6 Mart 2015 Cuma






BİR FİLM, BİR ŞARKI

CENNETİN RENGİ…

      Modern ama günümüz dünyasında sinema filmleri büyük bütçeler ve meşhur aktör, aktrislerle yapılıyor. Beni çeken, kendine bağlayan yapımlar ise Haşmet Babaoğlu’nun bir twittinde dediği gibi “Asıl zor olan Hawking gibi birinin değil, sıradan insanları canlandıran filmler lazım bize. “ Cennetin Rengi de öyle. Düşük bütçeli, felsefesi olan, insancıl bir film.  İranlı bir yönetmen Majid Majidi’nin yönetmenliğinde, hayatın içinden bir film.

     Film Tahran’da geçiyor. Yatılı olarak, körler okulunda, kendisi de görme özürlü, ilkokul çağındaki küçük Muhammed’in hayatı anlatılıyor. Hayatını dokunarak, hissederek, işiterek anlamaya çalışan küçük bir çocuk. Vedayı, vefayı, kavuşmayı anlatan film. Kör iken saklambaç oynamayı deneyen bir çocuk, gazoz kapağından hediye kolyeyi boynuna gülerek asan kız kardeşler. Dünyalar tatlısı bir nine. Zannedersem 1999 yılı yapımı. Benim sinema filmlerine düşkünlüğümün sebebidir bu film. Bir film, bir şarkı yazılarına, bu filmle başlamasaydım ilerleyen zamanlarda çok üzülürdüm. Belki izlediğinizde modern zaman filmleri ile kıyaslayacak, gereksiz göreceksiniz, affınıza sığınarak söyleyeyim ki masalsı tadı, başka filmlerde bulamadığım kadar özel.




      1990 yılında gerçek hayatında da kör olan Mohsen’in canlandırdığı Muhammed karakteri, sinema tarihinin en başarılı rolüdür bence.

      Ninesine hediye ettiği kolyenin nehre düştüğü an. Kör ustanın, kör çırağı Muhammed, ağaçtan güvercin, Muhammed’in babasını yurtta bekleyişi. Yatakhane yalnızlığı. Eksiklerin verdiği azim, sahile vurmuş ağaç köklerinin arasında Muhammed. “Grinin 50 tonuna ” prim yaptırıp, hasılat çektirenlere inat, akıntıya karşı kürek çekenlere selam olarak gelsin bu film.

      Bir şarkıcının sözlerinin dediği gibi, herkesin bir derdi var akar içerisine. Derdi olanlara gelsin bu film, yalnızlaştırılan ama yalnızlığına hükmedenlere.

BİR ŞARKI…

Şarkının adı “Folon” . Seslendiren Salif Keita Mali doğumlu kendisi.  Afrika’da Mali ülkesini kuran adamın Albino hastası torunu. Zenciler kıtasında kromozom kaynaklı, pigment sorunu olan, sarımsı beyaz adam. Bugünlerde Afrika kıtasında parmakları, elleri kesilerek, kendilerine uğur getirmesi için üzerlerinde o uzuvları taşıyan zavallı zihniyetin haberleri geliyor.

     Salif Keita’ da bu hastalığın muzdaribi. Bu yüzden ailesi tarafından dışlanıyor, Farklılığından dolayı terk ediliyor. Toplumdan dışlanmış bir insanın, çaba ve azimi, kendisini yeteneklerine güvenmeye yönlendiriyor. Şarkı söylemeye, müzik gruplarında saksafon çalmaya başlıyor.

     Sonra zannedersem Fransa’ ya kaçarak yerleşiyor. Burada bestecilik ve solistlik yapıyor. Yıllar geçtikçe müziğin duayenlerinden ve özgün tarzı olan birisi olarak karşımıza çıkıyor.
 Hüznü ve terk edilmişliği, özlemi, hasreti resimlerine baktığımda anlayabildiğim, samimiyeti simasında bir insan. Enteresan  bir şey daha söyleyeyim, şarkılarını bir başkasının söylemeye cesaret edemediği, ama hangi şarkısı olursa olsun ikinci dinlemede parçalarına vokal ettiğin bir de tarzı var.

 


       Şarkıya geçtiğimizde, ‘’folon’’ sizi alıp götürüyor. Bana hissettirdikleri ise hüzün. Sesli olarak dinletemeyeceğim ama tavsiyem hemen parçaya ulaşmanız.

      Salif Keita aynı zamanda, sinema filmi olan “ALİ’’ de, boksör Muhammed Ali’nin hayatının anlatıldığı yapımın müziklerinin bestecisidir.

      Dinlettiremediğime göre bu parçanın sözleri, bütün memleketinden uzaklaştırılan ve hasret çekenlere gelsin. Vuslat olsun efendim.

              Folon (geçmişte), kimse sana sormadı
              Folon (geçmişte), kimse bana sormadı
              Folon (geçmişte), böyle yürürdü işler
              Folon (geçmişte), ne olursa olsun
              Folon (geçmişte), kimse bilmek bile istemezdi.
               Ne olursa olsun.

              Hayata geçirmek için dilekleri olan insanlar.
              Kendileri hakkında düşünebilen insanlar.
              Aç kalmış insanlar…
              Hakkında ne olursa olsun konuşamazdın bile.
              Geçmişte, geçmişte

              Bugün içinde yer almayı düşünüyorsun.
              Bugün içinde yer almayı düşünebiliyorum.
              Bugün hepimiz içinde yer almayı düşünüyoruz.
              Geçmiş. Bugün.

 


 

 




   

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder