyete karşı olmadığını; aksine dinin Müslümanlara bunları öğrenmeyi emrettiğini ileri sürmesi…
Sf 52
Dini ilimlere olan vukufiyetleri nedeniyle ulema sınıfına, modern bilimlere olan ilgileri nedeniyle de aydın sınıfına yakın…İslamcılığın bir yandan devlet otoritesine yaslanması…diğer bir sebebi de geniş halk kitlelerinin vicdanlarına, tahayyüllerine karşılık gelebilmesidir.
Batıdan(doğudan fark etmez) gelen ideolojik düşünce yapısı ile geleneksek İslam değerlerinin birleşimi neticesinde, İslam’ın ideoloji formu içinde yeniden sistemleştirilmesiyle…
Sf 54-55
İslam ilerlemeye açık, ilme, akla ve mantığa uymayı emreden, buna karşın hurafelerden, bidatlardan ve gelenekten kaçınmayı öğütleyen, ahlakı, çalışkanlığı ve dürüstlüğü düstur edinen bir dindir. Dolayısıyla Müslümanlara,özellikle de hilafeti temsil eden son büyük İslam İmparatorluğunun evlatlarına düşen gerçek görev, İslam’a dönmek vasıtasıyla bu son İslam İmparatorluğunun bekasını temin etmektir….Tarık Zafer Tuna…ilim ve eğitim alanındaki ciddi yenileştirme ve iyileştirmeleri içerecek olandır, diğeri ise içtihat kapısının tekrar açılmasını sağlayacak olan düzenlemedir.
İlim ve eğitim alanındaki iyileştirme talepleri, özellikle dini eğitimin verildiği medreselerin ıslah edilmesine yöneliktir.
Sf 58
Ali Bulaç, İslamcıların zihinsel arka planlarında üç temel paradoksun yattığını düşünüyor, bunların ikisi kartezyan felsefe ve iki dünya arasında kurulmaya çalışılan tartışmalı analojiler iken…ilerleme inancıdır….Ali Bulaç, ‘’İslam’ın üç siyaset Tarzı ve İslamcıların Üç Nesli’’, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce 6:İslamcılık….İsmail kara, Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi…
Sf 58(dipnot)
…içtihat, dine zamana karşı dayanıklılık sağlayan toplumsal her soruna İslam’ın genel ilkeleri ve Şeriat koyucunun maksadı doğrultusunda çözümlerin aranıp bulunmasını temin ederek…içtihat talebiyle geleneksel İslam’ın yüzyıllardır kemikleşmiş kabuklarını kazımaya niyet etmiş olmaktadır.
…İslamcılar…rasyonalist, modernist, selefi olarak adlandırılmışlardır….İslam’ı İslam dışı unsurlarla …
Sf 59
İsmail Kaya’ya göre İslamcıların alıp sürdürdükleri, geleneksel İslam’a ve Müslümanlara ilişkin oryantalistik varsayımlar şöyledir: a) hurafelere, batıl inançlara, menkıbelere,İsrailiyata bulanmış bir inançlar manzumaesi ve din; b)Müstebit(ortoriter/totaliter/despotik) bir siyasi yapı; buna karşılık itaatkar, sesini yükseltmeyen bir toplum; c) Atıl, hareketsiz, vurdumduymaz, gözü ahrete dönük bir toplumsal yapı ve ilişkiler ağı, d)Kadınla erkeğin, müslimle gayrimüslimin, hürle esirin hukuken, siyasetten ve statü itibariyle eşit olmadığı bir sosyal hayat; e)Say’u gayreti , içtihatı, iradeyi değil de pasif bir hat üzerinden cereyan eden tevekkülü, sabrı, kaderi, kanaati, bir lokma bir hırkayı öne çıkaran bir zihniyet ve yaşama üslübu; f) İlmi ve felsefi gelişmesi 12. Asırda durmuş; şerhlere, haşiyelere, tekrara, ezbere boğulmuş, taklitle yürüyen bir ilim anlayışı ve kendini yeniden üretemeyen, yeni meseleler vaaz edeneyen, bu yüzden de geçmişte kalan bir tedris tarzı…
Sf 59-60(dipnot)
…İslam dünyasının gerilemesinin iç sebepleri arasında, Müslümanların tembelliği, yeniliğe düşman olmaları, İslami hakikatlerden uzaklaşmaları anılabilir. Dış sebepler arasında ise batının İslam dünyasına yönelik her türlü saldırılarını anarlar.
Sf 60
İslamcılara göre, şeriata göre yürütülen ülkelerde demokrasi zaten vardır.
Sf 63
…söylemlerindeki ideolojik muhtevaydı.
Sf 64
Bu gruptaki İslamcılara göre Batı medeniyeti, maddi ve manevi unsurlarıyla ikili bir yapıdır. Bu yapının manevi yönünden alınabilecek hiçbir şey yoktur… Batı’nın maddi medeniyetinin geldiği noktadan alınabilecek şeyler muhakkak ki vardır.
Sf 66
İslamcılar Hıristiyan Batı ile Müslüman Doğu’yu karşılaştırarak, kendileri için bir motivasyon oluşturmaya…Hıristiyan batının kendi öz değerlerinden değil, Müslüman doğunun ataletinden kaynaklanmıştır.
Sf 67
…İslamcılar, ilmi ve tekniği almak konusunda da birtakım noktalara dikkat edilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Bunların başında taklitten kaçınmak gelmektedir.
Sf 68
Batı gerçeğini inkar etmek İslamcılık siyasetini hiçbir biçimde yeniden üretip yenilemeyecektir.
Sf 79
YAHYA KEMAL DÜŞÜNCESİ VE MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKARLIK
Muhafazakarlık, geçmişi ve onun geleneksel düşünce kalıplarını, önemli bir toplumsal miras olarak değerlendirilir. Bu nedenle de muhafazakarlık, geçmişin (kadim ve ezeli) ve yerleşik olanın, geleneksel ve kutsalın sürekliliğini modern koşullarda sağlamaya çalışmanın iradesi ve yeteneği olarak tanımlanabilir.
…durum, anlık bir tepkisel dirençle aşılamadığı an, mazeret üretmeyi, meşrulaştırmayı ve uyumu tercih eder.
Sf 85
Muhafazakarlık genel anlamda, devletçi, statükocu, rejim yanlısı bir tavırdır.
Gaz metaforu…Çünkü gaz(hava) şekilsiz ve hacimsiz; her şekle girebilen, her hacimde temsil edilebilecek bir şeydir.
…muhafazakarlık modernleşmenin meydan okumasına karşı, geleneksele bağlılığı ve onun oluşturduğu otantik özle dirilmeyi ifade eder. Ancak modernleşmeyle muhafazakarlık arasında bir bağıntının ortaya çıkması, milliyetçilik gibi saiklerle zorunlu hale gelmiştir.
Sf 87
Yahya Kemal muhafazakarlığını bir fikir sistemi ya da bir teori olarak değilde, bir duruş ve duyuş olarak değerlendirmenin daha doğru olacağını ifade ediyor.
…Yahya Kemal…Fransa’da, kısa bir dönem sosyalizme ilgi duymuş olsa da , Leon Cahun’un fikirlerinden etkilenip Turancı olmuştur. Ancak Albert Sorel’den aldığı dersler ve Camila Julian’ın görüşleri onun Turancı fikirlerini gözden geçirmesine neden olmuştur.
Sf 90
‘kökü mazide atiyim’
Sf 93
İslamcılar rıza ve itaati tercih etmedilerse de, itirazlarını da çok seslendiremediler, ortaya konulan politik sertlik onların susmalarına, köşelerine çekilmelerine sebep oldu.
Sf 95
İnkar Edilen Mazi ve Meçhul Ati
…Yahya Kemal’le Mehmet Akif arasında bir karşılaştırma…Akif’te ahlaka, imana, kelama ve fıkha dayalı olarak karşımıza çıkan İslam, Yahya Kemal’de kişisel ve içsel bir söylem, tasavvufun ürettiği kurumlar ve artistik pratikler olarak öne çıkar.
Sf 98
…mütereddittir.
‘’Çok insan anlayamaz eski musikimizden/Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden’’
Sf 100
CEMİL MERİÇ’İN OSMANLI VE CUMHURİYET ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ
Türk düşünce hayatında Cemil Meriç kadar heyecan uyandırıcı bir başka entelektüel neredeyse yoktur.
Sf 103
Cemil Meriç’i ve üslubunu…yalnızlık, tedirginlik, küstahlık olarak belirliyor.uz
…Bir çağın vicdanı olmak isterdim…Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak bir köprü olmak isterdim…
…bütün Batılı değerlere rağmen, daha da yerli olmak…Kafasıyla, düşünme biçimiyle Batılı; gönlüyle, ruhuyla yerlidir.
Sf 106
Zaten Osmanlı’da toprak mülkiyeti yoktur. Mülk Allah’ındır.
Sf 107
Tefekkür tereddüttür…
Sf 108
Medeniyetle(1)…millet çapında düşüneceksek, millet vardır, Osmanlı kültürü vardır, biz varız. Batı’nın teknik üstünlüğü vardır, o kadar.(2)
Sf 119
Sentezlerle, imkansızların izdivacıyla…bir yerliliktir…
Sf 120
…sağcı gelenek içerisinde düşünceyle karşılaşmanın ve onunla hemhal olmanın gereklerini yerine getiren nadir isimlerden biri olan Nurettin Topçu…
Sf 123
Nurettin Topçu düşüncesinin felsefi zemini…hareket felsefesidir. Hareketi ahlakileştirmek ideali tam da bu çabanın eseridir.
Nurettin Topçu, insanın eşyayı değiştirdikçe kendisinin de değiştirmek suretiyle Allah’a yaklaşacağını ve böylelikle gerçek kurtuluşu yani hakikati bulacağını ileri sürmektedir…Çünkü bu isyan hür iradeyi ve hareketi zorunlu kılan ve Allah’a dayanılarak yapılan isyandır.
Sf 127-128
Sanat hakikatin kendisi olmamakla birlikte, hakikate tırmanmanın aracıdır.
Nurettin Topçu için sanat, bir hezeyan ve sayıklama olmanın ötesinde, felsefi derinliği olan, insanı ve onun mukadderatını mesele edinen, ruhu olan ve ruhu olanı yeni dünyalara götüren, yeni doğuşlara kavuşturan, mukadderatımızın trajik meselesini çözmeye yeltenen büyük bir edim olmak zorundadır.
Sf 129
Dolayısıyla hayatıyla sanatını birleştirip, aynileştirilmiş olanlar, yani büyüklerin ulaşabildiği o bölgede oturanlar Sinan, Yunus, Fuzuli, Goethe ve Beethoven’le birlikte Mehmet Akif de vardır.
Sf 136
…Bergson sezgiciliğinin etkisi…
Bohemin sisli, muğlak ve haz dolu dünyasından dinin teslim alıcı, çile dolu, sorumluluk yükleyici ve bütün varlık sancılarına karşın huzur bağışlayıcı dünyası…
Sf 145
…işbirliğinin nedenlerini; milliyetçiliğin toplumsal düzeyde yaygınlaşmak ve kabul görmek için İslam ideolojisine ihtiyaç duymasına, İslamcılığın ise kendini açıkça ifade etmek için milliyetçiliğe ihtiyaç duymasına bağlıyor. Cemil Koçak açıkça bu iki ideoloji arasındaki ittifakı rasyonel bir çıkarcılığa bağlıyor…
Sf 147
Batı, Yunan felsefesi, Roma hukuku ve Hıristiyan ahlakıdır…Doğu ise inançların ve ruhların dünyasıdır. Denkliklerin ve vasatın dünyası. Batı tahakkümün, üstünlük yarışının, Doğu ise, teslimiyetin tevazunun adresidir.
Sf 148
…siyaset…entelektüel edimdir.
Büyük Doğu(1943)
Sf 149
..ona göre 10 yıllık DP iktidarı üç devrede değerlendirilmelidir:’’Birinci devre 1954 seçimlerine kadar dört sene…Hedefsiz gayret devresi…İkinci devre:1957 seçimlerine kadar üç sene… Boşuna zahmet devresi…Üçüncü devre:1960 baskınına kadar üç sene…Boyuna gaflet devresi…’’
Sf 152-153
Türk İslamcılığında Mehmet Akif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç çizgisinin dördüncü halkası olarak değerlendirilebilir.
Sf 194
Müslümanca yaşamak Rasim Özderen’in modern dünya hapishanesinden çıkmak üzere gösterdiği tek kapı…
Sf 197
Böyle biri uzlaşmacı yahut asgari müştereklerin takipçisi değildir.
Sf 198

Ayrıca liberalizmin aşırı bireyselciliği ve hiçbir kayda bağlı kalmayan serbestliği de eleştirinin öteki nedenleri arasındadır.
Türk düşünce tarihinin son iki yüzyılında yer almış, ama bir şekilde modernleşme sorununa ilgi duymamış aydın sayısı, her halde sandığımızın çok altındadır.
Türk aydınlarının modernleşme sorununa kabaca üç biçimde yaklaştığını gösteriyor; karşı olanlar, taraf olanlar ve temkinli olup orta yolu tercih edenler.
Sf 208
Meşrutiyet dönemi İslamcılarının kahir ekseriyeti Batı’nın ilmini ve teknolojisini alıp, zihniyetinden ve ahlakından uzak…gibi bir orta yolu tercih etmişlerdir.
Sf 209
Gül Yetiştiren Adam…İslamcılığını hep bir erteleyiş olarak…Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce-İslamcılık, Cilt:6, İletişim Yayınları, İstanbul,2005, s,760-772.
                                                                                                                                                                                                                      Sf 209 (dipnot)
Zira bütünüyle batılı bir üretim olan modern paradigma temelde kutsal olanın inkar edilmesi esasına dayanır.
Sf 210
Tanzimat aydınlarının Batı karşısındaki safiyane duyguları batılılaşma macerasındaki romantik yönü ihtiva eder. Özellikle ilk dönem Türk aydınları Batı’nın gerçek mahiyetini bilme yeterliliğinde değillerdi. Bu nedenle de onunla hesaplaşmak gibi bir endişe barındırmıyorlardı. Özdenören’e göre ilk dönem aydınların öncelikli endişesi devleti kurtarmaktı. …Türk aydınının bu ilk izlenimlerinin kolay kolay silinemediğinin altını çiziyor….Ve asla bir denkli üzerinden ilişki yürütemediler. Aksine ilişkiye hep yenik başladılar.
Sf 212
Modernlikten önce egemen olan, kutsal olan olduğu için, modernliğin kutsal olana isyanı diye tanımlanması yanlış sayılmamalıdır.
Sf 213
‘’İslami kurala göre yaşamak isteyen insanlar için, Batı kültürünün eseri olan ev düzenlenmesi tamamen elverişsiz, kullanışsız kalır. Fakat bu insanlar böyle bir ev düzeninde yaşamaya mecbur bırakılırsa, o takdirde kendi yaşayış tarzlarından taviz vermek, fedakarlıklara katlanmak durumunda kalırlar. Yani, kendine ait kültür ortamında yaşamayan bu insan, ya evin düzenini kendine göre değiştirecektir yahut evin gerektirdiği yaşayış tarzına göre kendini değiştirecektir.’’(işte bu mekanla ilişkili her şey)
Sf 220
Kemal Tahir romanlarını, düşünsel tezlerini sergilediği bir platform olarak görmüştür.
Sf 226
…onun romanları, yer yer bir fikir kitabına, ideolojik bir argümana, bir tarih tezine dönüşürler.
Kendini siyasi yelpazenin solunda gören Kemal Tahir, ideolojik olarak bilimsel sosyalizmin savunuculuğunu yapmıştır.
Sf 227
Mark ve Engels kendi teorilerini ‘’bilimsel sosyalizm’’ olarak betimlemişler ve daha önceki yılların ‘’ütopyacı sosyalizmi’’ni reddetmişlerdi.
Sf 227(dipnot)
Türkiye’de yaygın bir biçimde rastlanan; Batılı ideolojileri oldukları gibi alan ve Türkiye’ye aktaran taklitçi aydınlardan değildir.
Sf 228
Kemal Tahir, yerli sosyalizmi aramaktan yana çizenleri, hazır kalıplar var olduğunu savunanları, bunların işe yaradığını öne sürenleri, kim olurlarsa olsunlar ya da nereden gelirlerse gelsinler büyük emperyalist ajanlar olarak kabul etmiştir. Kemal Tahir Türk sosyalistlerini tam da bu gerekçelerden dolayı eleştirmiş; onları tepeden inmeci, kurtuluşu dışarıdan bekleyen, toplumsal gerçeklerden kopuk ve halka yabancı olmakla suçlamıştır.
Sf 229
Kemal Tahir’in yerliliği evrensel nosyonlardan kopan, kendini dar sınırlara hapseden, indirgemeci, küçültücü bir yerlilik değildir.
Sf 230
Ancak milliyetçi ve muhafazakar çevrelerde üretilen ve savunulan yerlilik, ait olunan ideolojinin doğal bir tezahüründen ibarettir.
Türk modernleşmesi, bir ön kabulün, bir öykünmenin, bir teslimiyetin; en nihayetinde de bir yenilginin tarihidir.
Sf 232
Kemal Tahir’e göre modernleşmek için kendi toplumundan ve tarihinden kopmak ya da kendini inkar etmek şart değildir.
Türk solu genelde Batı karşıtlığını bile Batıcı bir tavırla dile getirmiştir.
Sf 233
‘’Sosyalizm Asya ve Doğu halklarının direnişi karşısında bu halkları denetimi altına almanın, Batı ile ilişkilere uyumlu hale getirmenin bir başka biçimi olmuştur.’’
Sf 234
Kemal Tahir’e göre…Osmanlı temel üretim aracı olan toprağın mülkiyetine el koymuştur…Halk…kendisine ait olmayan bu toprağı kullanma hakkına sahiptir.
Sf 241-242
Bozkırdaki Çekirdek…Romandan bazı alıntılar enstitülerin ideolojik dönüşümdeki rolünü vurgulamak için iyi birer örnek olacaktır:
‘’ genel Müdür, inanmışların güveniyle gülümsedi: Her köyde bir Mustafa Kemal..Nerde o mutlu günler’’..Yetiştirilecek gençler, yeni devleti kuran liderin vasıflarıyla hayal edilmiştir.
Sf 247
Kemal Tahir ilgisinin büyük bir kısmını Osmanlı’ya tahsis etmiştir. Ancak Osmanlı’ya yönelttiği ilginin nedeni nostaljik olmaktan daha çok, toplumların tarihsel süreklilik içinde var olduklarına yönelik sosyolojik ilkeye gösterdiği bağlılıktır.
Sf 251
…sosyolojinin…siyasal hedefi olan Batılılaşmak idealiyle doğrudan bir ilgisi vardır.
Sf 260
Türk sosyolojisinin en önemli kurucu isimlerinden olan Ziya Gökalp…
Sf 261
…toplumların sorunlarını tespit ve çözümlerine yardımcı olmak maksadıyla üretilmiş olan sosyolojinin…
Sf 262












İSTANBUL'U ANLAMAK- Turgut Cansever , Kitabın altını çizdiğim cümleleri





Hocanın Doktora konusu: “Selçuk ve Osmanlı Mimarisinde Üslüp Gelişmeleri”dir. (Uğur Tanyeli’nin deyimiyle Türkiye’de Sanat Tarihi doktorası  yapmış tek mimarı odur).
Bodrum’daki Ertegün Evi, Ankara’daki Türk Tarih Kurumu binası ve yine Bodrum’daki Demir Evleri ile üç defa Ağa Han Ödülü’nü kazanan Cansever’in tasarım ve uygulamaları arasında Beyazıt Meydanı Yaylaştırma Projesi, M.Nuri Birgi Evi restorasyonu ve Büyükada Anadolu Kulübü Oteli sayılabilir.
Sf 8
(…Arredamento Dekorasyon dergisinin 1991/8 sayısına ve Mimar dergisinin 1938/11 sayısına bakabilirler)
Sf 9
…mimar eseri ile bir bakıma varlık çözümlemesi yapmış olmakta..
…İslam mimarisinin(gerek şehir mimarisinin gerekse sivil mimarinin ve dini mimarinin)bir tevhid prensibi olmadan anlaşılamayacağı şeklindeki vurgusu da son derece büyük önem taşımaktadır:
İslam mimarisindeki tevhit ilkesi; huzur, sükut ve ahenk unsurlarını tek bir yapıda birbirine rapteden bir birleştirme suretiyle tevhidin o eserde yansıtılmasını ifade eder. İslam şehri ya da kasabası, bütün parçaları, bu parçaları aşan bir bütün içinde entegre eden tek yapıdır: Yani bütün hem kavrayış, hem de icra metodu bakımından parçalardan önce gelir ve parçaları anlamlı ve düzenli kılar. Aynı şekilde “daha küçük bir ölçekte, tek bir yapının bütünlüğü parçalara egemen olur”.
Sf 10
Seyyid Hüseyin Nasr, İslam ve Modern İnsanın Çıkmazı
Seyyid Hüseyin Nasr, Modern Dünyada Geleneksel İslam
Sf 10(dipnot)
..”Nasr’ın Eflatunculuğu ile Censever’in Kantçılığı
Mimari ve Hayat
Frank L. Wright, “Mimari hayatın kendisidir der ve ekler: “Hayattan uzak mimari olamaz. Hayatın yorumunun yapılması, mimarinin geçek görevidir;..
Mimarinin “makine” tarafına vurgu yapanlar…
Evi “içinde oturulacak makine” olarak tanımlayan Le Corbusier..
Sf 11
Prof.Dr. Enis Kortan, Le Corbusier Gözüyle Türk Mimarlık ve Şehirciliği, Ankara
Sf 11(dipnot)
Censever’in ne tercihini ruhtan yana yapmış…ne taklide saplandığı, ne de hayatın gereklerini (günümüz gerçeklerini) öne sürerek felsefi temelden yoksun bir mimari geliştirme tuzağına düşmüştür. Mimarinin, onu yapanın aşkın değerlerinin, inançlarının ve kainat telakkilerinin bir yansıması olduğunu söylediği ve bu çözümlemeyeli tasarım ve uygulama alanında başarıyla ortaya koyduğu (örneğin demir evleri) mimarlık çevresinde iyi bilinmektedir.
Modern’i Yakalamak
Onun düşünce dünyası… … Le Corbusier,  Walter Gropius, Frank L. Wright ve Mies Van der Rohe, Mimar Sinan…
Mimari prensiplerine, diğer yandan da…(Konfüçyus, Nietzsche, Gazali, vb.) hikmetlerine dayanmaktadır. Bugüne sağlamca basan devlerin mimari sahasında geliştirip uyguladığı düşünceler ile geçmiş çağların mütefekkirlerinin ufuk açıcı ve hikmetli sözleri Cansever’in, düşünce dünyasını dokuduğu temel malzemeler olmaktadır. Bu yönü ile de Cansever’in düşüncesi ilginç bir sentez durumundadır. Bu sentez, bir bakıma modern’in inkar edilmeden nasıl aşılacağının bir örneğini vermektedir. .. Osmanlı, nasıl Selçuklu mimarisine göre ‘modern’i yakalamış… yeni bir İslam mimarisi de, Kuran, Sünnet ve İslam düşüncesinin temel prensipleriyle çağın Zeitgeıst’ını sorgulamalı…
(zeitgeist?)
Sf 12-13
İslam Mimarlık Mirası İçinde İstanbul
17.asırdan beri kendi öz inanç temelleri ve tarihi tecrübesinin dışında kültürel değerleri ithal etmeye yöneldiğine, kendi kültür mihrakının dışında hazır çözümler aradığına ilişken izler mevcuttur.
…İslam alemi, kendi inanç temellerini ve tarihi tecrübesini anlama ve bunları değerlendirme yeteneğinden yoksun kalmış ve yabancı kaynaklı formüllere sığınarak kendisi  için çözüm aramak durumuna düşmüştür.
Sf 17
İslam ülkelerinin özellikle sömürgeci, işgalci kültürlerle daha yakından temas halinde bulunan şehirli nüfusu, İslam’ın ev, mahalle ve şehir kültürünü reddedip, batı taklidi apartman hayatını tercih ettiği…
…ev, mahalle mimarisini koruma önerileri modernleşme taraftarlarınca alaya alınırken, diğer taraftan da kültürel amaçlarına yönelik yatırım programlarının yönlendirdiği büyük nüfus kitlelerinin etkisi altında öncelikle korunması gereken mesken stoku, mesken mimarisi, mahalleler ve tarihi şeyler yok oldu.
Sf 18
Bugün, teknoloji fetişizmin ürünü olan mesken mimarisi…..İslam mesken mimarlık mirasından arta kalan ne varsa hepsinin korunmasının, ilk ve en önemli hedef haline geldiği anlaşılmış bulunmaktadır.
Sf 19
Teknoloji Fetişizmi
…İslam’ın evrensel gerçeklerinden kaynaklanan üslup bütünlüğü..
Mahalli mimari; mahalli malzeme ve teknolojik imkanlardan mahalli iklim şartları ve kaynaklarından vücut bulur.
Sf 20
Bu süre içerisinde ortaya çıkan yüzeysel taklitçilik, İslam dışı, bütünlüğü gözetmeyen yaklaşımların ürünü olan mimarinin tahribattır.
…teknolojik başarı tutkusunun …mimarinin bütün çevre sorunlarını, komşuluk münasebetlerini hiçe sayan davranışların İslam mimarlık ananesinin ve mimarlık mirasının tahribinde başrolu oynadığının sayısız örneği vardır.
Sf 21
Tevhid ve Bütünlük
Türk-İslam kültür değerlerinin ve bu değerlerin korunması gerekliliğinin teknolojik başarılara kıyasla önemsiz olduğu kanaati hakim olmuştur. Bu inancın temelinde, gayri İslami bir varlık görüşü mevcuttur….Bütünlüğü gözetmeyen analiz ve karar verme biçimleri…
…Gestalt Teorisi..
Bütün tarihi ve uzun vadeli geleceği gözeten çok disiplinli bir planlama…
Sf 22
Koruma ve Planlama
Yapılması gereken en önemli şey, İslam hayatının bir uzantısı olan mimari çevreyi üslup ile devam ettirebilmektir. İslami mimarlık ananesini konut alanında devam ettirmek, başarılması gereken ilk ve en önemli hedefimizdir.
Sf 24
…metropole yerleşecek milyon insandan tek kişinin bile son elli senedir yapılanlara benzer apartmanlara yerleştirilmesine müsaade edilmemeli, yeni konut inşaatı tarihi İslam ananesinin devamı sağlayacak şekilde gerçekleştirilmelidir.
zamanında yüksek gelir gruplarının iskanı olduğu dönemde bu nüfusa ve kültürel-idari faaliyetlere hizmet eden büyük yapılar … bir ulaşım aksları kavşağı, transit bölgesi haline dönüşünce varlık sebeplerini yitirip kendilerini çeviren mimari-sosyal-kültürel ortamdan mahrum kaldılar.
Sf 25
Sonsuzluğa  Çakılı Bir Yıldız: Boğaziçi
Boğaziçi, yıldı kümesi biçiminde bir şehirleşme modeli idi.
Sf 26
Sadullah Paşa Yalısı….tektonik yerleştirilmiş…
Köprüler Yalısı…Bu yalı, hayatının bir parçasını mimariyi seyretmeye tahsis eden bir neslin ürünüdür…Kubbenin altına düşen havuzun sol tarafa santimetre kayık ulunması odaya giren herkesin sağdan yürümesini gerektirir.
Sf 28
….bu fakir.. asimetriyi fark ettiğimde rahmetli hocam Sedat Hakkı Bey…
ABdülhak Şinasi Hisar’ın koylarda çalınan müziği anlatması, mimari kadar o mimari çevrede meydana getirilen müziğin de özel bir anlam taşıdığını gösteriyor…her ses…sonsuzluğa çakılmış ritmik bir düzenin üzerinde cereyan ediyordu. (mimari-müzik-işitme)
Sedad Hakkı Eldem’in bu saray yapılarının planimetrisinin, Osmanlı ev planimetrisinin devamı olduğunu söylemesi son derece doğrudur.
…doğru? Yapılar alt kattan üst kata, denize yahut bahçeye doğru genişler. Bu bir ehramın tam tersidir. Yani ehramın tersine oturulmuş, atektonik bir düzenlemesidir.
Sf 29
Özellikle güneş altında saçakların gölgesinin oluşturduğu, koyu kırmızı ve koyu yeşilin birleştiği yerlerde çatılar açık pembemsi renkleriyle havada duran, gökte uçan varlıklara benzer. ..(mimari-renk-görme duyusu)…Saçakların tabiat içinde keskin ince üçgenler meydana getirerek uçuşan halleri..
…ev planimetresinin her odanın varlığını gösterecek şekilde düzenlenmiş olması dır. Her odanın dışarıyla ilişkisi pencereler aracılığıyla tek yönde değil, tam aksine her oda dışarıya doğru verilen çıkıntılarla kurulur. Böylece karşıya ve köşelerden karşı taraflara bakma imkanı sağlanır. Bu üç tarafa bakma imkanı, tek istikamette bakmaya yönelik tavrın reddini içerir. Bu anlayış her şeyin çeşitli istikametlere bakılarak anlaşılmasını gerektiğini hususundaki tavhidi/hareketli kültür tavrının devamıdır.
Sf 30
İstanbul’da Bahçe Kültürü
Sanatın Batı’da seyredilmek, Doğu kültürlerinde ise yaşanmak için üretilmesi..
Batı kültürü.. Aristocudur.
Sf 31
İstanbul Metropolünün Geleceği Açısından Haliç
19. asır ortasına kadar, birbirinden ayrı dört şehir olarak yaşayan, tarihi yarımadada, Galata, Üsküdar ve Eyüp’ten müteşekkil İstanbul’da, bu şehirler bütünlüğünün ortak yaşama alanlarından birisi olan Haliç….
Sf 36
Haliç’in sanayi depolama alanı olarak kullanıp bugünkü kirliliğin devam ettirilmesi veya aynı fonksiyonların kirlenme önlenerek devam ettirilmesi hali ile yukarıda sözünü ettiğimiz kültür, rekreasyon, turizm fonksiyonlarına tahsis edilmesi halinde sağlanacak faydaların ve doğacak zararların karşılaştırılması zorunludur. Böyle bir karşılaştırmanın gereği ve sonucu aşikardır. (CAMİ KEBİR)
Sf 38
Salacak’ta Çürüksulu ya da Birgi Yalısı
Michelangelo’nun Roma’daki eski yapıların rölövelerini çıkararak….Mimar Sinan’ın ise Fatımi ve Memluk eserlerini inceleyerek…Tarihi anlamaki tarihi bilmekten ibaret olamaz. Tarihi anlamak, tarih içindeki çeşitli yönelişlerin yapısını ve farklarını anlamayı ve bunların mahiyetini belirtmeyi gerektirir.
Sf 61
Sanat eserini yücelten husus, onun bu şartlar altında tekabül ettiği seziş ve kavrayışın derinliğiyle; bunlara tekabül eden yöneliş ve iradeyi yansıtmadaki mükemmelliğidir.
Restorasyona önem kazandıran husus, en genel çizgileriyle geçmişten günümüze değin, esere eklenmiş veya eseri değiştirmiş müdahalelerdir. Açık kompozisyon özelliğine sahip, yani üzerine ilaveler ve ekler alabilecek şekilde tasarlanmış eserlerin bu ilavelerle uğradığı değişimin olumlu ya da olumsuz olduğunu belirlemek restorasyonu yöneten iradeye bağlıdır.
Tarihi sürekliliği olan kültürlerde, birbirine eklenerek oluşan bütünlükler, parçaların tek başlarına erişemeyecekleri bir tarih boyutuna sahip olduklarından ve tarihi sürecin yeni unsurlarla devam ettirilmesi için çeşitli çözümler içermeleriyle çok özel bir önem taşırlar.
…-mimari eserin-varlığını sürdürebilmesi insanlığa çeşitli veçhelerle hizmet verebilmesine bağlıdır. Özellikle evlerin, insanın değişen ihtiyaçlarına ve yenilenen konfor taleplerine cevap verebilmesi gerekmektedir. Teknik ve fonksiyonel alana ait bu basit meselelerin yanında evin tasarlandığı çağın sanat iradesi karşısında, restorasyonun yapıldığı zamanın yönelişleri ve amaçları arasındaki ilişkinin nasıl düzenleneceği sorunu, restorasyonun en önemli meselesini oluşturur.
Sf 62
…bugünün insan (mimarı) olarak eseri nasıl gördüğümüz ve ona yapacağımız müdahaleler ile tarihi yapısından hareket ederek nasıl yeni bir hüviyet kazandıracağımız bilinerek ve yönlendirici asli bir sanat (mimarı) görüşünden hareketle başarıya ulaşabilir.
…Necati Çelik?
Sf 63

Çukurçeşme Hanı Restorasyon Projesi Vesilesiyle
Evvelce yapılmış olanları doğru bir şekilde değerlendirmek, geçmişten kalanlarla iyi ve ahenkli bağlar kuracak yeni şeyler yapmak, günümüzün ve geleceğin ihtiyaç ve davranışlarına uygun bir ilaveyi mevcut olana ekleyerek eskiden kalanı günümüzde yaşatarak canlandırmak bir bakıma restorasyonu ahenkli bir dünya yaratmak için takip etmek kaçınılmaz yol olmaktadır.
... bir asırdır Türk şehirlerinin çirkinleşmesine yol açan, çevre düzenini hiçe sayan, kendi başına var olmak iddiasında ki, kendi çıkarı peşinde koşan bu yıkıcı davranışların yetersizliğine karşı, önemli bir tutum ortaya koymak...
Sf 68
Bütün insanlık için değerli olabilecek bir geleceğin araştırılması her düşünürün görevidir. Geleceğe hazırlayacak bir mimari için, form ve yapı malzemesinin seçimi nasıl olmalıdır? Mekanların düzenlenmesi ve çevre ile insan arasındaki münasebet de ulaşılmak istenen gaye ne olabilir?
Eski ve yeni konfor talebindeki farklar...

Yeni ilavelerin, yapıların yalnızca yeni kullanış düzenine intibak ettirilmesi için değil, aynı zamanda çevreyle bağlantılarının düzenlenmesinde de yararlı olabileceği aşikardır.

Sf 69

Bu projenin, sanat eserlerini tahripten kurtaracak yüksek bir kültür ve yaşama düzeninin nasıl oluşturulabilecek... 
... değişik denemelerin Toplamı olarak yeni ve düzenli bir dünyanın gelişeceğine inanıyoruz.
Sf 70

Adalarda mimari çevrenin tarihi ve geleceği
Mimarinin sorunlarını incelemeyi amaçlayan herhangi bir çalışmanın: 
a.Konunun mahiyetini ait bir bilgi temelli oturtulması, 
b. Tarihi süreç içinde ele alınması, 
c. İncelemenin tarihi boyunca yanında gelecek sonunu ışık tutması gereklidir.
Sf  71
...Ülkemizde olduğu kadar dünyada da mimarlık tarihinin en mimari eserlerinin, anlaşılma ve değerlendirme metotlarına hakim olan sınırlılık ve tekyönlülükten yönelikten doğan zorlukları aşmanın zaruretine inandığımı ifade etmek isterim.

Mimari Nedir?
...Belli bir tarih anlayışının yansıtmanın yanı sıra, gelecek sorununda ayrılmaz bir parçası olur; geleceği çeşitli veçheleriyle belirlediği için de onun hakkındaki bilinci ve sorumluluğu yansıtır.
Vücuda getirilen mimarinin özellikleriyle çevre özellikleri, bu unsurların önem, uyum ve zıtlık gibi ilişkileri, mimarinin çevresi ile olan ilişkilerini belirler. 
Sf 72
Mimari hakkında yapılacak her türlü tahlil veya açıklamanın, üzerine oturtulacağı bir varlık bilincine ihtiyaç vardır.
Yapının amacı, bir ihtiyacı karşılamak, bunu yaparken de insan hayatını güzelleştirmektir.
Sf 73
Adalar’ın Özgün Mimarisi
Neo-gotik tarz,… Ortaçağ Hıristiyan kültürünün, bütün dünyevi varlığı günah sayan inanç sistemiyle insanı dünyayı güzelleştirmekle görevli “Ekmel-i Mahlülat”, yaratılmışların en kamili, mükemmeli ve dünyadaki halifesi sayan İslam Dini’nin bu zıt İnançlarını bir araya getirmek;…Osmanlı-İslam toplumuna Ortaçağ-Hıristiyan değerlerine göre bir çevre hazırlaması çabası, ancak 19. Asır Osmanlı politik-kültürel yaklaşımlarının yapısal aykırılığıyla açıklanabilir.
Sf 79
…neo-klasisizm, ahşap yapı teknikleriyle hiçbir denemeye girmez…
Sf 80
Tarihi yapıyı hor gören, onun değerli cephelerini anlama ve hissetme yeteneğinden mahrum olan yabancı kültürlerden aktarılmış şematik ve ilkel şehir geometrisi...

... Mimariyi seviyesizleştiren temel bir yanılgının da bizzat mimarlık için ve uygulama felsefesinden kaynaklandığını belirtmek gerekir.

Sf 82-83
...Kültürel değer sistemlerinin, dini tasavvufi kaynakların ortaya çıkarılması ve bunların mimari ile bağlarının aydınlatılması, Türkiye’de mimariye verilecek yeni yönünü belirleyecektir.
Sf 86

İstanbul İmar Hareketleri Tetkik Komisyonu Raporu
Üzülerek söylemek lazım gelir ki eksiği hallerde Türkiye’deki imar planlarının hazırlanmasında, bu dahi gerektiği gibi yapılamamıştır. Bütün çalışmalarımıza hakim olan amatör zihniyetle, nazım planının hazırlanması için gerekli umumi istatiksel bilgiler, topografik şartlar, tarihi sosyal ve ekonomik gelişme şartlarını yönlendiren ilimler, nüfus hareketleri, jeolojik imkanlar ve bunun gibi şehrin kendi bünyesinin incelenmesinden ortaya çıkacak bilgiler, gerektiği gibi etüt konusu olmamış; bu nedenle de Nazım planları, yetersiz bilgilerle ve Bir takım subjektif görüşlerin yönlendirmesi ile hazırlanmıştır. Bu bakımdan İstanbul’da olduğu kadar yurdun diğer şehirlerinde de, belediyelerin elinde, günün gerekçeleri ile alakası kalmamış bir takım sözlü imar planları vardır. Bu durum gerek İstanbul, gerekse başka şeylerimiz için geçerlidir.
Sf 91
...Prof. Högg ve Prof. Piccinato...
Sf 95
İstanbul’un Tarihi Karakterine Tecavüz
İstanbul, topografyası ile olduğu kadar, bu topoğrafya üzerine işlenmiş iskeletiyle de, bugüne kadar kısmen intikal edebilmiş bir yaşam kültürünün ifadesidir.
Sf 96
Simkeşhane...
... Düşüncesiz, plansız ve adeta yaya düşmanı gibi açılan yol ve meydanlar olmuştur. Vatan ve millet caddeleri, şehrin en karakteristik yerinde, her çeşit ölçüyü bozan birer yaya olarak kalacaktır.
Sf 97
…Sirkeci, Galata ve Haydarpaşa…
Sf 98

...Heybeliada...Askeri okul tesislerini yapmak, Beylerbeyi Sarayı...
Sf 100
.. su trafiği ne bağlı özellikler...
Vatan, Millet ve Ordu..
..Beyazıt..
Şimşekhane’de Hasan paşa hanı gibi eserleri yerle bir etmiş..
Sirkeci-Florya sahil yolunun...
Sf 101
Tarabya oteli
Süleymaniye su kemerleri...
Manifaturacılar Çarşısı...
Beyazıt, Aksaray, Saraçhane, Üsküdar ve Karaköy...
Sf 102
...Her arsa sahibinin baskı ve arzusu...
Sf 104
Mesken davasının tamamen ihmal edilmesinin yanı sıra..
Mesken davası...
Sf 105
  1. İdare ve ihtisas adamlarının bilgi ve sorumluluk hissi bakımından sık rastlanan zaafları ile gerek bunların gerekse diğer düşünürlerin şayan-ı hayret ilgisizliği,
  2. Dünyanın hiçbir yerinde rastlanmasına imkan bulunmayan gizlilik ve murakabesizlik,
  3. Cemiyetin kültür ve ahlak gayelerinin seçkin düşünürler tarafından geliştirilmemesi, düşünür ve sanatkârlara temel gayeler bakımından gerekli murakabe ve yol gösterme imkanlarının sağlanmaması,
Sf 107
Metot ve organizasyon hakkında temenniler
Geçmişten bugüne varlığını sürdüren bir kültürün ifadesi olarak şehir, kendi gelişmesini şartlandırır. İstanbul’da kültürel faktörlerin ekonomik faktörler kadar, hatta onlardan daha önemli olduğunu kabul etmek, bir çok problemin çözümünü kolaylaştıracaktır.
Sf 109
İstanbul’un Geleceği

1.Asrın ikinci yarısında Nuruosmaniye Cami’nin kaba, haşin Barok mimarisi ile başlayarak... İstanbul’un yüksek kültür değerleri, mimarisi ve şehir özellikleri her aşamada daha fazla hızlanarak tahribata uğradı.
...Padişah III. Selim... Selimiye Kışlasını inşa ettirdi...Abdülaziz memleket için büyük bir gelişme olarak düşündüğü demiryolunun Sirkeci’ye gitmek için Topkapı Sarayının müstesna güzellikteki incili ve pembe köşklerini feda ederek Sepetçiler kasrı ile cebeciler Kasrı’nı Topkapı Sarayı bütününden koparan demiryolunun inşa ettirdi.
Sf 113
Harbiye nezareti ve giriş aks kapıları, dört asır şehrin kültür merkezi olan Beyazıt Meydanı’na yön veren Beyazıt camii ve külliyesinın kıble istikametine 45 derece aykırı yönde bir mimari aks oluşturarak 1860’lı yıllara kadar varlığını sürdüren geleneksel meydan düzeni yok edildi...870.000’e, 1912’de Balkan muhacirlerinin gelmesiyle 1.100.000’e çıktı. 
Sf 114
a) Büyük ölçü tutkusu, demir yolu, geniş caddeler, büyük yapılar gibi insana önemsizleştiren unsurlara sahip olma hırsı,
b) Müelliflerini gururlandıran ve vücuda getirdiklerini putlaştıran yanılgı,
... İnsanın bu dünyasının hüsnü muhafaza edilmesi ile mükellef olduğunun yeniden idrak edilmeye başlandığı, dünyanın güzelleştirilmesi mükellefiyetini hiçbir mesleğin tek başına başaramayacağının idrakine ulaşarak geçmiş nesillerin vücuda getirdiği güzellikleri saygı ve sevgiyle korumanın zaruretinin anlaşıldığı bugün…
Sf 115
...İslam âlemine ve toplumumuza karşı görevimiz İstanbul’u tekrar eskisi gibi bir kültür ve medeniyet merkezi getirmek olmalıdır.

yapılacak ilk iş, mevcut tarihi mimarlık mirasının ve tarihi şehir alanlarının korunmasıdır. Tarihi mimarlık mirasının korunması için bu eserlerin restore edilmesi ve kullanılır hale getirilmesi gereklidir.
Sf 116
Bir kültürü kurmak ancak o kültürü devam ettirmekle mümkündür.
İstanbul...uyum... mimari özellikleri belirlenmeli.
Sf 117
...Trafik düzeninde kısa sürede etkili iyileşme…
… Trafik mühendisliği teknikleri?
… Gelişmeyi kolaylaştıracak en önemli tedbir, sanayinin İstanbul’u terk etmesi temayülüdür.
Sf 119
Yarının İstanbul’u
Çünkü insan hayatını, varlığını in karmaşık meselelerinin, en büyük çelişkilerinin yoğun bir şekilde çıktığı yerde, bunların ahenginin kabul edilebilir, saygıdeğer amaçları yönelik olarak bir araya getirilmesini mümkün kılan erdemdir, şehir kurmak.
Sf 120
İnsanın umumi düşüncesi bilgidir, dolayısıyla kültürdür. Bunlar davranış biçimiyle gelişir, tercih ettiğiniz davranış biçimi düşünce üretimi kapasitenizi artırır....1960 larda İstanbul büyük bir düşünce merkezi olsaydı… İktisadi hayatın İstanbul’da odaklaşmasında etkili olabilirdi... Bu da, Ortaya konan artı değeri çok daha düşük olan sanayi üretiminin İstanbul’a gelmesini engeller.... Yüksek kültürün oluşmasına imkan veren yaşam düzeyini geliştirmek lazım diye düşünürüm.
Sf 121
… Politikacılar arazi yağma edip, plan değiştirip servet dağılımını düzenlemek isteyen güç odaklarına hizmet ederek oy alıp iktidarda kalmak alternatifini seçeceklerdir. “ Bir toplumun helak olması için kötü yöneticiler, kötü âlimler kâfidir”
… Türk düşünürleri gerçekten amaçlarını açıkça ve doğru tarif ederek topluma önderlik edememişlerdir.
Sf 122
İstanbul’da ondört saatini uyanık geçirdikleri bir günün %15 ini, yani günde iki saatini çalmak demektir.
… Genede maçlarında tamamen mutabık olduğu İlhan Tekeli...Eğer yüksek sesle konuşmazsak, konuşmalarımız bu çerçeve içinde kalırsa, bu memlekete karşı ödevimizi yapmamış oluruz.
Sf 123
… Yalnız Marmara bölgesinde değil, Türkiye’de bir şehirleşme ve konut üretim stratejisinin tesis edilmesine ihtiyaç vardır.
Konfüçyus ...
Sf 124
Doğrusu Türk aydınının Türk halkına yönelik ümitsiz bakışını terketmesi lazım.
Sf 125
İsveç Krallığı, 1890-1901’lerde Stockholm yakınlarında gecekondu inşa eden 10.000 kişinin evlerini yıkmış, çıkan isyanla çarpışmış ve 1928’de İsveç konutun üretilme sürecini ve bunun disiplinini kurmuştur. 

İstanbul’u kurtarmak istiyorsak ağır vergiler konmalı…

Sf 126
Biri tekkeler, diğeri mahalle teşkilatları.
Sf 128
… Herkesin kaligrafi (hat sanatı) idi. Üçüncü örnek, müzikti. Müziği herkes yapıyordu. İnsanlar müziğin seyredicisi değil yapıcısı, katılımcısıydılar. Diğer bir örnek de şiirdi.
Sf 129
İnsanları bütün bu oyunların seyircisi haline getiren, yani aktif yaşayan kişiyi yapımcı yerine seyirci haline dönüştüre yoz…çevre kültürünü ve çevreye katılım potansiyelini yok ettik.
Sf 130
İSTANBULU’U PLANLAMAK
Ülke Ölçeğinde İstanbul’u Planlamak
…”bütün”ün öneminden habersiz ve “büyük”lüğe, Batı Avrupa’daki yanılgıyı takip eden teknik aletlerin kurtarıcı gücüne inanarak çözüme ulaşacağı…
Harbiye Nezareti Binası ve Büyük Reşit Paşa Türbesi’nin Beyazıt Camii’nin Kabe istikametine 45 derece ters olarak inşa edilişinin Tanzimat öncesi ASLİ Osmanlı İdeolojisinin tamamen reddedilmesinin bir sembolü olarak seçilip gerçekleştirildiği..Beyazıt Camii’ni medreseden, külliyenin bu önemli unsurundan ayırarak önce iki taraflı ağaç dizileri, daha sonra dükkanlar ile çevrilen ve esas tasarımında Beyazıt’tan güneye doğru meyilli topografyayı hiçe sayarak denize kadar devam ettirilmesi öngörülen…ağaçları eş mesafelerde dikmeleri…
Sf 138
Bütün dünyada “şehir planı” adını taşıyan planların özellikle Cumhuriyet Türkiyesi’nde “imar planı”…
Martin Wagner (1) …toprak hukuku meseleleri, konut sorunu ve İstanbul limanı sorunu…Wagner’in İstanbul Belediye Planlama Arşivi Kütüphanesi’nde 1960’lı yıllarda mevcut bulunan takriben 15 raporu arasında, inşaat yapma ve ruhsat verme hakları açısından Batı Avrupa hukukunda gelişen temayüller hakkında raporu hala özel bir önem taşır. (doktora tezi)
Sf 139
Prost Planları
…İstanbul’daki çalışma döneminin ilk yıllarında gerçekleştirilmiştir. Paris örneğini yani düz ve geniş caddelerin iki tarafında sokağı ve karşı apartmanları seyreden sağlıksız, manzarasız, ışıksız, bahçesiz 5-6 katlı apartman dizileri…
Sf 140
…denizden 40m yükseklikten itibaren 12m=4 kattan yüksek yapı inşa edilmemesini öngörüyordu.
…Taksim Gezisi..Park…derin vadiler ile birbirinden ayrılan yamaçlara yaslanmış yerleşmeler ananesinin devam etmesi için bir örnek teşkil etmektedir. Maçka Parkı mı? Gezi Parkı mı?
Sf 141
…H. Prost’un İstanbul meselelerine yaklaşım tarzının her şeye rağmen 19. Asır sonu Batı Avrupa şehir inşa yaklaşımından pek ileri gitmediği aşikardır.
Sf 142
…halkın yapı faaliyeti açısından teferruatçı, kısıtlayıcı bir planlama olması,..
Prof. Kessler’in (3)… Prost’un planlama anlayışının yetersizliği…
Sf 143
Prost Sonrası
…Adnan Menderes’in 1975…S.H.Eldem ile Emin Onat…
Sf 145
S.H.Eldem’in Beyazıt Meydanı için 1956 sonunda çizdiği proje, bütün yol ve şehir mekan ölçülerinin seviyeleri değiştirilip uygulanınca, ortaya çirkinliklerden ibaret bir otoyol kavşağı çıktı.
Sf 146
Mimar Prof. Hans Högg (4) Mimar Prof. Luigi Piccinato (5)
Şehrin kuzeye doğru gelişmesinin mahzurlarını çok iyi fark eden Prof. Piccinato … şehrin doğu-batı istikametinde çizgisel bir düzen içinde geliştirilmesini öngörüyor idi.
Sf 147
…Lloyd Rodwin…
Sf 148
Prof.Wilhelm Moltke (6)
Sf 153
…1974’de günde kişi başına hareketlilik sayısı 1 idi. 1995’de 1,6 olması öngörülmüştü.

