ALTINI ÇİZDİKLERİM2
  Velhasıl, velkelam, vesselam sayfam bir anlam kazansın, mensubiyetim, mesuliyetim, memuriyetim hayal-i hayat bulsun üzere ALTINI ÇİZDİKLERİM başlığında seçtiğim kitabın altını çizdiğim cümlelerini neşr edeceğim affınıza sığınarak. Zevk-ü sefa, neşr-i neva olsun efendim.

Kitap: Rüya, İnşa, İtiraz
Yazar: Uğur Tanyeli

DOĞRULUĞUNDAN HİÇ KUŞKU DUYMADAN, BİLİNÇ ALANINDA BİRİKENLERİN TORTULARIYLA, AMA BİLİNÇDIŞI KONUŞMAYA KOYULUYORUZ. S.12

‘’YANLIŞ YAŞAM DOĞRU MEKANDA YAŞANAMAZ’’ S.12

KÜLTÜREL VE TASARIMSAL EYLEMLER DE, BİZ FARK ETSEK DE ETMESEK DE, ÖYLEDİR. S.18

‘’TAM İSTEDİĞİM GİBİ OLMUŞ’’ S.18

FAKAT ÖYLELERİ TASARIM ALANINDA YENİ SÖZLER SÖYLEME, YENİ FIRSATLAR TANIMLAMA, DÜNYAYA YENİ BİR BİÇİMDE BAKIP YENİ TEŞHİSLER KOYMA, DOLAYISIYLA DA YENİ SONUÇLAR ÜRETME İKTİDARINDA PEK OLMAZLAR. ÖĞRENEGELDİKLERİ GİBİ YAŞAR VE ÇALIŞIRLAR.ÇOĞUNLUK ÖYLE YAPAR. S.19

...ETMEN, ORTAMDA MEVCUT YOL VE YORDAMLARA İKNA OLMAKTA ZORLANMALARINDAN BAŞKA NEDİR Kİ? S.19

…RÜYALARINI BOZACAK GERİLİMLER DOĞMAZ, AÇMAZLAR YAŞANMAZ. S.19

…KAÇIP KURTULMAK İÇİN ÖZELLİKLE ÇALIŞMAK GEREKİR. S.19

…ÖZGÜVENDEN YOKSUN OLUŞUNDAN ÖTÜRÜ, ÇOK DAHA GENİŞ KAPSAMLI OKUMALARA AÇIKTIR. S.20

GÖRDÜĞÜNÜN DÜŞ OLDUĞUNU KAVRAMAK DÜŞÜNDEN VAZGEÇMEYİ GEREKTİRMEZ. S.21

KABUS VE HEMEN SONRA DA DÜŞYIKIMI YAŞAMAMAYI SAĞLAYACAK GERİLİMSİZ RÜYALARIN NASIL GÖRÜLECEĞİNİ ANLATMIYOR. BÖYLE BİR GERİLİMSİZ ORTAMIN HEM KORKUNÇ, HEM VERİMSİZ OLACAĞINA İNANIYORUM. S.21

OKUYANIN BİLDİĞİ VE İNANDIĞI KONULARDAN KONUŞURKEN, O BİLİNEGELENLERİN GERÇEĞİN TA KENDİSİNİ İFADE ETTİĞİ KONUSUNDA BİR KUŞKU HİSSETTİREBİLİYORLARSA NE ALA. MÜTEREDDİT MODERN. S.21

…MİMARİ DÜŞÜNCE ÜRETİMİ… MİMARLIK DÜŞÜNCESİNİN… HER TÜR DÜŞÜNCENİN, GÜNCEL SORUNLARA SOMUT YANITLAR ÜRETMESİ, YANİ İŞE YARAMASI, ÜSTELİK İVEDİLİKLE İŞE YARAMASI BEKLENİR. S.25

…ÇOĞU ZAMAN MİMARLIĞI VE BAĞLANTILI DAHA PEK ÇOK KONUYU DÜŞÜNMEK KLİŞELERİ ARADARDA SIRALAMAKTAN ÖTEYE GİTMEZ. S.25

‘’KİMLİK KAYBI’’, SÖYLEM… S.25

MİMARLIK DÜŞÜNCESİNİ KÜLTÜREL ELEŞTİRİ TEMELİNE OTURTAN... S.26

…AVUSTRALYA’DA DÜNYANIN BELKİ DE EN BÜYÜK KÜLTÜREL ELEŞTİRMENİ LOOS… S.26

TÜRKİYE’DE VERİMLİ BİR ARAÇSAL MİMARLIK DÜŞÜNCESİNİN ÜZERİNE OTURACAĞI ELEŞTİREL TEMEL, ORTA SINIFLARIN O BİTİMSİZ PASİF ŞİKAYET SAPLANTISI ÜZERİNDE YÜKSELMELİDİR. S.27

‘’HERŞEY BOZULUYOR,KEŞKE BOZMASALARDI’’ BİÇİMİNDE BİR KALIP-İNANÇLA OYALANARAK SORUMLU ARAYAN, AMA SORUMLULUK ÜSTLENMEYEN BİR TOPLUM… S.27

KISACASI, MİMARLIK DÜŞÜNCESİ ARAÇSALLIK, İŞE YARARLIK EDİNECEĞİ ZAMAN, ‘’KLİŞELER ÜRETMEYİ VE KLİŞELERE AĞLAMAYI’’ BIRAKIP, SOĞUKKANLILIKLA ELEŞTİREL OLMAK DURUMUNDADIR. İŞTE MİMARLIK DÜŞÜNCESİ BUNLARI VE DAHA BİNLERCE BENZERİ ‘’YIKICI ETKİNLİĞİ’’ BECEREBİLDİĞİ ZAMAN, ÜLKESEL ÖLÇEKTEN KENTE, KONUTTAN ELBİSE ASKISINA KADAR, DAHA İYİ BİR FİZİKSEL ÇEVRENİN NASIL OLACAĞI ÜZERİNDE AKIL YÜRÜTMEYE NİHAYET BAŞLAMIŞIZ DEMEKTİR. S.27

ÜÇÜNCÜ DÜNYA TOPLUMLARI, KENDİ GECİKMİŞ MODERNLEŞME SSÜREÇLERİYLE BAĞLANTILI NEDENLERLE BU OLDUKÇA YALIN SOSYOKÜLTÜREL GERÇEĞİ GÖRMEZDEN GELME EĞİLİMİNDEDİRLER. ONLAR KÜLTÜREL SÜREKLİLİK SORUNLARI, YANİ KOPUKLUKLAR YAŞADIKLARINA İNANIRLAR (DOĞAL OLARAK, YAŞARLAR DA). BUNDAN ÖTÜRÜ DE, KENDİ SANATSAL, MMARİ VE KÜLTÜREL VAROLUŞ ALANLARINDA SÜREKLİLİKLERE İŞARET EDEN APAÇIK GÖRÜLEBİLİR KANITLARA İHTİYAÇ DUYARLAR. ÖRNEĞİN, ÇAĞDAŞ BİR YAPIYA BAKTIKLARINDA, ONUN TÜRKİYE’DE ORTAYA KONMUŞ OLDUĞUNU İLK BAKIŞTA DIŞAVURMASINI BEKLERLER. S.29

…BAŞKA TOPLUMLARIN ÜYELERİNİN, ‘’ÖTEKİLER’’ İN DE ÖYLE GÖRMELERİNİ BEKLERLER. S.29

…BU ÜLKEDE DÜNDEN BUGÜNE UZANAN KESİKSİZ BİR MİMARİ YARATIM SÜRECİNİN VAROLDUĞUNU FARKEDEBİLMELİDİRLER. S.29

… ÇAĞDAŞ BİR YAPIYA BAKAN ONUN GELENEKSEL MİMARLIKLA İLİŞKİLİ OLDUĞUNU BİÇİMSEL ÖZELLİKLERİNDEN KOLAYCA OKUYABİLMELİDİR. S.29

NE VAR Kİ, KÜLTÜREL SÜREKLİLİK BU DEĞİL. S.29

TÜRKİYE’DE O HEP YAKINILAN, EN SEVİLEN MİMAR TARTIŞMALARINDAN BİRİ OLAN KÜLTÜREL SÜREKLİLİĞİN MİMARİ CEPHESİNE BAKINCA NE GÖRECEĞİMİZ SORUSU VAR. S.30

…TÜRK APARTMANLARI. HER APARTMANA MUTLAKA BALKON YAPIP, HER APARTMANDA O BALKONU ZAMANLA İÇ MEKANA KATIYORSAK, BUNUN TARİHSEL SÜREKLİLİKTEN BAŞKA BİR ŞEYLE İLGİSİ YOK. ÇÜNKÜ, BU TOPLUM HALA KAMUSAL MEKANLA ÖZEL MEKAN ARASINDAKİ GEÇİŞİ SAĞLAYAN BALKON GİBİ ALANLARA ALIŞIK OLMAYAN BİR KÜLTÜRÜN MİRASÇISI OLMAYI SÜRDÜRÜYOR. S.30

VE TÜM PARKLAR SONUNDA NEDEN ÇALGILI ÇAY BAHÇELERİNE VE AİLECE GİDİLECEK PİKNİK ALANLARINA DÖNÜŞÜYOR? NEDEN TÜRKİYE’DE PARK KENTSEL BİR DOĞA PARÇASI GİBİ BİÇİMLENEMİYOR DA, ÇİÇEK TARHLARI, DÖŞEMELİ YOLLARI, SAYISIZ AYDINLATMA ELEMANLARIYLA DÜNYA GENELİNDE BENZERSİZBİR AÇIK ALAN OLARAK İNŞA EDİLİYOR. BUNLARIN HEPSİNİN YANITI, BİZİM KENT BAĞLAMINDA ( HALA ) RADİKAL BİR ÖZEL-KAMUSAL AYRIMI TANIMLAMAYAN BİR KÜLTÜRE MENSUBİYETİMİZ OLMALIDIR. DOLAYISIYLA, PARK TASARLARKEN, ÇELİK GÜLERSOY İLE İSTANBUL BELEDİYESİ’NİN ÇAMLICA’DA YAPTIĞI GİBİ SÖZDE GELENEKSEL GÖRÜNTÜLÜ ÇAYHANE VE KAMERİYELER İNŞA EDİNCE KÜLTÜREL SÜREKLİLİĞE SAHİP ÇIKMIŞ OLUNMUYOR. S.31

… BİRE İKİ ORANLI PENCERELER, ÇIKMALAR VE CUMBALAR … S.31

KÜLTÜREL SÜREKLİLİK İMGELERDE DEĞİL, DAVRANIŞ VE ANLAMLARDA GİZLİDİR. S.31

KÜLTÜREL SÜREKLİLİK İSTEMSİZDİR. İNSAN KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURAN YAŞADIĞI DOĞRU YA DA YANLIŞ AİT HİSSETTİĞİ TOPLULUĞUN MEDENİYETİDİR.