Sonuç
Merkezi ve mahalli organların teknik yetersizliği, mahalli ve merkezi politik karar mercilerinin bilgiden yararlanma iradesinden ve yeteneğinden yoksun olması.
Sf 159
Boğaz Köprüsü: Boğaz Geçişleri Sorununu Çözümleme Metodolojisi
…proje için alternatif sayısı “N” çevrenin geleceği için alternatif sayısı “m” olarak incelenirse, alternatifler toplamı NxM olur.
Sf 162
…1995 arazi kullanış/düzeni….Atilla Alpöge…
Sf 165
ALTERNATİFLERİN ÜRETİLMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ NDE KULLANILAN YÖNTEMLER
40 senelik Türk şehirleşme deneyi, her toprağın şehir haline dönüşmesinden ve şehir toprağının kullanılış yoğunluğundan doğan  kıymet artış farkının kamuya aktarılmadığı takdirde…bu kıymet artışını kendilerine aktaran kesimlerin yarattığı irrasyonel harcama biçimlerinin ekonomide üzerindeki…
Sf 185
MALİ SORUNLAR VE ARSA POLİTİKASI
Belediye gelirleri sorununun çözümlenmesi bütün ülkelerde iki ana tercihe dayanmaktadır;
a) Hizmet ve yatırımlardan yararlananların bu yararlanma paylarını Belediyelere ödemeleri.
b) Şehirleşmeden doğan, kamu yatırım ve hizmetlerinin yarattığı ve nüfus artışı sebebiyle oluşan arsa değer artışlarının tümünün Belediyelere aktarılması şekline özetlenebilir.
Hizmet ve yatırımlardan yararlananların bu yararlanma payının karşılığını ödememeleri (ve şehir arsalarında değer artışlarının çalışma ve üretim karşılığı olmadan şahıslara mal edilip tüketime yönelmesi) şehir hayatın olduğu kadar ülke hayatında kökünden sarsan ekonomik, sosyal, kültürel ve ahlaki sorunların kaynağını teşkil etmektedir.
Sf 217
Bugün, arazi değer artışlarının kanıyor kırılması için vergilendirme yolu kullanılmaktadır. Bu yaklaşımın geçersizliği dünyada niye kesinleşmiştir. Vergilendirme yolu karmaşık taktir, tahsil ve dönüşme sorunları yanında şehir planlaması ve yapılaşma süreçleri içinde etki ve baskı gruplarının yozlaştırıcı tavırlarını yeni alanlarda da ortaya çıkarmaktadır.... Yerel idarelere bağlı “Arazi Bankası”,”Şehirsel Yatırım ve Gelişme Kurumu”...”Avustralya Belediyeler Arazi ve Gayrimenkul Bankası” yaklaşımı, başarı için en iyi örneklerden biridir.
Sf 218
Şehirlerde Merkez-ticaret alanları arsa değeri, şehir genel arsa değeri toplamının takriben %80 ila 90’ını oluşturur. Bu durumda konuta tahsis edilecek arsaların (yoğunlaşmalara imkan vermemek kaydıyla bir aile için bir ev inşasına müsaade edilerek) ev sahiplerine verilmesine mukabil ticaret ve merkez alanlarında arsanın içinde tutulması…
Sf 220
Mevcut ve daha uzun süre hizmet edebilecek yapıların yıkılarak yerlerine daha çok katlı yapılar veya daha çok sayıda konut birimi inşa yolu en vahim bir israf yoludur.
Sf 221
…Arsa-Altyapı Konut-İşyeri bütünlüğünü de kurarak…
Sf 222
…Belediyenin kuracağı bir yeni şehir şirketi eliyle planlanması, altyapısı yapılarak pazarlanması ve konut üretiminin konut kooperatifleri ? eliyle yürütülmesini öngörülmelidir.
Esnaf ve Sanatkarlar, Ticaret ve Sanayi Odaları, konut kredisi veren kurumların imkanlarının birleştirilmesi ve arazi sahiplerine gelişmeden pay verme yaklaşımıyla ve arazinin kamulaştırılması…
Sf 223
Mimari Kültür Mirasımızın korunması insanlığın, toplumumuzun ve gelecek nesillerin varlık idealini, varlık biçimini, varoluş nedenlerini şekillendirecek ve şahsiyetini oluşturacak en temel unsurdur.
Sf 243
İnsan ve Çevresi
İnsanın içinde yaşadığı çevre, şehir, ev insanının her an dünya ile varlığı arasındaki ilişkiyi yönlendiriri, düzenler.
Şehir olgusunun en önemli alanı, böylece kültürel varlık, tarih ve gelecek bilinci ile oluşan mimari çevredir.
Tarihi mimarlık mirasının korunmasının ve yeni çevrenin tarih ve gelecek bilinçleriyle şekillenmesinin bütün çevre düzenleme çabalarının temelini oluşturması gerekli ve zaruridir.
Sf 252
Bu mimarlık mirasının geleceği belirleyecek temel etken olarak değerlendirilmesi gereklidir.
…vücuda getirmesini isteyeceğimiz “mimari”nin en büyük bölümünü oluşturacak konutlar, en yüksek düzeyde sezişin, bilginin, duyarlılığının ürünü olan ve evrensel inanç ve değer sistemlerinin yansımasıyla oluşan davranış ve mimarlık standartlarının, bunların oluşmasına imkan veren tekniklerin, teknik standartların saf, duyarlı, mütevazi, “zanaatkar mimarlar” tarafından yerel şartlara ve kullanıcının düzenlenmiş ihtiyaçlarına göre bir araya getirilmesiyle oluşacaktır….Çok maksatlı mekan kullanışları ile inşa edilecek, asgariye indirilirken diğer taraftan da zamanla değişecek kullanıcı isteklerini karşılayacak elastikiyet sistemlerini de içermesi gerekecektir. Toplumsal fonksiyonlar ifade eden yapıların mimarisinin de her biri bir heveskarlığın ürünü, birbirinden kopuk, yüzeysel, sözde yaratıcılık adına gayriciddilikler yığını olmak yerine, ortak araştırmaların ve yüksek düzeyde bilgi, seziş ve yeteneğin ürünü olması gereklidir.
Sf 253
…devletin mimarlık hizmetlerinin yapılabilmesini sağlamak üzere gerekli düzeni kurması da görevidir.
Mimarlık mesleğinin bugün ki teşkilatsızlıktan kurtarılması bu amaçlara ulaşmak için ilk şart olacaktır.
Sf 254
Bugünkü merkezileştirme temayülleri yerine çok merkezli bir metropol yapısının vücuda getirilmesi İstanbul’un geleceğinin teminatı olacaktır.
Sf 255
Çok merkezli bir “şehirler galaksi”si oluşturan metropolde, iskan alanlarının çok katlı apartmanlar yerine avlulu-bahçeli evlerden oluşması halinde rekreasyon maksatlı hareketliliğin azalacağı ve bunun sebep olduğu harcamalardan da tasarruf edileceği aşikardır.
…küçük derelerin sahip olduğu gezinti imkanlarının terk edilmesi…
Sf 256
…daha hızlı, daha küçük, ve daha sık hizmet yapabilecek deniz taşıma sistemlerinin tesis edilmememsi ilk nazarda görülen eksiklerdir.
Atatürk havaalanının bulunduğu mevkiin tam bir yer seçimi yanılgısı olduğu ve bu arsa/tesis değeri aykırılığı gittikçe belirginleşeceği için….
Sf 257
…mevcut ancak kullanılmayan, değerlendirilmeyen imkanları, insanın seziş, bilgi, disiplin ve geliştirici iradesiyle yönlendirildiği takdirde şehrin meselelerini çözmeye yetecek niteliktedir.
..çözüme ulaştıracak yolun ilk adımı, bu yolu aşmak için NİYET etmiş olmak ve buna KARAR vermektir. …Bu bakımdan, mimarlık camiasının da…sağlıklı gelişmesini ve seviyeli mimarisini vücuda getirecek esasları ve meslek şuurunu en kısa zamanda geliştirmesi gereklidir.
Sf 260
Modern kültürün ana istikametleri ile hiçbir akrabalığı olmayan bu şehir parçasının restorasyonu için sarf edilen (cek) gayret, milli şuurun ve tarih şuurun, tarihe ve milli kıymetlere bağlılığın modern insanlık için hayran olunacak bir örneği…
Restore edilen şehrin tarihi mahalleleri, yeni maksatlar için, mesela müze olarak ve profesörlere, akademisyenlere, büyük devlet misafirlerine misafirhane veya ikametgah olarak tahsis edilecek şekilde tanzim edilmiş bulunuyor.
Sf 262
…iskan ünitelerinin büyük ölçüleri ve tekerrür eden elemanları ile tahammül edilmez bir yeknesaklığa yol açmış bulunuyor.
Sf 263
…tarihi şehrin bir kültür mıntıkası, bir tarihi park, bir müze olarak kullanılması zarureti ortaya çıktı. Ayrıca Boğaziçi’ni bir iskan sahası, Haliç’i, Kağıthane’yi sanayi mıntıkası olarak kullanmak isteyenlerin derin hatası da bir kere daha belirdi.
…Amsterdam şehir planı tatbikatının bir mahalle inşaatı olarak geliştiği…
Sf 265
…ilk safhada güzelleştirme, müteakip safhada büyüme, üçüncü ve son safhada da organizasyon zihniyet…
Şehir planlamasının bir yol şebekesi vücuda getirmekten çok başka bir şey olduğunun…yeni planlarının doğru ve metot dahilinde hazırlanması temenni edilebilir.
Sf 266
Şehir planlamasının çalışma ve mesken arasındaki münasebetin tanzimi olarak görülmesi neticesinde, planlamaya iktisadi bir temel aranması zarureti…şehir planlamasının, iktisadi temelin de ötesine giden bir hayat telakkisi ve dünya görüşüne istinat ettirilmesi gerektiğini ifade etmek erken ve lüzumsuz olamayacaktır.
Mikyas?
Sf 267
Şehir meselelerinin ele alınması değil de, şehirde bazı yollar çizmeyi şehircilik sayan, bölge problemlerinin şehir planlarından ayrıca çözülebileceğini düşünen…
Güneyden gelenlerin şehrin güneyinde yerleşmeleri ile vücut bulan gelişme…
Sf 269
Bu yazı, bu neticeye ulaşmaya yardım ederse, vazifesini yapmış sayılabilir.
Sf 270