TÜRKLER, BİNYILI AŞKIN SÜREDİR ARAPÇA SÖZCÜKLERDEKİ HEMZELERİ ‘’A’’ YERİNE ‘’T’’ OLARAK OKUYAGELİRLER. ‘’ZİRAA’’ YERİNE ‘’ZİRAAT’’, ‘’TİCARA’’ YERİNE ‘’TİCARET’’ VB. GİBİ. S.33

TÜRKLER MİMARİYİ, BİR YANDAN  İDEALİZE ETTİKLERİ KENDİ GEÇMİŞLERİ VE ÖTE YANDAN DA AYNI ORANDA YÜCELTTİKLERİ BATI İLE ÖYLESİNE MEŞGULLER Kİ, BUNLARIN DIŞINDA KALANLARLA UĞRAŞMAYA İSTEK DUYMAMALARI DOĞAL. S.34

MİMARLIĞIMIZ, KENDİ GERÇEKLİKLERİNİ BATI’DAN GÖRÜLDÜĞÜ BİÇİMDE, YANİ BAŞKASININ POZİSYONUNDAN VE ONUN GÖZLÜKLERİYLE GÖRMEK İÇİN ÇIRPINIR DURUR. KENDİSİNE KENDİ DURDUĞU NOKTADAN BAKMAMAK, BAKAMAMAK İÇİN, KENDİSİYLE YÜZLEŞMEMEK İÇİN ÇABALAR. AKSİ TAKDİRDE GELENEKSEL BİR BAKIŞ AÇISI VE DÜNYA GÖRÜŞÜ İLE BAKMAK ZORUNDA OLACAĞINDAN KORKAR. YANİ, UNUTMAK VE CAHİL KALMAK YEĞLENİR. DOLAYISIYLA DA, BÖYLE BİR TOPLUM KENDİ KENDİSİNİ KAVRAMAYI ENGELLEYEN CEHALETİYLE BAĞDAŞIK OLAN KÜLTÜREL YABANCILAŞMASINI SÜREKLİ OLARAK YENİDEN ÜRETİR VE PEKİŞTİRİR. ARTIK, O ÜLKENİN TARİHİ BATI’DA YAZILMIŞSA CİDDİYE ALINIR; O ÜLKENİN MİMARLIK ÜRÜNÜ BATI’DAKİ BİR MİMARLIK DERGİSİNDE YAYIMLANMIŞSA ÖNEMSENİR; O ÜLKENİN BİLİM ADAMI MAKALESİNİ BATI’DAKİ BİR DERGİDE YAYIMLAMIŞSA DOÇENTLİK ÜNVANI ALIR; O ÜLKENİN EKONOMİSİNİN KURTARICISI BATI’DAKİ BİR KURUMDA BAŞKAN YARDIMCISIYSA İNANILIRLIK KAZANIR. S.35

OTARŞİ, ULUSAL ANLAMDA KENDİNE YETERLİLİK DEMEK. S.37

… KÜLTÜREL AÇIDAN ULUSAL ÖLÇEKTE KENDİNE YETERLİLİĞİ AMAÇ EDİNEN YAKLAŞIMI TARTIŞMAYA YÖNELİK ÇOK KISA BİR MAKALE. S.37

TÜRKİYE’DE ÖZELDE MİMARLIK BAĞLAMINDA, GENELDE KÜLTÜREL BAĞLAMDA, UZUN BİR SÜREDEN BU YANA KENDİNE YETERLİLİĞİN YÜCELTİLDİĞİNİ, EFSANELEŞTİRİLDİĞİNİ, YAŞAMSAL ÖNEM ATFEDİLEN BİR HEDEFİ TANIMLAR HALE GETİRİLDİĞİNİ VE KÜLTÜREL AÇIDAN DIŞA AÇILMANIN KUŞKUYLA KARŞILANDIĞINI ANLATMAYA ÇALIŞACAĞIM. S.37

SEDAD HAKKI ELDEM BİR MAKALESİNDE MİMARLIK ÖZELİNDE OTARŞİYİ SAVUNUP ‘’KENDİNE KİFAYET’’ POLİTİKALARI ÖNERİYORDU. S.38

18. YÜZYILA KADAR OSMANLI KÜLTÜREL AÇIDAN KENDİ KENDİNE YETERLİYDİ. 18. YÜZYILDAN SONRA BU KENDİNE YETERLİLİK DURUMU ORTADAN KALKTI. İSTER BUNA MODERNLEŞME, İSTER BATILILAŞMA, İSTER GELİŞME DİYELİM… S.38

… O EŞİKTEN SONRA ARTIK KENDİ ‘’ÖZ’’ KÜLTÜR KAYNAKLARIMIZLA YETİNEMEZ OLDUK, BAŞKA KÜLTÜR KAYNAKLARINDAN SÜREKLİ TRANSFERLER, ÖDÜNÇLENMELER, ALINTILAR YAPMAK ZORUNDA KALDIK. S.38

’’TOPLUM OLARAK YENİDEN KENDİNE YETERLİ HALE GELMEK’’ GİBİ BİR KÜLTÜREL MİSYON EDİNMEK S.38

… BİR TARİHSEL EŞİĞE DEK KENDİSİ OLANLAR, ÇÜNKÜ KENDİ ‘’ÖZ’’ DEĞERLERİYLE, SANAT, MİMARLIK, İNANÇ VE PRATİKLERİYLE YAŞAMAYI BAŞARANLAR, O EŞİKTEN SONRA KENDİLERİ OLMAKTAN ÇIKAR, ÇÜNKÜ KENDİ ‘’ÖZ’’ KÜLTÜR VARLIKLARIYLA YETİNEMEZ OLURLAR. S.39

KÜLTÜR BİR NOKTAYA KADAR SORUNSUZ AKAN BİR SÜREÇ GİBİ DÜŞLENİR; BİR NOKTADAN SONRAYSA ARTIK KESİNTİDİR SÖZKONUSU OLAN. S.39

…’’ŞİMDİLİK’’ KATLANILABİLİR NİTELİKTEDİR. BAZILARI ONA CEBREN, BAZILARI ADIM ADIM DEVA BULMAYI ÖNGÖREBİLİR. S.39

İSTANBUL’UN FETHİ SONRASINDA ÜRETİLEN EMPERYAL İDDİALARI İFADE ETMEYE YÖNELİK YAZI DİLİ, OSMANLICA BÖYLE BİR YOĞUNLAŞMA DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKTI. ARAPÇA VE FARSÇA İLE OLAN SAĞLAM BAĞLARINI HEP KORUYACAKTI. S.41

‘’TERSANE’’, ‘’ DAR’Ü-SINAA’’ BİÇİMİDEKİ ARAPÇA TERİM ÖNCE İTALYANCA’YA GEÇECEK, VENEDİK İTALYANCA’SINDAKİ ‘‘DARSENA’’ DAN DA OSMANLICA’YA AKTARILACAKTIR. S.41

‘’ENTELEKTÜEL’’İ, ‘’MÜNEVVER’’İ VEYA ‘’AYDIN’I DEMEK YERİNE, ŞERİF MARDİN’İN BİR MAKALESİNDE YEĞLEDİĞİ ‘’LİTERATİ’’… BİLGİNİN SADECE TAŞIYICISI… S.42

‘’YABANCI OLANDAN ÖĞRENİRKEN HANGİ DENETİM MEKANİZMALARINI KURMAK GEREKİR GİBİ BAŞLIKLARI GÜNDEME TAŞIMAK, AYDIN KİMLİĞİ İNŞAATINDA GEREK VE YETER ŞART OLACAKTIR. S.43

ŞU VEYA BU YÜZDEN YİTİRİLMİŞ EFSANEVİ BİR KÜLTÜREL YETERLİLİK HALİ  VE AYNI ORANDA EFSANEVİ BİR KÜLTÜREL İÇTUTARLILIK DÜŞLEYİP YAKINMAK, O DÜŞSEL BÜTÜNLÜĞE YENİDEN KAVUŞMAYI UMMAK. S.43

BEN KAYIPTIR; ÇÜNKÜ, KÜLTÜREL İÇTUTARLILIĞI TAHRİP OLMUŞ BİR ORTAMDA YAŞADIĞINA İNANIR. S.43

AVRUPA KÖKENLİ YENİ KÜLTÜR PRATİKLERİ ONLARI İÇSELLEŞTİRENLER VE İÇSELLEŞTİRMEYENLER BİÇİMİNDE BİR TOPLUMSAL YARILMAYA NEDEN OLMUŞTUR. ‘’ÖZ’’ KAYNAKLARA DAYANARAK YEİDEN İNŞA EDİLECEK OLAN KENDİNE YETERLİ KÜLTÜR, TOPLUMU YENİDEN BÜTÜNLEŞTİRECEKTİR. S.43

FOUCAULT’CU -İBRAHİM KALIN-BİR PERSPEKTİFTEN BAKILIRSA, MODERNLİK AYNI ZAMANDA ‘’BEN’’ VE ‘’ÖTEKİ’’ KAVRAM ÇİFTİNİN İNŞASI ANLAMINA GELİYOR. S.43

OSMANLILAR BU DURUMDA BİR ‘’ÖTEKİ’’ OLARAK BATI KAVRAMINI İNŞA EDERLER; TIPKI EDWARD SAİD’İN TANIMLADIĞI ŞEKİLDE. S.44

BATI, BÜTÜN ÖNEMLİ KÜLTÜR VERİLERİNİ ÖDÜNÇLENMEKTE OLDUĞUMUZ, ÖDÜNÇLENMEK ZORUNDAYMIŞ GİBİ GÖRÜNDÜĞÜMÜZ, AMA TANIMI GEREĞİ ONU ÖTEKİ DİYE TARİFLEDİĞİMİZ İÇİN, ASLA ‘’BATILI’’ OLAMAYACAĞIMIZDAN ÖTÜRÜ… S.44

…ÇÜNKÜ O ZAMAN BEN ÖTEKİ HALİNE GELMEK DURUMUNDA OLACAK VE KENDİ ÖZ VAROLUŞUNU YİTİRECEK. S.44

BU AŞAMADA, BURADA ‘’BATI’’ DAN YAPILAN ÖDÜNÇLENMELERİN NELERLE VE NASIL SINIRLANMASI, DENETLENMESİGEREKİR SORUSUNU SORMA… S.44

TARTIŞMADA, HEMEN HERKESİN MUHAFAZAKARLIK DOZUNA GÖRE, SADECE TEKNOLOJİK VE BİLİMSEL OLANI ‘’ALALIM’’ İLE DAHA FAZLASINI ‘’ALMAK’’  S.44

BİLMEDİĞİNİ ÖĞREN, KULLANMADIĞINI UNUTMA

BİLMEDİKLERİNİ ÖĞRENDİKLERİ, KULLANMADIKLARINI UNUTABİLDİKLERİ S.45

TÜRKİYE’DE BUGÜN BİLE KİŞİ ÖĞRENMEZ, ONA ÖĞRETİLİR. S.46

ÇARPICI OLAN, ‘’ÖTEKİ’’NDEN BU KADAR FAZLA İRKİLENLERİN BİR ÖĞRETEN ÖZNE OLARAK ONA GÖSTERDİKLERİ SAYGI OLUR. BİLGİNİN SÜREKLİ ÜRETİLEN VE YENİDEN ÜRETİLEN BİR ŞEY OLDUĞUNU DEĞİL, ALINAN BİR ŞEY OLDUĞUNA İNANANLAR İÇİN ‘’VEREN’’ TABİİ Kİ SAYGINDIR. S.46

BATI OLARAK TARİFLENMİŞOLAN İLK ‘’ÖTEKİ’’…GEÇ OSMANLI AYDINLARININ, AMA ÖZELLİKLE ERKEN CUMHURİYET SEÇKİNLERİNİN KENDİLERİNİ AİT HİSSETMEK İSTEMEDİKLERİ, ASLINDA HALA İÇİNDE OLDUKLARINI DÜŞÜNDÜKLERİ, AMA DIŞINA ÇIKMAYA ÇALIŞTIKLARI BİR BAŞKA ÖTEKİ OLARAK DA DOĞU KAVRAMI İNŞA EDİLİR. ‘’BEN’’İ, NE DOĞULU, NE DE BATILI OLMAYAN ŞEKLİNDE TARİF ETMEYİ DENEYECEKLERDİR. S.47

ÖTEKİ İLE ‘’BEN’’İ ANLATMAK S.47

TÜRKİYE’DE BATI VE DOĞU GİBİ İKİ ‘’ÖTEKİ’’Sİ VAR. BİRİ KURTULMAK İSTENEN DÜNÜ, DİĞERİ YENİ ÖDÜNÇLENMELERİN KAYNAĞI OLAN BUGÜNÜ TEMSİL EDEN İKİ ÖTEKİ. BİRİNDEN UZAKLAŞMAK AMA TÜM BAĞLARI YİTİRECEK KADAR UZAKLAŞMAMAK, DİĞERİNE YAKLAŞMAK AMA BÜTÜNLEŞECEK KADAR YAKLAŞMAMAK İSTENDİĞİ SÖYLENEBİLİR. S.47

‘’BEN’’ KENDİSİNİ O İKİ ÖTEKİ ARASINDA KALAN ÖZNE DİYE TARİF ETMEYE BAŞLADIĞI ZAMAN, ONLARLA KURDUĞU BÜTÜN İLİŞKİLERİ ZORUNLU OLARAK PROBLEMLEŞTİRMEYE BAŞLIYOR. KÜLTÜREL BAĞLAMDA İKİ ‘’ÖTEKİ’’ İLE, DOĞU VE BATI’YLA İLİŞKİLERİ PROBLEM HALİNE GETİRMEKSE, HER ‘DIŞARIDAN’ ÖĞRENME ÇABASINI, ÖĞRENİLENLERİ, ÖĞRENİLECEKLERİ VE ÖĞRENİLMİŞLERİ MAHKUM ETMEK DEMEK. S.48

CUMHURİYET ENTELİJANSİYASININ GÖZÜNDE NEREDEN OLURSA OLSUN, ‘’BEN’’ E AİT DİYE TARİF EDİLMEMİŞ HER KÜLTÜREL OLGU VE PRATİĞİ ÖĞRENİP İÇSELLEŞTİRMEK BENİ BEN OLMAKTAN ÇIKARAN BİRŞEY HALİNE GELECEK. S.48

TÜRKÇE’Yİ ‘’ÖZ’’LEŞTİRMEK SADECE KENDİ ÖZ KAYNAKLARIYLA YETİNEBİLİR BİR DİLE DÖNÜŞTÜRMEK İDEALİ OTARŞİST BİR İDEALDİR. S.48

DİVAN ŞİİRİNİN TOPLUMSAL YAŞAMDAN ÇIKMASINDA DA DOĞU’DAN ÖDÜNÇLENİLMİŞ OLMA MOTİFİ YAŞAMSAL ROL OYNAR. ONA GÖRE DİVAN ŞİİRİ FORM VE KELİME HAZNESİ OLARAK TÜRK İNSANININ DUYGULARINI İFADE EDEMEYEN BİR YABANCIDIR. S.48

VİCTORİA HOLBROOK’UN VE WALTER ANDREWS S.49

TÜRKİYE’DEKİ BÜTÜN ÜNİVERSİTELERİN İLGİLİ BÖLÜMLERİNDEKİ BÜTÜN ARAŞTIRMACILARIN DİVAN ŞİİRİ ÜZERİNE ONLAR KADAR UFUK AÇICI ( VE SARSICI ) BİR ARAŞTIRMA YAPMAMIŞ OLUŞLARI BİR RASTLANTI MI? S.49

BİR KÜLTÜREL GÜVENLİK REJİMİNİN KURULMASI S.50

KÖPRÜ METAFORU S.50

KÖPRÜ ÜRETMEZ, ORADAN SADECE GEÇİLİR. S.51

‘’SİNAN’IN OSMANLI KENTLERİNİN OLUŞUMLARINI YÖNLENDİREN OLAĞANÜSTÜ YAPITLARI, GELENEKSEL KÜLTÜRÜMÜZÜN SOMUT BELGELERİ OLARAK, ÖLÜMÜNDEN 421 YIL SONRA BİLE BUGÜNKÜ MİMARLIĞIMIZA MODEL OLUŞTURMAYI SÜRDÜRMEKTEDİRLER. ANCAK NE YAZIK Kİ, BU MODELLERDEN BÜYÜK ÖLÇÜDE SALT KOPYALAMA AMACIYLA YARARLANILMAKTA, SİNAN’IN AKILCI MİMARİ ANLAYIŞININ ÖZÜNÜ OLUŞTURAN ARAŞTIRMA, ÖĞRENME, ANLAMA, ÇAĞDAŞ BİR MİMARİ YARATMA, SÜREKLİ OLARAK KENDİNİ AŞMA ÇABALARI, KENTSEL KİMLİK OLUŞTURAN ÇAĞDIŞI KOPYALAMALARDA YER ALMAMAKTADIR.’’ S.51

KÜLTÜR, KORUNMASI GEREKEN BİR BÜTÜNSELLİK DİYE TARİF EDİLİR. S.52

‘’TÜRK AİLE YAPISINA AYKIRI’’ İFADESİ BÖYLEDİR. …MİMARLIK BAĞLAMINDA DAHA FARKLI OLDUĞUNA İNANMAK İÇİNSE BİR NEDEN YOK. S.53

KÜLTÜR SABİTLENEBİLİR NİTELİKTE DEĞİL, SÜREKLİ ÇEŞİTLENİYOR VE DEĞİŞİYOR. ONU UNUTAN VE HATIRLAYAN, YENİ KATKILAR YAPAN VE YAPILMASINA DİRENEN, BAŞKALARINA GIPTA EDEN VE KENDİSİ OLMAKTA ISRAR EDEN, TAKLİT EDEN VE ÖZGÜN YARATICILIK GÖSTEREN ÖZNELER VAREDİYOR. BAZILARI BİRİNCİLERİ, BAZILARI İKİNCİLERİ YAPMIYOR; HER AN HERKES İKİSİNİ BİRDEN YAPIYOR. O YÜZDEN KÜLTÜR, İDEALİZE EDİLMEMESİ, YÜCELTİLMEMESİ, HELE KUTSALLAŞTIRILMAMASI GEREKEN, ÇÜNKÜ SÜREKLİ ÇAPRAZLANAN, SÜREKLİ MELEZLEŞEN BİR PRATİKLER BÜTÜNÜ VE O PRATİKLERİN VARETTİĞİ ÜRÜNLERİN TOPLAMI. S.53

TOPLUMUN, YERİN VE MEKANIN ORADA YAŞANMIŞLARI ‘’ANIMSADIĞI’’ ŞEKLİNDE BİR METAFOR BU. TOPLUMLAR VE MEKANLAR ONLARDA VUKU BULANLARIN ZİHİNSEL İZLERİNİ BİRİKTİRİYORLAR. S.57

SÜREKLİ BOZULAN DEĞİL SÜREKLİ DEĞİŞEN BİR KENTSELLİK VE TOPLUMSALLIK S.59

‘’EN HAZİN TARAFI, BİR ÇÖKÜŞÜN ORTASINDA GELDİĞİ İÇİN HAMLENİN HİÇ BİR BÜYÜK ŞEYİ BESLEYEMEMESİDİR.’’ AHMET HAMDİ TANPINAR S.61

BİR TÜRK’Ü DEĞİL İSTANBULLU BİR RUM KADINI BETİMLİYORMUŞ. S.63

SORUN, RESİMDEKİ KADININ RUM OLMASI SORUNU OLMAKTAN ÇOK, RESMİ ‘’OKUYANIN’’ ONU HANGİ BAĞLAMDA OKUDUĞUNDAN KAYNAKLANAN BİR SORUN. S.63

RESİMDE GÖRDÜKLERİMİZ ASLINDA RESİMDE GÖRÜLENLER DEĞİL, BÜTÜN O BİLDİK, AŞİNA KÜLTÜREL KARŞILAŞMA VE MELEZLENME SÖYLEMLERİYMİŞ. S.63

DAHASI, GÖZLEMLEDİĞİMİZ KARIŞIMI ANLAMLANDIRMAK, OKUMAK SURETİYLE ASLINDA KENDİ KİMLİĞİMİZİ TARİF EDİYORUZ. S.63

MEKAN, YANİ TERCÜME VE TARTIŞMANIN EN SONUÇ VERİCİ ALANI OLDUĞUNU HATIRLAMALIYIZ. ‘HALK’IN ULUSAL, KARŞI-ULUSALCI TARİHLERİNİ ÖNGÖRMEYE BAŞLAMAYI BU MÜMKÜN KILAR. VE ÜÇÜNCÜ MEKANI KEŞFETMEK SURETİYLE, KUTUPSALLIK POLİTİKALARINI ELİMİNE EDEBİLİR VE KENDİ KENDİMİZİN ÖTEKİLERİ OLARAK VARLIK KAZANABİLİRİZ. S.66

‘’CİVİLİSATİON’’ ‘’KULTUR’’ S.68

 ALMAN ROMANTİK ULUSALCI… CİVİLİSATİON DEĞİL DE KÜLTÜR DEDİĞİMİZE GÖRE ALMAN EKOLÜ BİR MODERN KÜLTÜRDEN SÖZ EDEBİLİRİZ.S.68

SORUNSAL, KENDİSİNİ BATI DİYE ÖTEKİLEŞTİRDİĞİ BİR KÜLTÜR ALANIYLA KARŞI KARŞIYA KALMIŞ OLARAK KABUL EDEN OSMANLI’NIN, ORADAN YAPACAĞI BİLGİ İTHALATINI NASIL DENETLEYECEĞİ KAYGISINDA TEMELLENİR. S.68

‘’SAFİYET’’İNİ BOZMAZLAR; O DİLLE KURDUKLARI İLİŞKİ BİR MAĞDURİYET İLİŞKİSİNDEN İBARET OLMAZ. O DİLİ KULLANDIKLARI İÇİN, ÖRNEĞİN, ‘SAHTE İNGİLİZLER’ HALİNE GELMEZLER. İNGİLİZCE’NİN ALTKITAYA ULAŞMASI ÖNCESİNDE HAYAL EDİLEMEYECEK YENİ AÇILIM VE KÜLTÜREL ÜRETİM FIRSATLARI DOĞAR. ÇÜNKÜ EDEBİYAT BİR ‘’İFADE ETME ( ENUNCİATİON ) MEKANI’’ DIR. S.72

MİMARİ ANALİZ MİMARLIĞI BELİRLİ BİR YER VE ANDA DONMUŞ OLARAK DÜŞÜNÜP O HALİYLE ‘’ÖZ’’ÜNÜN NE OLDUĞUNU TARTIŞARAK YAPILAMAZ. S.72

MİMARLIK VERİLERİ DE YERE AİT OLANLARLA OLMAYANLARI TANIMLAMAK… YER DE DÜŞLENMİŞ BİR MEKANDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL. S.73

MİMARLIKTA ULUSALLIKTAN KONUŞARAK ULUSU YENİDEN ÜRETMEKTE ZORLANIYORSAK, YERDEN KONUŞARAK YERİ YENİDEN ÜRETMEKTE DE YAVAŞ YAVAŞ ZORLANMAYA BAŞLAYACAĞIZ. S.73

ULUSALCI VE YERELCİ MİMARİ YÖNELİMLER İÇİN ORTADA SAĞLAM BİR ZEMİNİN BULUNMADIĞIDIR. S.73

DEMEK Kİ O ZEMİNİ BULSAK ULUSAL MİMARİ DOĞRU

‘’MİMARLIK YERİ DİKKATE ALMALIDIR’’ SAVI DA GÜNDELİK MİMAR DİLİNDEKİNDEN FARKLI BİR ANLAMA GELMELİDİR ARTIK. S.74

TASARIM BİR İFADE ETME MEKANINDAN BAŞKA BİRŞEY OLMADIĞI İÇİNDİR Kİ, HEM YERİ TANIMLARKEN HEM DE ONU DİKKATE ALARAK BİÇİM VE YAPI ÜRETİRKEN, MÜPHEMLİK VE ÇELİŞKİ ÜRETMEK ZORUNDADIR. YERE ‘’CUK OTURAN’’ MİMARAİ YOKTUR VE OLAMAZ.