…en az bölge ölçeğinde “yeni şehirler stratejisi”nin uygulamaya konulması gerekmektedir.
Sf 271
Tarihi mimarlık mirasının korunması için bu eserlerin restore edilip kullanılır hale getirilmesi gereklidir.
Sf 272
Üsküdar-Yenikapı arasında yapılacak bir tüp tünel ile şehrin doğu yakasından gelecek nüfusun, Taksim-Yenikapı metrosu ile de kuzey ve doğu nüfusunun İstanbul yarımadasına taşınması halinde Süleymaniye, Ayasofya ve Fatih camilerinin yanında gökdelenlerin inşasını hiç kimsenin engelleyemeyeceği aşikardır.
…etkileri hesaplanmadan yine yanlış ulaşım kararları almak suretiyle İstanbul’un geriye kalan tüm değerlerini yok etmekteyiz.
Sf 274
Beyazıt Meydanı ile ilgili önerimiz, bir “cennet”in adım adım yok oluşunun dramatik hatıraları üzerinde gelişmiş “hayal”den hareket ederek oluşturulmuştur.
Sf 285
Caminin uzantısı, parçası hemen yanına yerleşmiş olan imaret, mimarisindeki güç ifadesi ile sosyal dayanışma ruhunu yansıtmaktadır….Külliye, hamamın monümental kubbeleri ile;cami iki minare ile belirginleşen iri, merkezi kubbesiyle işaretlenmiştir….Avlunun batı ucunda kütüphane odası bulunur,avluyu çevreleyen direklik etrafında medrese odaları yer alır.
XVI. asır çözümü, insanın kendini fark etmesi için, medreseyi bilimin, imareti sosyal dayanışmanın ve şehrin kültür hayatının nirengi noktaları olarak kabul edilmiştir.
Sf 287
Batı dünyasının seyredilen sanat eseri kavramı yerine, Doğu kültürüne özgü, yaşanan sanat kavramını en yüksek düzeyde hayata geçirmiş bu “yer”in, 19.asrın ikinci yarısında harap olmaya terk edilmiş eski saray yapılarının yıkılarak, yerlerine yeni Harbiye Nezareti binasının Batı üslubunda inşa edilmesiyle yok edilmesi süreci başladı.
Merkez kapı binası ve yan köşkler, cami son cemaat yerinin yüksekliğini kat kat aşarak ve kıble yönü ile tam bir zıtlaşma içinde, camiyi adeta yok sayarak Meydan’a hakim oldu.
…Büyük PaşaTürbesi’nin …Kıble aksına olabilecek son sınıra kadar ters yönlendirilmiş bu yapı da, sözünü ettiğimiz yol aksına dönük olarak tasarlanan Harbiye Nezareti kapı binaları gibi, modern Türk şehir çevresi ve kültürel yapısının iç tezadının belirgin örneklerinden birini oluşturmuştur.
Mimar Kemaleddin Bey… Oval havuz ile… oluşturulmuş seviye farklılıklarından doğan sorunları telifçi bir yaklaşımla kısmen gözlemeyi amaçlamış idi.
Prost…
1957 yılında yapılan meydan düzenlemesi…planına uygun olarak, yalnızca motorlu taşıt yol sistemi birincil amaç kabul edilerek gerçekleştirildi. 1926 oval havuz….(Mimar Kemaleddin Bey)
Sf 288-289
…1957’de cami ile üniversitenin, yani bilimle mukaddes bilincin bağları yok sayılarak oluşturulan kıymetler zıtlığını, üniversiteyle cami kompleksi arasındaki bağları tesis ederek, insanın zaman-zemin sınırsızlığının yanında kendi ürünlerinin sınırlılığının bilincine varabileceği büyük bir yaya alanını, 19. Asrın ikinci yarısından önce olduğu gibi tekrar kurarak bertaraf etmeyi öngördük.
Sf 290
…tarih içinde ortaya çıkmış kuvvet tezahürü bir yanılgıyı tekrar kuvvet kullanarak yok etmek, savaşlar zinciri yaratan yeni bir yanılgı olacaktı.
“Bu çelişkiden önce ne vardı? Sorusunu sormak…
Sf 291
Zemin döşemesinin, camiyi belirleyecek, ortaya çıkaracak, ağaçlar ve çiçekler ile uyuşacak bir rengi ve dokusu olmalıydı.
Sf 292
Eski İstanbul’un tek ve iki katlı, bahçeli, avlulu evleri, insanların yeryüzündeki özle cennetleriydi.
Sf 293
Kalbini gururdan, kendini nefsani isteklerden temizlemiş, mütevazı, gelecek endişesi içinde hüzünle yüklü ve Allah’ın Rahman ve Rahim oluşunun getirdiği emniyetin neşesi ile meşbu bulunan insanın tavrına uygun bir çerçeve içinde yaşama imkanını verecek mimari nasıl olabilirdi?
Sf 294
Beyzıt Meydanı’nın, cami ve medrese ile tayin edilmiş kullanış şekli, üniversite, Kapalıçarşı ve Teodosius Takı ile tamamlanmaktadır.
Sf 297
Böylece teknik bir konunun, bir sanat meselesinin polemik konusu olmasını önlemeyi düşündük. Ancak bütün vatandaşlara ve şehirliye, yapılan işin gayesini ve ne olduğunu anlatmayı önemli bir görev sayarak…
Sf 302
Bütün gecekondu, iskan, kaçak kat, mevzii imar planı anarşisinden mesul olan, bir cadde üzerinde aynı seviyede ve hizada iki bina inşa ettiremeyen, her şahsi talep ve baskı karşısında kamu zararına her türlü tavizi veren, ifa ettikleri görev ve meslek zaruretlerini hiçe sayan kimselerin zihniyet ve tahakkümlerini yıkmak gerektiğine inanıyoruz.
Sf 304
…bu ilginin memleketin imarına karşı gerek meslek adamlarının ve gerek münevverlerin pasif tutumuna son vermek yolunda önemli olacağı düşüncesi de en ümitvar tasavvurların kaynağıdır….Elde edilen sonuç bizi hangi ölçüde tatmin etmiş olursa olsun memleket meselelerini müştereken ve açıkça ele almamızın bir başlangıcı olması dolayısıyla da bu tartışmaların önemi açıktır.
Sf 313
PROĞRAM İÇİN!!!
Bu tartışmaların, ayrıca içinde yaşadığımız çevrenin, şehirlerin, vatanın şekillenmesinde takip edilecek metodun ve gayelerin ortaya çıkmasına yardım ederek pek büyük bir öneme sahip olacağı da şüphesizdir.
Sf 314
Tarifsiz ilave, bence, tarihi, müze olmaktan kurtarıp hayata geçirmektir.
Sf 336
Türkiye gibi aslında teknik politikaların olmadığı yerde, bizim yaklaşımımız teknik politikalara dayalı şehirsel gelişme siyasetini tesis etmeye yönelikti.
Sf 341