MİMARLIK BAĞLAMINDA MİMARLIKTAN KONUŞMAYIZS.74

ÖTEKİNİ SUSTURMA MERKEZLİ KONUŞMA BİR YANA BIRAKILINCA, ELİTİST KÜLTÜR KAVRAYIŞLARI DA ADIM ADIM AŞILACAKTIR. S.75

KENDİ KENDİMİZİN ÖTEKİLERİ S.75

GERÇEK GERÇEKLİKLE SANAL GERÇEKLİK ARASINDA BİLE SINIR ÇEKMEKTE ZORLANILIYOR. S.76

‘’BU SANAT MI, TASARIM MI, HEYKEL Mİ YOKSA MİMARİ Mİ’’ YA DA ‘’BİENALDE SANAT MI, YOKSA YAZIYLA DAHA İYİ ANLATILABİLİR POLİTİK MESAJLAR MI SUNULDU’’ GİBİ SORULAR S.77

MİMARLIĞIN DA, KÜLTÜRÜN DE, ULUSAL KİMLİĞİN DE ÖZÜNÜ TANIMLAMAYI BAŞARABİLECEĞİNE EMİN OLANLAR GENİŞ İTTİFAK CEPHELERİ KURABİLİYORLAR. S.77

NOSTALJİ BİR MODERNİTE İCADIDIR. S.79

ÖZLEM BAĞIMLISI GELENEKSEL TOPLUM İÇİN ASLOLAN DA, UZAKLAŞAN GENÇLİKTİR. S.79

MİMARİ GERÇEKLİK UZAK BİR GEÇMİŞTEN BERİ YAPILAGELEN PRATİKLERLE ORTAYA KONMUŞSA DOĞRUDUR. S.79

NOSTALJİ ALTERNATİF BİR BUGÜN DÜŞLETİR. S.79

BÜYÜSÜ BOZULMUŞ GEÇMİŞİN DÜNYASINA YENİDEN GİZEM VE BÜYÜ KATMA UĞRAŞIDIR. S.81

NOSTALJİ SAĞ POLİTİKACILARIN ARACIDIR. ÇÜNKÜ GEÇMİŞİ ESTETİZE EDER. S.82

ORTAK TEK BİR PARAMETRE VARSA, O DA TARİHSEL VERİ S.91

OYSA MİMARLAR İÇİN TARİH, TARİHÇİNİN YAZDIĞI DEĞİL, DOĞRUDAN DOĞRUYA YAPI ÜRETİCİSİNİN, MİMARIN, TOPLUMUN VAR ETTİĞİ ÜRÜNLER BÜTÜNÜDÜR. S.92

SORUN, MİMARLIK DÜNYASININ O GERÇEKLİKLER BÜTÜNÜNE NASIL YAKLAŞACAĞINDAN KAYNAKLANIR. S.92

MİMARLARIN TARİH KAVRAYIŞI GEÇMİŞTE ORTAYA KONMUŞ MİMARİ ÜRÜNLERİN GÜNCEL TEMSİLLERİNE DAYANIR. S.94

LE CORBUSİER’NİN EN AZ İKİ KİTABINDA BİR SÜLEYMANİYE KROKİSİ BEZEMESİZ YALIN GEOMETRİK KİTLELERİN MİMARİ GÜCÜNÜ ANLATMAK VE BU GEOMETRİK YALINLIĞI ÇAĞDAŞ MİMARLARA ÖNERMEK İÇİN KONUMLANIR. S.95

SÜLEYMANİYE… BİR VERİ OLARAK, YANİ ÖZGÜL TARİHSELLİĞİ BAĞLAMINDA YER TUTMAZ. SÜLEYMANİYE’NİN BELİRLİ BİR DÖNEMDE, BELİRLİ KOŞULLAR ALTINDA NEDEN, NASIL İNŞA EDİLDİĞİ, ONU ORTAYA KOYMAYI SAĞLAYAN ZİHNİYET YAPILARI VE/VEYA EKONOMİK, SİYASAL, TOPLUMSAL ARKA PLAN SORGULANMAZ. S.95

GEÇMİŞİ YASSILTTIKTAN SONRA, ÇADIRI, GELENEKSEL İSTANBUL EVİNİ, ERKEN MODERN AHŞAP İSTANBUL KONUTUNU VE ZEYREK SOSYAL SİGORTALAR BİNASINI DA İÇERECEK ORTAK BİR KATEGORİ ( TÜRK EVİ ) TABİİ Kİ MÜMKÜNDÜR. MİMARLIK SÖYLEMLERİNDE MÜMKÜNDÜR, AMA TARİH DİSİPLİNİNDE DEĞİL. S.96

MİMARLAR GEÇMİŞİ YASSILTMADIKÇA DÜŞÜNEMEMİŞLERDİR. HER KUŞAK, ÖNCEKİLERİN DÜŞÜNSEL VE İNŞAİ YARATILARINI KENDİ BUGÜNÜ İÇİNDE, GERÇEKTE HANGİ TOPLUMSAL VE ZAMANSAL BAĞLAMLARDA ÜRETİLDİKLERİNE BAKMAKSIZIN TAŞIMIŞTIR. S.97

EN KESKİN MODERNİSTLER BİLE, ÇAĞLARININ ÖZGÜL MİMARLIĞINI YARATMAYI HEDEFLERKEN, VEYA BUNU İDDİA EDERKEN, KENDİ DÖNEMLERİNE OLABİLDİĞİNE UZAK GEÇMİŞLERİN VERİLERİNİ BUGÜNE TAŞIYABİLİR VE YASSITILMIŞ BİR GEÇMİŞİ BİR KEZ DAHA TESİS ETMEKTEN KAÇINMAZLAR. S.97

‘’TARİHİ UNUTUP’’ BUGÜNÜN MİMARİSİNİ YAPALIM DİYENLERİN BİLE, YASSITILMIŞ GEÇMİŞ(LER) ÜRETTİKLERİDİR. S.97

MİMARLIK UZUN SÜRE ANCAK TARİHSELLİĞİ İNKAR EDİLDİĞİ ZAMAN DÜŞÜNÜLEBİLMİŞTİR. BUNA KARŞILIK MİMARLAR, YİNE ÇOK UZUN SÜRE BOYUNCA, TARİH BİLGİSİ OLDUĞUNU SANDIKLARI ŞEYE, YASSITILMIŞ GEÇMİŞE, VE ONUN METAFORLARINA AŞIKTIRLAR S.98

MİMARLIK ÜZERİNDE DÜŞÜNMEK, ONU KAVRAMAK  VE ÜRETMEK, ASLINDA ONUN İÇİNDE VAROLDUĞU SÜREÇLERİ KAVRAMAK VE ÜRETMEK, ASLINDA ONUN İÇİNDE VAROLDUĞU SÜREÇLERİ KAVRAMAK ANLAMINA GELİYOR. S.98

ANCAKYASSITILMIŞ GEÇMİŞLERİ UNUTARAK VE MİMARLIĞIN, KENDİ VARLIĞIMIZIN FARKINA VARABİLİR BÖYLECE MİMARİ ÜRÜNLERİN TARİHSELLİĞİNİ SAĞLAYABİLİRİZ.

TÜM SANATSAL ETKİNLİKLER GİBİ MİMARLIKTA DA, BİR ÜRÜNÜ VAREDERKEN YÜKSEK ESTETİK KALİTEYİ TALEP EDEN VE SANATSAL EYLEMİN BEDELİNİ ÖDEMEYE HAZIR MÜŞTERİNİN VARLIĞITEŞVİK EDİCİ BİR ETMENDİR. S.101

BUGÜNÜN TÜRKİYE'SİNDE MİMARLIĞI DESTEKLEYEN MÜŞTERİLER '' ÖZLENEN'' BİR YOĞUNLUKTA DEĞİLSE, BUNUN NEDENLERİ ONLARIN EĞİTİSİZLİKLERİNE , KÜLTÜREL ZAFİYETLERİNE , SONRADAN GÖRMELİKLERİNE BAĞLANARAK SORGULANAMAZ S.101

BATI DÜNYASINDA İTALYAN RÖNESANS'I İLE BİRLİKTE BAŞLAYAN PATRONAJ VE MESENLİK ÖRÜNTÜLERİ İSE BU İKİ SÜREÇLE SIKICA BAĞLANTILI. OYSA, GELENEKSEL OSMANLI MİMARİ TEŞVİK MEKANİZMALARI OLARAK TANIMLANABİLECEK ÖRÜNTÜLER PREKAPİTALİST VE MODERNÖNCESİ BİR DÜNYAYA AİTLER S.101

OSMANLI KLASİK ÇAĞI'NDA BÜYÜK SERVETLERİ ELDE BULUNDURANLARI DEVASA İNŞAİ ETKİNLİKLERE KANALİZE ETMEKTEN (VE BÖYLECE DE HARCAMAKTAN) BAŞKA SEÇENEKLERİ OLMADIĞI SÖYLENEBİLİR.  S. 101

GÜNÜMÜZDE MODERN BİREYİN PROTOTİPİ OLAN RÖNESANS  İNSANLARININ MİMARİ AMAÇLI HARCAMALARI, KENDİ SALT KİŞİSEL ESTETİK GEREKSİNMELERİNİ TATMİN ETMENİN VE TABİİ Kİ TOPLUMSAL STATÜLERİNE DE İŞARET ETMENİN ARACIDIR. S.103

DEMEK Kİ, BUGÜN DE MİMARLIK  ÜRÜNÜ MESEN İÇİN AMAÇKEN, BANİ İÇİN GERÇEK AMACIN YANINDA, ONU GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN GEREKLİ İKİNCİL ÖNEMDE BİR GERÇEKLİKTİR.  S.103

OSMANLI PREMODERN BANİSİNİN ENTELEKTÜEL MİRASÇISI OLAN, MODERN MESENLİK GELENEĞİNİN İSE HENÜZ YENİ YENİ YEŞERDİĞİ BİR TOPLUMDA, MİMARLIK ÜRÜNÜ HALA BİR TOPLUMSAL HİZMETİ VERMENİN ZORUNLU ARACINDAN İBARET. O YAPITIN KENDİ ÖZGÜL ESTETİK ANLAMI, ONA İLİŞKİN BİR KALİTE BEKLENTİSİ YOK. O YALNIZCA BİR ARAÇ.  S.103

HAYIRSEVERİN ''İYİ '' MİMAR SEÇMEK GİBİ BİR SORUNU DA YOK. S.104

ÇÜNKÜ HAYIRSEVERLİK KAVRAMLARINDA TEMELLEŞMİŞ GELENEKSEL MİMARİ SPONSORLUK ALIŞKANLIKLARI, GELENEKSEL YAPI ÜRETİM ETKİNLİKLERİNİN ARTIK YIKILDIĞINI MODERNLEŞEN BİR TOPLUMDA ÇEVREDE GÖRDÜKLERİMİZDEN DAHA DÜZEYLİSİNİ ÜRETMEYİ SAĞLAYAMAZ. TÜRKİYE'DE MİMARİ MESEN YA DA SPONSOR, ANCAK HAYIRSEVERLİK DENEN O ESKİ TOPLUMSAL ROL TASFİYE OLUNCA BELİRECEKTİR? S.104

TURGUT CANSEVER'İN ANTALYA'DA ATATÜRK CADDESİ ÜZERİNDE İNŞA ETTİĞİ YENİ CAMİ MİMARLIK DÜNYASININ HİÇ DİKKATİNİ ÇEKMEMİŞ GÖZÜKÜR. S.105

CANSEVER'İN YAPISINI ANLAMLI VE ÖNEMLİ KILAN DA ZATEN DURUMUN YUKARIDA ANLATILDIĞI GİBİ OLMASI. TARİHSELCİLİĞİN SADECE KONFORMİST BİÇİMLERİNİN EGEMEN OLDUĞU BİR TOPLUMDA FARKLI BİR TARİHSELCİ TUTUMUN MÜMKÜN OLDUĞU BİRİ GÖSTERMELİYDİ. S.107

GÜNCEL TÜRKİYE'DE TARİHSELLİK SADECE BİR GÖRÜNTÜ OLARAK TALEP EDİLMEKTEDİR. BU GÖRÜNTÜ ÜRETİMİNİN, GERİSİNDEKİ MODERN GERÇEKLİĞİ GÖZDEN SAKLAMAK YA DA ONU KATLANILIR KILMAKTAN DAHA DERİNLİKLİ AMACI YOKTUR. VE BU GÖRÜNTÜ DE VARLIĞINI ÖNCELİKLE SATIŞ DEĞERİNE BORÇLU OLMAKTADIR. S.107

BETONARME  SİNAN CAMİLERİ MİMARLIĞI DA ONLARI VAREDEN İLGİLİ MÜŞTERİ (CEMAAT) PROFİLİNİN VAROLUŞ STRATEJİLERİ İÇİNDE BENZER BİR YER TUTAR. S.107

CANSEVER'İN MODERNİTE'YE ALTERNATİF BİR ÜRETME VE YAŞAMA BİÇİMİ ÖNERİSİYLE  ORTAYA ÇIKMASIYLA İLİŞKİLİ OLDUĞU SÖYLENEBİLİR. S.107

CANSEVER, GERİLERİNDE GELENEKSEL ZANAAT BAZLI ÜRETİM BİÇİMİ VE TEKNİKLERİ OLMADIKÇA, ORTAYA KONAN GÖRÜNÜNÜN İÇERİKSİZ OLDUĞUNU İNANIYOR.  S. 107

CANSEVER, ENDÜSTRİYEL DÜNYAYA KARŞIT VE DOĞRUDAN DOĞRUYA ONUNLA HESAPLAŞMAYI AMAÇLAYAN BİR TARİH BAKIŞI GELİŞTİRMİŞTİR. S.107

CANSEVER, SUYU TERSİNE AKITMAYI DENİYOR. S.107

TARİHSELCİ, YANİ TARİHSEL GİBİ GÖRÜNEN DEĞİL, GERÇEKTEN TARİHSEL ARAÇ, YÖNTEM VE YAKLAŞIMLARLA ÜRETİLMİŞ ÜRÜNLER VERDİLER. HATTA, ZAMAN ZAMAN ÖYLE YAŞAMAYA BİLE ÇALIŞTILAR. S.108

CANSEVER, ÖNEMLERİNİ TARİHSELCİLİĞİN EGEMEN OLDUĞU, AMA İKİYÜZLÜ BİR MİMARİ-TASARIMSAL (İSTEYEN BUNA TÜM ALANLARI EKLEYEBİLİR) AHLAKIN DENETİMİNDE BULUNAN ATMOSFERE MUHALİF OLUŞLARINA BORÇLULAR.

TÜRKİYE’DE HİÇ UMURSANMAYIŞI İSE HERHALDE ANLAMLI. BELKİ DE BU ÜLKEDE TARİHSELCİ-GELENEKSELCİ KILIF ÜRETİMİ ( YA DA ONU OLANAKLI KILAN İKİYÜZLÜLÜK ) ÖYLE İÇSELLEŞTİRİLMİŞ Kİ, ONA TARİHSELCİLİĞİN TAM MERKEZİNDEN YAPILAN GERÇEK BİR MUHALEFETİ GÖRMEK BİLE İSTEMİYORUZ. S.108

DÜNYADA EN AZ İKİ YÜZYILDIR TARİHSELCİ MİMARDAN ÇOK HİÇBİR MİMARLIK ERBABINA RASTLANMADI. S.109

TARİHSELCİLİKTE AMAÇ TARİHSELLİĞİ ÇAĞRIŞTIRMAKTIR. S.109

TARİHSELCİLİK, YÜCELTİLMİŞ VE ''PARLATILMIŞ'' BİR TARİH DÖNEMİNİN (VEYA DÖNEMLERİNİN) ARDILI OLDUĞUNA İNANAN VE BUNU MİMARLIKLA İFADE ETMEK İSTEYENLERİN YÖNELİMİDİR. BU PARLATMA VE YÜCELTME SAYESİNDE VARLIK KAZANIR VE SONUÇTA HEDEFİ OLAN DÖNEMİN BİR KEZ DAHA PARLATILIP YÜCELTİLMESİNİ SAĞLAR.  S.111

ÇÜNKÜ AYNEN ÖYLE BİR BUGÜN DÜŞLEMEKTEDİR. S.111

BEN GEÇMİŞİN BUGÜNDEN DAHA İYİ , ULAŞILMAZ YETKİNLİKTE BAR BAŞARILAR BÜTÜNÜ OLDUĞU İDDASINI İÇERMİYORUM. S.111

SEDAD HAKKI ELDEM’İN KATI CEPHE DÜZENLERİ... S.112

ÇİVİSİ ÇIKMIŞ DÜNYAYA ÇİVİSİNİ YENİDEN TAKMAK İSTEYEN ELDEM. S.112

BİZLER TARİHTEN DERSLER , GÖREVLER , DOĞRULAR , HEDEFLER ÇIKARMIYORUZ; ÇÜNKÜ BİZ TARİHİ SEVİYORUZ TARİHSELİ DEĞİL. TARİHSELCİLERİN ÇOK BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU TARİHİ , YANİ GEÇMİŞİN METNE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ HİKAYESİNİ SEVER ; PİKİONİS ONUN YERİNE GEÇMİŞTEN ARTA KALAN TAŞLARI , MEKANLARI, HARABELERİ, İZLERİ , ONLARDAKİ PATİNAYI , YIPRANMIŞLIKLARI, ORADA YAŞANMIŞLIKLARI SEVİYOR.  S. 112

TARİH KİTABINDA YAZANLARI SEVENLERİN ASLA BAŞARAMADIĞI DA BU.  S.112

ONYILLARDIR SÜRÜP GİDEN MÜTHİŞ SPEKÜLATİF BASINÇ, TÜRKİYE'DE TOPRAĞI EN AĞIRLIKLI VE BELKİ DE TEK YATIRIM ARACI HALİNE GETİRMİŞTİR.  S.113

İKİNCİ BİR OLUMSUZ ETMEN DE YAYGIN TOPLUMSAL BİLİNÇSİZLİK BİÇİMİNDE FORMÜLE EDİLİR.  S.113

KÜÇÜK EĞİTİLMİŞ AZINLIĞIN KENDİ KORUMA-BİLİNÇLİ YAKLAŞIMINI BİLİNÇSİZ ÇOĞUNLUĞA AŞILANDIĞINDA , KORUMANIN ÖNÜNDEKİ SOSYOKÜLTÜREL ENGELİN KALKACAĞINA İNANILMAKTADIR.  S.113

KORUMA SORUNSALINI TARTIŞMAYA TAZE BİR DÜŞÜNSEL ZEMİN ÜZERİNDE YENİDEN BAŞLAMAMIZ GEREKTİĞİ YÖNÜNDE… 115

ALTIN ÇAĞ'DAN UZAKLAŞTIKÇA HER TÜR MİMARİ ÜRÜNÜN KALİTESİNİN DÜŞTÜĞÜNE İNANILMAKTADIR YAYGIN BİÇİMDE. S119

ÇAĞDAŞ TÜRKİYE'DE BİR KORUMA TARTIŞMASINDA ANAHTAR SÖZCÜK ''YABANCILAŞMA'' OLMALIDIR. S.122

İNSANOĞLU YÜZYILLARCA KULLANIM DEĞERİNİ DÜŞÜREN ESKİMENİN O NESNENİN YAŞAMINI DA SONLANDIRDIĞINA İNANDI. S.123

TOPKAPI SARAYI'NIN FATİH ÇAĞINDAN BAŞLAYAN UZUN YAŞAMI İÇİNDE O KOMPLEKS HER DÖNEMDE SÜREKLİ YENİLENMİŞTİR. O YÜZDEN , 15. YÜZYILDAKİ HALİ ARTIK BİR MİMARLIK TARİHİ KONUSUDUR; YAPISAL MEKANDA OKUNAMAZ GÖZLEMLENEMEZ. S.123

MODERN KORUMA-RESTORASYON DİSİPLİNİ BÖYLE DOĞACAKTIR. AMAÇ, ESKİYİ ESKİMİŞLİĞİYLE KORUMAKTIR; ÇÜNKÜ TARİHSELE TARİHSELLİĞİNİ VEREN O ESKİMİŞLİK HALİDİR.  S.125

ESKİ BİR EVİ ESKİLİĞİNDEN ÖTÜRÜ DEĞERLİ BULAN , AMA İÇİNDE YAŞAYAMAYANLAR, BASİTÇE, TARİHSELİN YERİNE TARİH KİTABINDAKİ ANLATIYI YERLEŞTİRMEYE KOYULURLAR. SONUÇTA ÖRNEĞİN ŞÖYLE BİR ŞEY OLUR : GELENEKSEL OSMANLI EVLERİNDE YAŞAMANIN NE KADAR ZOR OLDUĞU, KONFOR TALEPLERİNİN ONLARIN İÇİNDE  KARŞILANAMAYACAĞI GİBİ BİR SAPTAMA YAPILIR.   S.125

KENTSEL YENİLEME ADINA MAHALLELER YIKAR, ESKİ SOKAK , KONUT, KAPLAMA BIRAKMAZLAR.  S.126

KORKTUKLARI İÇİN , TARİHİN TEMSİLLERİNİ İNŞA EDERLER.  S.126

ESKİ BİR GELENEKSEL EVDE OTURMAYA HİÇ NİYET BİLE ETMEYENLER O YÜZDEN BETONARME BİR GELENEKSEL EV TEMSİLİNE HAYRANLIK DUYARLAR.  S.126

TARİHİN TEMSİLİ OLAN YENİ KAMU YAPILARI ISMARLARLAR.  S.126

KORUNMASINDAN SÖZ EDERLER , AMA BUNU KENDİLERİ İÇİN DEĞİL , BAŞKALARI İÇİN İSTERLER. S.126

SEDAD HAKKI ELDEM BİLE GELENEKSEL KONUT ÜZERİNE CİLTLER YAZACAK, AMA BİR ORTA BOY TARİHSEL EVİ ALIP,RESTORE EDİP İÇİNDE OTURMAYA KALKIŞMAYACAKTIR. S.126

TARİHSEL , BU ANLAMDA  UZAKTAN GÖRÜLMEK İÇİNDİR.  S.126

BURADA RESTORASYON DEMEK: YAPININ YAŞINI SIFIRLAMAK , TAKSİMETREYİ BAŞA ALMAK DEMEK.OLMAMALIDIR.  S.129

AKSİNE ONUN HAKKIYLA KORUDUKLARINA İNANIRLAR.  S.129

NEDEN İNGİLİZLER , İTALYANLAR, İSPANYOLLAR VS. ESKİNİN ESKİ GÖZÜKMESİNDEN RAHATSIZ OLMAZLAR DA, TÜRKLER BUNDAN NEFRET EDER VE TARİHSEL YAPILARIN YEPYENİ OLMASINI TALEP EDER.  S.129

MİMARLIK ÜRÜNÜYSE TARİHİ GÖRSELLEŞTİRİR.  S.130

SÜPERMODERNİTE ÇAĞI… 1 MİLYONU AŞKIN CEZAYİRLİ SİVİLİ GÖRMEZDEN GELEMEYECEK KADAR SİYASETEN DOĞRUCULAR; AMA ONLARI TEK BAŞINA ZİKREDECEK KADAR DĞRUCU DEĞİLLER. S.131

MODERNİTE BU OLSA GEREK, BU ANIT, İŞLEVİNİ NASIL YERİNE GETİRİYOR? ÇOK BASİT: BÜTÜN İNSANİ ZAİYATI AYNI KUTUYA YERLEŞTİRMEK SURETİYLE VİCDANİ SORUMLULUĞU GÜNDEMDEN DÜŞÜREREK.

MİMARLIK ÜRÜNÜNÜ ÜÇ TEMEL ÖZELLİĞİ OLDUĞUNA VE OLMASI GEREKTİĞİNE İNANMIŞTIR ARTIK; İŞLEVSELDİR, AYAKTA DURMALIDIR, GÜZEL OLMALIDIR.  S.137

HIZLI DEĞİŞEN BİR DÜNYADA HEMEN HER YAPININ BAŞLANGIÇTA TANIMLANAN İŞLEVİNİ DAHA YAPIMI BİTTİĞİ AN YİTİRDİĞİ,ANCAK SÜREKLİ YENİ İŞLEVLER YÜKLENEREK YAŞAMAYA DEVAM EDEBİLDİĞİ GERÇEĞİ GÖRMEZDEN GELİNİR.  S.137

SİZ HİÇ , ''BUGÜN BEETHOVEN OLSA BÖYLE SENFONİ BESTELEMEZDİ'' DİYEREK GÜNCEL BİR MÜZİK ÜRÜNÜNÜN DEĞERLENDİRENE RASTLADINIZ MI? YA DA '' İBNİ SİNA OLSAYDI BU ŞEKİLDE AMELİYATI YAPMAZDI'' DİYENİ ? AMA, ''MİMAR SİNAN OLSAYDI, BUGÜN BÖYLE BETONARME CAMİ YAPMAZDI , KENTLERİMİZ UYUMSUZ YAPILARLA DOLMAZDI '' DENMESİ PEK AZ YADIRGANIR !!!  S.138

MİMARLIKTA ESKİLERİN YENİ OKUMALARININ YAPILMAYIŞIDIR. FELSEFEDE KANT'IN VEYA PLATON'UN , BERGSON'UN , NİETZSCHE'NİN YENİ OKUMALARINI YAPIP GERÇEK KANT'IN , PLATON'UN , BERGSON'UN , NİETZSCHE'NİN AKLINDAN BİLE GEÇMEMİŞ YENİ DÜŞÜNCELER ÜRETİLİR.  S.138

PRATİKLERİ DIŞINDA DÜŞÜNMEYİ ALIŞMADIĞINI…   S.138

HALBUKİ, TAZE BİR YENİ OKUMA İÇİN ESKİNİN ESKİMİŞ OLDUĞUNU BİLEN VE YENİDEN ÜRETİLMESİ GEREKTİĞİNİ KESTİREN GÜNCEL İNSANA İHTİYAÇ VARDIR.  S.138

19.YÜZYIL BAŞLARKEN BİLE ARTIK YENİ MİMARİ ÜSLUPLAR ÜRETİLMEDİĞİNİ VE ÜRETİLEMEYECEĞİNİ FARK EDEN MİMARLIK DÜNYASI.  S.139

MİMARLIKSA KENDİ ÇÖPEVİNİ TEMİZLEMEYE KOLAY KOLAY GİRİŞMEZ , TERTEMİZ YAŞADIĞINI SANIR.  S.139

DÖNÜŞÜMÜN EN GÜZELİ DEĞİŞTİRMEYENDİR. S. 141

FİLMİN KENDİSİ OLMASA BİLE , ONDAN TAD ALABİLENLER YORUMLANMAYI BEKLER.  S.141

O ''BİRİLERİ'' TOPLUMSAL ORTAMIN BİLEŞENLERİ İÇİNDE AĞIRLIKLI YER TUTMAKTA , KÜLTÜREL TERCİHLERİN VE DEĞERLER,GRAMERİNİN VAREDİCİLERİ OLARAK İŞLEV GÖRMEKTEDİRLER.  S.141

AMAÇ , TOPLUMSAL MERKEZİ ELDE BULUNDURAN SEÇKİNLERE TERS DÜŞMEDEN ELDE EDİLMESİDİR.  S.143

BİR-İKİ MODERNLİK TEMSİLİNİ EDLE ETMEKLE TATMİN OLANLAR , KENTİ, MİMARLIĞI, SANATI, GÜNDELİK YAŞAMI VE HER TÜRLÜ KÜLTÜREL PRATİĞİ AYNI ORANDA TEMSİLLERE İNDİRGERLER.  S.143

SIK SIK UYGULAMA ALANI BULUNAN VE ÇOK KOLAY İKNA EDEN BİR ELEŞTİRİ FORMATI VAR. EN AŞIRI VE ÇARPICI BİÇİMLERİYLE MİMARLIKTA KARŞILAŞILSA DA, YAYILMA ALANI TÜM SANAT VE TASARIM DALLARINI KAPSAYACAK KADAR GENİŞ . BU FORMATA BAŞVURANLAR , TÜRKİYE'DEKİ TASARIM, SANAT VE MİMARLIK ''TÜKETİCİ ''SİNİN BİLİNÇSİZ SEÇİCİLERDEN OLUŞTUĞU İDDASINDA TEMELLENEN AÇIKLAMALAR YAPARLAR.  S.145

Hİ-TECH BİR EVDE YAŞAYAN, MİNİMALİST BİR MEKANDA ÇALIŞAN , SADECE PENDERECKİ VE STOCKHAUSEN DİNLEYİP, ''NOUVELLE CUİSİNE'' YEMEKLER YİYEN , BİLİNÇ AKIŞI ROMANLARI OKUYUP , DENEYSEL SİNEMA SEYREDEN VE YALNIZCA ENSTELASYON SERGİLERİNİ ZİYARET EDEN ''TUTARLI'' BİR İNSAN.  S.147

AYDIN, TERBİYELİYİM OLDUĞUNU İDDİA EDİYORUM, NE DE TERBİYE ETMEYE ÇALIŞIYORUM ; YALNIZCA FARKINA VARMAYA VE YORUMLAMAYA ÇABALIYORUM.  S.148

AMA, EVRENSELLE BATILILIK ARASINDA HİÇBİR ZORUNLU BAĞINTI YOKTUR.  S.149

ROMANLARI AVRUPA'DAN ÇOK SATMASI ORHAN PAMUK İLE YAŞAR KEMAL , HİÇ SATIŞI OLMAYAN DEDE KORKUT İLE YUNUS EMRE'DEN DAHA EVRENSEL SAYILMAZLAR.  S.149

''BATI BİZİM YAPTIKLARIMIZA NE ZAMAN DİKKAT EDECEK''  S.149

KÜLTÜRÜN GENİŞ KAPSAMI DARALTILIP BİRAZ DAHA ÖZELE İNİLDİĞİNDE , MİMARLIK VE TASARIM BAĞLAMINDA MODERNİTE'NİN EVRENSELİ DEĞİL, TİKELİ ÜRETTİĞİ SÖYLENEBİLİR.  S.151

MODERNÖNCESİ DÜNYA TEK DEFAYA ÖZGÜ OLANI BİLMEZ VE ÜRETEMEZ.  S.151

HABERLEŞME VS YAYGIN DEĞİLDİR TEKRAR İLE GÖRÜNÜLÜRLÜĞÜ SAĞLANIYORDU.

ÖYLEYSE ÇÖZÜM, BİR GÜN GELİP BİZİM ÜRETTİKLERİMİZİN DE BÖYLE GENİŞ BİR BİLİNİRLİK DÜZEYİ KAZANMASI İÇİN, BİZİM METROPOLLERİMİZDE ODAKLANAN BİR KÜLTÜREL VE MEDYATİK İLETİŞİM AĞININ KURULMASIDIR.  S.152

ÇÜNKÜ; YERELLİK İDDİASI KADAR MODERNLİK İLE UZLAŞMAYAN AZ ŞEY VAR. YERELLİK TANIMI GEREĞİ OLARAK , TALEP EDEN, TASARLAYAN VE GERÇEKLEŞTİREN ÖZNENİN ÖZGÜLLÜĞÜNÜ İNKAR EDER. YERELLİK SÖYLEMİ BELİRLİ BİR KÜLTÜR COĞRAFYASINI ORASI VE O TOPLUMU DA O TOPLUM KILAN ÖZLERİN VAROLDUĞU SAVINA DAYANIR.  S.152

YANİ, YEREL BİR MİMARLIĞIN TEMEL ÖZELLİKLERİ O MİMARLIK KAPSAMINDA ÜRÜN VERENDEN BAĞIMSIZ OLARAK HAZIRDA BEKLER. KENDİ YERELLİĞİNE GÖMÜK YAŞAYAN MÜŞTERİ O ÖZELLİKLERİ TALEP EDECEK, MİMAR ONLARI TASARLAYACAK.  S.152

MODERN DÜNYADA TİKELİ TASARLAYAN İSE, HER YERİN , HER DURUMUN , HER ZAMAN PARÇASININ ZATEN TEKİL OLDUĞUNU, BİR DAHA YİNELENEMEZ TEKİLLİKLER TANILADIĞINI BİLİR.  S.152

MODERN TASARIMCI , ONLARA GÖRE VE ONLAR İÇİN, KENDİSİNİN DE TEKİL VE BİR DAHA YİNELEMEZ BİR ÖZNE KİMLİĞİ TAŞIDIĞINI BİLİNCİYLE TASARLAR.   S.152

EVRENSEL OLAN SHAKESPEARE DEĞİL, DÜNYANIN HER TARAFINDA ONU OKUYAN ÖZNELERDİR.  S.155

SÖMÜRGELİŞTİRİLİP ÖTEKİLEŞTİRİLENLER KADERLERİNİ SESSİZCE KABULLENİRLER.  S.156

EVRENSELLİKTEN YOKSUN DİYE NİTELENEN ''YERLİ'' KÜLTÜR ÜRÜNLERİNİN İKİNCİ PLANA ATILMASINI GETİRİR.  S.156

TÜRKİYE'DE DİVAN ŞİİRİ'NİN OKUNMASI - KUŞKUSUZ BAŞKA ETMENLERİN YANISIRA- BU YOLLA GÜNDEM DIŞINA İTİLMİŞTİR.  S.156BİR MİMARIN DİVAN ŞİİRİ-ARUZ VEZNİ RÜYASI(MAKALE BAŞLIĞI)

EVRENSELLİĞE TEPKİNİN BİR UCU ACIKLI BİR KABULLENMEYSE, DİĞER UCU DA AYNI ORANDA ACIKLI'' BİZİM DE BAZI EVRENSEL DEĞERLERİMİZ VAR; ONLARI ÖTEKİLERE GÖSTERELİM''  S.156

SİNAN, MEVLANA, YUNUS GİBİ ADLARI ORAYA DAHİL ETMEK İÇİN ÇABALANACAKTIR.  S.156

MARİFET , GEÇMİŞE BAKIP EVRENSEL KİŞİLİKLER VE YAPITLAR KEŞFETMEK VE LANSE ETMEK DEĞİLDİR; HER ÇAĞIN , HER KÜLTÜRÜN, HER ORTAMIN KİŞİLİK VE YAPITLARINI ANLAMLANDIRMAYA ÇALIŞAN O EVRENSEL ÖZNELERİ YETİŞTİRMEKTİR.  S.157

''KUVVEDEN FİİLE'' GEÇİREK.  S.157

MEVLANA'NIN , SİNAN'IN, DEDE EFENDİ'NİN EVRENSELLİĞİNİ TESCİL ETMEK İÇİN UĞRAŞMAK YERİNE, ''BİZİM'' SAYDIKLARIMIZ KADAR  ''ÖTEKİNİN'' SAYILANLARI DA KENDİ ESTETİK/KÜLTÜREL İLGİ ALANININ İÇİNE KATAN GÜNCEL ÖZNELERİ İÇEREN BİR TOPLUM OLMAKTIR.  S.157

EVRENSELLİK HİYERARŞİLERİ KURMAMAKTIR.  S.157

YAPITIN EVRENSELLİĞİ DİYE BİR ŞEY YOKTUR; O YAPITI OKUYAN , DENEYİMLEYEN, ESTETİK AÇIDAN KAVRAYAN ÇAĞDAŞ ÖZNENİN EVRENSELLİĞİDİR GÖRDÜĞÜMÜZ , AMA YAPITTA BULUNDUĞUNU SANDIĞIMIZ ŞEY.  S.157

OSMANLI SİSTEMİ , HERKESİ KENDİ CEMAATİNİN HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜNE EMANET EDER. KİŞİLERİN HAREKET OLANAĞI SİSTEMİN VARLIĞINI ONAYLADIĞI DİNSEL-ETNİK BİR CEMAATİN İÇİNDE TANIMLANMIŞTIR.   S.159

BİZİM İÇİN MALESEF ÖZGÜRLÜKVE HOŞGÖRÜ, HALA TOPLUMSAL STATÜSÜ YÜKSEK OLAN ''BÜYÜKLER''İN  ''ALTTAKİLER''E GÖSTERİĞİ BİR LÜTUFTUR.   S.161

DÜNYA ÖLÇÜSÜNDE BENZERSİZ''İMAR AFFI '' GİBİ İLGİNÇ ''HOŞGÖRÜLÜ '' VE ''ÖZGÜRLÜKÇÜ'' YASAL DÜZENLEME.  S.161

BU TOTALİTER VE STATİK KÜLTÜR TASAVVURUNA SAHİP OLANLAR İÇİN ZATEN İKTİDAR DEMEK, BİLİNMEYENİ EĞİTMEK, ANLAMAYANA ANLATMAK DEMEKTİR.  S.164

TEHİŞ YOKSA , MİMARLIK EYLEMİ DE YOKTUR.  S.167

İKİSİNİN DE AHLAKİ DERSLER VERME ENDİŞESİ YOKTUR.  S.167

TOPLUM MÜHENDİSLİĞİNE DE SOYUNMAZLAR.  S.167

TOLSTOY , AÇIKÇA İYİMSER, ÖTEKİ , DOSTOYEVSKİ , NE İYİMSER NE KÖTÜMSER .  S.167

TOLSTOY İÇİN DE , TIPKI DOSTOYEVKSİ İÇİN OLDUĞU GİBİ MUTLAK KÖTÜLÜK DİYE BİR ŞEY YOKTUR.  S.167

DOSTOYEVSKİ DAHA DA KARMAŞIK BİR İNSANLIK RESMEDER.   S.168

TASARIMIN HER NOKTASININ SAĞLAM USSAL GEREKÇELERLE AÇIKLANABİLİR OLMASI AŞINMAZ BİR MİMARLIK İDEALİDİR BUGÜN BİLE. OYSA HERKES BİLİR Kİ , HİÇBİR MİMARLIK ÜRÜNÜ AÇIKLANABİLİR KESİN BİR RASYONALİTE İÇİNDE ORTAYA KONMAZ.   S.169

EZBER ARACILIĞIYLA DEĞİL, TAM AKSİNE SÜREKLİ METİNLERE BAŞVURARAK VE O BAŞVURU METİNLERİYLE ''HESAPLAŞARAK'' YAPILIR.  S.199

MİMAR ADAYININ BİR YAPIYI NASIL İNŞA EDECEĞİNİ DE , TIPKI ÖTEKİ MİMARİ PRATİKLER GİBİ , ANCAK İNŞAİ ETKİNLİK YAPA YAPA ÖĞRENEBİLECEĞİDİR. SORUNDA BURDAN DOĞAR . ÇİZEREK ÖĞRENMEK İÇİN ÇİZİM ALIŞTIRMASI YAPILABİLİR; TASARLAMA ALIŞTIRMASI YAPARAK TASARIM ÖĞRENİLEBİLİR.  S.200

AMA , MİMARLIK OKULLARINDA İNŞAAT YAPA YAPA İNŞAAT ALIŞTIRMASI YAPILAMAZ.  S.200

MİMARLIK ÖĞRENİMİ 17.YÜZYILDAKİ İLK MİMARLIK OKULLARINDAN BAŞLAYARAK BİR TAKLİT PRATİĞİDİR.  S.200

ORTADA SANKİ GERÇEKTEN PROJELENDİRİLECEK BİR ÜRÜN VARMIŞ GİBİ PROJE YAPILIR. GERÇEK BİR KURAMSAL SORUN ÜZERİNDE YARATICI İRDELEME YAPILIYORMUŞ ''GİBİ KURAM YAPILIR''.  S. 200

İNŞAATINSA SİMÜLASYONU OLMAZ. İNŞAAT EYLEMİ TAKLİT DE EDİLEMEZ.  S.200

LE CORBUSİER, MİES VAN DER ROHE , WRİGHT MİMARLIĞI OKULDA DEĞİL , BÖYLE ÖĞRENİRLER.  S.200

GEÇ 1920'LERDE BAŞLAYARAK TÜRKİYE'YE DE TAŞINAN ALMAN TECHNİSCHE HOCHSCHULE SİSTEMİYSE, UYGULAMAYI ''YAPI'' DERSİ KAPSAMINDA ÖĞRETMEYİ AMAÇLAR.  S.200

İNŞAATIN YAPI VE UYGULAMA PROJELERİ ÇİZDİRİLEREK ÖĞRETİLEBİLECEĞİ DÜŞÜNÜLÜR.  S.200

HERKESİN KOLAYCA TAHMİN EDECEĞİ GİBİ , 1880'LERDEN İTİBAREN HİÇBİR AMERİKAN GÖKDELENİNİN UYGULAMASI MİMARLIK OKULU BİLGİLERİYLE YAPILMAMIŞTIR. ONLARIN UYGULAMA BİLGİSİNİ PROJE VE DİĞER TEKNİK HİZMET BÜROLARI İLE BÜYÜK MÜTEAHHİTLİK ŞİRKETLERİ ÜRETİR VE TAŞIRLAR (ÇALIŞANLARINA ÖĞRETİRLER) ; OKULLAR DEĞİL.  S.201

DÜNYANIN HİÇBİR MİMARLIK OKULUNDA , ÇOK SAYIDA AYRI UZMANIN KATILDIĞI GİDEREK KARMAŞIKLAŞAN VE SÜREKLİ DEĞİŞEN UYGULAMA/İNŞA ETME BİLGİSİNE DERİNLİKLİ OLARAK SAHİP OLAN YOKTUR; OLMASI DA GEREKMEZ. ÇÜNKÜ , BU BİLGİ DE KENDİ ÖZGÜL PRETİĞİ İÇİNDE ÇALIŞARAK ÜRETİLİR. OKULLARDAKİ ÖĞRETİM ÜYELERİ TASARIMCI, HATTA BÜRO SAHİBİ OLSALAR DA , İNŞAİ PRATİĞİN İÇİNDE OLAMAYACAKLARI İÇİN, İNŞAİ PRATİĞİ ANCAK KABACA BİLİRLER. UYGULAMA ALIŞTIRMASI YAPTIRABİLMEK İÇİN YAPABİLECEKLERİNİN MAKSİMUMU, OKULDA İYİ BİR PROJE/TASARIM BÜROSU SİMÜLASYONU ORTAMI YARATMAKLA SINIRLI OLABİLİR.  S.201

KISACASI, BURADA UYGULAMANIN MİMARLIKTA ÇOK ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞU İNKAR EDİLMİYOR. ANLATILMAK İSTENEN,MİMARLIK OKULLARININ MİMARLIK İÇİN HAYATİ ÖNEMDE SAYISIZ ŞEYİ ÖĞRETMEDİĞİ VE ÖĞRETEMEYECEĞİ GERÇEĞİDİR. MİMARLIK HALA VE HERYERDE BÜYÜK ORANDA OKULUN DIŞINDA ÖĞRENİLİR ; YANİ, YAPILDIĞI YERDE...  S.201

MİMARLIK EĞİTİMİNDE TASARIMIN DÜŞÜNSEL İÇERİĞİNİN GÜNDEME GETİRİLMESİYLE BİRLİKTE, YANİ ODTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ'NİN KURULUŞUNUN ARDINDAN KLASİK YAPI BİLGİSİNİN ADIM ADIM DEĞERDEN DÜŞMEKTE OLDUĞU GÖRÜLÜYORDUR.  S.203

ANCAK, GELENEKSEL İMALAT REJİMİNİN EGEMEN OLDUĞU BİR MİMARLIK DÜNYASINDA YAPI BİLGİSİNİN NE DENLİ HIRPALANIRSA HIRPALANSIN, YİNE DE GÜNDEMDEN DÜŞÜRÜLEMEYECEĞİ AÇIKTIR.  S.203

MİMAR BUNDAN BÖYLE GELİŞMİŞ ÜLKELERDE OLDUĞU GİBİ KATALOGLARI TARAYIP , KENDİ AMAÇLARINA UYGUN YAPI BİLEŞENLERİNİ , AYRINTI VE TEKNİKLERİNİ SEÇECEK, İLGİLİ UZMAN KURULUŞLARIN TEKNİK ADAMLARI DA GELİP UYGULAMAYI YAPACAKLARDI.  S.203

TASARIMDAN ÖZERK BİR YAPI ÇÖZÜMÜ YOKTU.  S.204

MİMARLIK ALANININ GENİŞ BİR KESİMİ İSE O GÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE KLASİK YAPI BİLGİSİNE MUHTAÇ.  S.204

LOUİS KAHN'IN, ZUMTHOR'UN, ANDO'NUN VE DAHA NİCELERİNİN MİMARİSİ DE ÖZGÜL AYRINTI ÇÖZÜMLERİYLE BİÇİMLENİYOR. HATTA HEPSİNE DE KENDİ MİMARİ ÖZELLİĞİNİ VERENİN KLASİK YAPI BİLGİSİYLE YÖNLENDİRİLEN DETAYLANDIRMA YAKLAŞIMLARI OLDUĞU SÖYLENEBİLİR.  S.204

HER ''GERÇEK '' TASARIM HALA KENDİ ÖZGÜL YAPI ÇÖZÜMLERİNİ VE AYRINTILAR BÜTÜNÜNÜ TALEP EDİYOR. MİMARLIKTA SÖYLEYECEK TASARIMSAL SÖZÜ OLANLARIN BUNUN YAPISAL ÇÖZÜMLERİNİ BAŞKALARINA HAVALE EDEREK SONUÇ ALMALARI İSE HALA OLANAKLI DEĞİL.  S.204

KATALOG BİLGİSİNİN MİMARİ KLASİK YAPI BİLGİSİNİN YERİNİ ALMASINA DAHA EPEYİ VAR.  S.205

SEDAD HAKKI ELDEM'İN ANONİMMİŞÇESİNE SAKİN, BİREYSELLİK İZLERİ ÖZENLE SİLİNMİŞ , BELİRLİ BİR YERİN DOĞAL ÜRÜNÜYMÜŞCESİNE ORAYA AİT BİR ''DOĞRU'' MİMARLIK ARADIĞINI YAZILARINDAN BİLİYORUZ.  S.209

HALK MİMARİSİ BU ÜLKEDE UZUN ZAMAN , VE KISMEN HALA, GÜNCEL TASARIMA REFERANS OLMA ÖZELLİĞİNİ KORUDU. TOPLUM ÇOĞUNLUĞU DA MİMAR ÇOĞUNLUĞU GİBİ , YENİ BİR TASARIMLA YÜZYÜZE GELDİĞİNDE ŞAŞIRMAK İSTEMİYORDU. UMUTSUZCA GÜNDEMDE TUTULAN AMAÇ, HER YENİ KATILAN ELEMANIN MEVCUTLARLA ÇELİŞMEDEN UYUM İÇİNDE BİR ARADA OLACAĞI BİR ÇEVRE YARATMAKTI.  S.209

TARİHLE DE UYUM İÇİNDE OLMAK DİYE BİR ERDEM TANIMLANDI.  S.209

ŞÖYLE BİR DÜŞ BU; ORTA ASYA'YI , SELÇUKLU'YA, OSMANLI'YA, OSMANLI GEÇ DÖNEMİNİ CUMHURİYET'E BAĞLAYAN BİR MORFOGENETİK ÇİZGİ VAR.YANİ, O ÇİZGİNİN SONRAKİ ÜRÜNLERİ ÖNCEKİ ÜRÜNLERİNE BİÇİMLENME ÖZELLİKLERİ BAĞLAMINDA NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİYLE BAĞLI.  S.209

ÇOK BİLDİK ÖRNEKTEKİ GİBİ, 16. YÜYIL OSMANLI MERKEZİ MEKANI İLE ORTA ASYA'DA TALHATAN BABA CAMİSİ BİRBİRİNE BAĞLAYIP DÜNDEN BUGÜNE UZANAN KESİKSİZ BİR MİMARİ SERÜVEN TANIMLANIYOR.  S.209

YABANCI OLANLAR ZAMAN İÇİNDE YERLEŞİLİR, YERLİ OLANLARSA PEKALA ZAMANLA YABANCIYA DÖNÜŞÜR DURUR.  S.210

DAHA ÖNCE KARŞILAŞILMAMIŞ, DOLAYISIYLA ŞAŞIRTICI , ÇÜNKÜ YABANCI OLANLARLA , YANİ''EVLAT EDİNİLİP'' BENİMSENECEK (BAZEN DE ASLA BENİMSENEMEYECEK) YENİLERLE , YÜZYÜZE  GELİNEN TOPLUMSAL ALANDIR KÜLTÜR.  S.210

YENİ OLAN MEVCUT DAİMA ÇELİŞİR.  S.210

DEĞİŞİM SAYESİNDE DÜNYAYI, VAROLUŞUMUZU, KÜLTÜREL POZİSYONLARIMIZI, İNANÇLARIMIZI, BEĞENİLERİMİZİ YENİDEN DÜŞÜNME , YENİLEME,DOLAYISIYLA TIKANMALARI AŞMA İMKANIMIZ VARDIR.  S.210

SÖYLENEGELENLERİ SÖYLEMEYE, YAPILAGELENLERİ YAPMAYA DEVAM ETMEK DIŞINDA BİR KÜLTÜREL İMAKAN ARAMAK GEREKİR.  S.211

İRKİLMEK VE ŞAŞIRMAKTAN DUYULAN KORKU BU DENLİ BÜYÜKSE, TASARIM VE DÜŞÜNCE ÜRETMENİN YOLU KESİKTİR.  S.211

DÜŞÜNMEK VE TASARLAMAK İÇİN RAHATSIZ ETMEK KUŞKUSUZ YETMEZ; ANCAK, İLK DIŞAVURULDUĞUNDA RAHATSIZ ETMEYEN DÜŞÜNCE VE TASARIMA DA DÜŞÜNCE VE TASARIM DENMEZ.  S.211

HER TÜRLÜ TASARLAMA ETKİNLİĞİ ÖZÜNDE , '' SERBEST DOLAŞIM'' DAKİ İMGELER ARASINDAN BİR SEÇME YAPMAK, ONLARI AYNEN VE/VEYA DEFORME EDEREK YENİ BÜTÜNLER OLUŞTURACAK BİÇİMDE BİR ARAYA GETİRMEK DEMEKTİR.  S.216

MİMARIN MESLEKİ KİŞİLİĞİNİ TANIMLAYAN İDEOLOJİSİ, SÖYLEMLERİ VE ETİK İLKELERİ, TASARIMIN BİR KOLAJ ÜRETİMİ, BİR REKOMPOZİSYON İŞİ OLDUĞU GERÇEĞİ İLE ÇELİŞİR.  S.216

MİMARLIK DÜNYASININ SÖYLEMLERİ, İDEOLOJİLERİ VE AHLAKİ YARGILARI İLE MODERN DÜNYASININ KÜLTÜREL GERÇEKLERİ ÇELİŞİYOR.  S.218

YAPITI O SORUNSALI KAVRAMA VE DEĞERLENDİRME ÇERÇEVEMİZİ GÜVENİLMEZ BULMAMIZA YOL AÇMALIDIR.  S.221

BİLDİK KUTSALLIKLARI, BİLDİK İNANÇLARI BİR KEZ DAHA, ESKİSİNDEN DAHA ETKİLEYİCİ BİR BİÇİMDE DE OLSA YİNELEYEN ÜRÜNLER CİDDİYE ALINMIYORLAR.   S.221

BERLİN'DEKİ YENİ İSVİÇRE ELÇİLİK BİNASININ MİMARLIK BAĞLAMINDA DİKKAT BİLE ÇEKMEYİŞİ, AMA AYNI KENTTEKİ ŞU HOLLANDA ELÇİLİĞİ'NİN ÜZERİNDE DURULUŞU BUNU ÖRNEKLEMEYE YETER. BİRİNCİSİ, TÜM SİYASAL TEMSİL KALIPLARINI AYNEN YİNELİYOR. MASİF, AZ PENCERELİ,CİDDİ, RESMİ BİR GÖRÜNTÜ VAR. İLK BAKIŞTA ELÇİLİK OLDUĞUNU, İÇERDİĞİNİN KUTSAL DİPLOMATİK MİSYON RUHU OLDUĞUNU DIŞAVURUYOR. KOOLHAAS'IN YAPISI İSE BİR ELÇİLİĞE GÖNDERME YAPAN OLAĞAN VE BİLDİK NE VARSA DİKKATE ALMIYOR. TAM AKSİNE, DİPLOMATİK TEMSİLİN ÇAĞDAŞ DÜNYADA ESKİ CİDDİYET VE SAYGINLIK ÇAĞRIŞIMLARINI YENİDEN ÜRETEMEYECEĞİNİ HATIRLATIYOR.  S.221

ZİHNİN ALIŞILAGELMİŞ BARİYERLERİNİ YIKMA KORKUSUYLA YAŞAYANLARIN EGEMEN OLDUĞU BİR KÜLTÜREL ATMOSFERDE ÇAĞDAŞ ÜRETİM YAPILAMAZ.  S.222

BAŞKALARININ ÜRETTİKLERİNİ BÖYLESİNE FÜTURSUZCA SAHİPLENEN BİR ALANIN, EN AZINDAN KENDİ İÇERİĞİNİN SINIRLARI KONUSUNDAKİ BİLİNCİ YETERLİ OLAMAZ.  S.223

MİMARLIĞIN ÖZNE  OLDUĞU DÜŞÜNCE. MİMARLIĞI NESNE OLARAK ELE ALAN DÜŞÜNCE.  S.225

BİR TARAFTA REEL POLİTİKA VE ÖTE TARAFTA DA SİYASET BİLİMİ VE SİYASET KURAMI GİBİ DİSİPLİNLER VARSA, BİZİM KONUMUZDA DA BİR YANDA REEL MİMARLIK BİLGİSİ VE ÖTE YANDA DA MİMARLIK KURAMI GİBİ BİR BAŞKA BİLGİ TÜRÜ VAR.  S.225

O HALDE ''KURAM PRATİĞİ BELİRLER'' GİBİ BASMAKALIP İFADELERİN GEÇERLİLİĞİ YOKTUR. KURAM PRATİĞİ BELİRLEMEZ. AMA, PRATİĞİ DE İÇEREN ÇOK GENİŞ PRAKSİS BÖLGESİNİ KISMEN VEYA BÜTÜNÜYLE MODERNLEŞTİRME , ÇÖZÜMLEMEYE, ANLAMAYA YARAR.  S.225

MODERNİZM BİR GELECEK NOSTALJİSİDİR; POSTMODERNİZM BİR GEÇMİŞ NOSTALJİSİDİR VE BAĞLAMSALCILIK BİR ŞİMDİKİ ZAMAN NOSTALJİSİDİR.  S.228

LE CORBUSİER'NİN DE MODERN TOPLUMA VE KENTE İLİŞKİN ÜZERİNDE SÖYLEMLERİNİ TEMELLENDİRDİĞİ PEK ÇOK SAPTAMASI VARDIR.ANCAK , DOĞRULUKLARI KONUSUNDA İKNA DA OLABİLECEĞİMİZ BU SAPTAMALAR LE CORBUSİER'NİN KİTAPLARINI KURAMSAL KILMAZ.  S.228ÇÜNKÜ REEL MİMARLIK SÖYLEMİ

SÖYLEMCİ DÜNYANIN NASIL İŞLEDİĞİNE İLİŞKİN KENDİ SAVINA ORTAYA ATTIKTAN HEMEN SONRA , ONUN BUNDAN SONRA NASIL İŞLEYECEĞİNİ, NASIL DÜZELTİLECEĞİNİ, PRATİK İÇİNDE YAPILAGELEN YANLIŞLARIN NASIL ORTADAN KALDIRILACAĞINI BETİMLEMEYE KOYULUR.  S.229

1-) ÖRGÜTLÜ BİR BÜTÜN OLARAK TAKDİM EDİLMİŞ BİR KİTAPTIR;

2-)BU  KİTAP ONU KENDİSİNİN OLARAK TANIYAN VE BİRİNCİ ŞAHIS OLARAK KONUŞAN BİR YAZAR TARAFINDAN İMZALANMIŞTIR;

 3-) YAZARIN YAKLAŞIMI ÖZERKTİR - KENDİSİNİ HERHANGİ BİR DİSİPLİNE YA DA GELENEĞE BAĞIMLI GÖRMEZ ;

 4-) AMACI, KAVRAMSAL BİR YÖNTEMDİR; YARGI VE FORMÜLLERİ AKTARMAK DEĞİL , YARATIMI OLANAKLI KILAN EVRENSEL İLKE VE VAREDİCİ KURALLARI AÇIĞA ÇIKARMAKTIR;

5-) BU İLKE VE KURALLARIN İNŞA EDİLMİŞ ALANI BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE EVDEN KENTE, YAPIDAN MİMARLIĞA KADAR KUŞATMASI VE VÜCUDA GETİRMESİ HEDEFLENMİŞTİR.  S.229

SÖYLEM ÜRETİMİ MESLEKİ PSİKOLOJİ BAĞLAMINDA SORUNU ORTAYA KOYAR VE BU ISTIRAP SAYESİNDE MİMARİ ANLAMDA ARINIR. KURAMSAL ÇALIŞMA YAPAN İSE SADECE SORGULAR VE YORULUR, O KADAR.  S.230

MİMARLIK BİLGİSİNİN BU İKİ KATEGORİSİ (REEL MİMARLIK BİLGİSİ VE KURAMSAL BİLGİ).  S.231

ALBERTİ'YE KADAR MİMARLIK BİLGİSİ KENDİ ALANININ GERÇEKLERİNİ TANIMLAYAN BİR TOPLUMSAL KURUMDUR.  S.231

ALBERTİ'YE KADAR MİMARLIK SADECE ORTAYA KONAN İNŞA EDİLMİŞ YAPIT OLARAK VARDIR.   S.231

SÖYLEMLER BAŞKA SÖYLEMLERİ ANLAMAYI SAĞLAMAZLAR. KURAMSALLA SÖYLEMSEL DÜŞÜNCE ARASINDAKİ EN BÜYÜK FARK DA BUDUR.  S.233

KURAMSAL DÜŞÜNMEK DÜŞÜNÜLMÜŞLER ÜZERİNE DÜŞÜNMEK DEMEKTİR.   S.233

MİMARLIKTA MODAYI LANETLEYENLERİN KENDİLERİNE NEDEN ''MODASI GEÇMİŞ'' GİYSİLERLE DOLAŞMAKTAN KAÇINDIKLARINI SORMALARI GEREKİR.  S.243

BESLENMEDEN EĞLENCEYE, GİYİMDEN SANATSAL DUYUŞA DEK HER KONUDA GELİP GEÇİCİLİĞİN NORMAL KARŞILANDIĞI BİR DÜNYADA, MİMARLIĞIN

ZAMANA DİRENMESİNİ BEKLEMEK GÜLÜNÇ GÖZÜKÜYOR.   S.243

TÜKETİMİN SADECE EKONOMİK DEĞİİL, TASARIMSAL BİR ETKİNLİK DE OLDUĞUNUN FARKINA VARILABİLİR.   S.243

MİES VAN DER ROHE'NİN HİTLER İKTİDARA GELİNCE ÜLKESİNİ TERK ETMEMEK İÇİN UZUN SÜRE DİRENMESİNE KARŞIN, SONUNDA NASIL MİMARLIĞINDAN TAVİZ VERMEYE YANAŞMADIĞI İÇİN DİLİNİ BİLE BİLMEDİĞİ ABD'YE KAÇTIĞI ÖĞRENİLMEKTEDİR.   S.246

İSTER MİMARLIKTA , İSTERSE DE SİYASET ALANINDA İNANDIĞINI SÖYLEMEKTEN KAÇINANLAR ASLINDA OMURGASIZLIĞI BİR YAŞAM BİÇİMİ HALİNE GETİRİRLER.   S.247

BİÇİMLERİN KENDİ DÖNEMLERİNİN KOŞULLARININ ÜRÜNÜ OLDUĞU VE O KOŞULLAR DEĞİŞİNCE GÜNDEMDEN DÜŞECEKLERİNİ SÖYLEMEK.  S.249

MİMARLAR BİRBİRLERİNDEN DE TAKLİT EDİYORLARDI. İŞTE BU TAKLİT PRATİĞİ MİMARLIK DÜŞÜNCESİNİN İLGİ ALANINA GİRMEYİ BİR TÜRLÜ BAŞARAMADI. FARKEDİLDİĞİNDE TABİİ Kİ MAHKUM EDİLİYORDU.  S.249

İLETİŞİM ARAÇLARI MİMARİ İMGELERİ DÜNYA ÇAPINDAN VE HIZLA TAŞIYOR, FOTOĞRAF VE FİLM MİMARİ GÖRÜNTÜYÜ KOLAY KAVRANIR BİÇİMDE AKTARIYORDU.  S.249

TAKLİT EDİLEN MİMAR OLMAK ŞÖHRETİN EN ÜST BASAMAĞINDA OLMAK DEMEKTİR.  S.250

KUMAŞ DESENİNİ TAKLİT EDEREK ÜRETİM YAPMANIN MİLYON DOLARLIK TAZMİNAT DAVALARINA KONU OLABİLDİĞİ ÇAĞDAŞ DÜNYADA, BAŞKA BİR MİMARDAN BİÇİM AKTARMANIN HİÇBİR YASAL SAKINCASI DA YOK. TAKLİT BİR ÇALMA ETKİNLİĞİYSE, MALI ÇALINANIN YAKINMAK YERİNE MEMNUN OLDUĞU TEK ÇALMA TÜRÜ BU OLMALIDIR.  S.250

MODERNİTE ''KATI OLAN HERŞEYİ BUHARLAŞTIRIR'' KEN , KATI DİSİPLİN VE MESLEK SINIRLARINI DA AŞINDIRMAYA BAŞLAR.  S.277

SANATI, MİMARLIĞI, TASARIMI EZBERİMİZDEKİ TERİMLERLE KONUŞAMAZ VE ÜRETEMEZ OLDUĞUMUZ BİR ÇAĞDA YAŞIYORUZ. S.277

VİLLA SAVOY'YI LE CORBUSİER'YE ISMARLAYAN AİLE BU YAPIDA TERAS ÇATININ AKMADIĞI BİR GÜNÜ MUHTEMELEN GÖRMEDİ.  S.280

ARTIK AYKIRILIĞIN MALİYETİ ÇOKDÜŞÜK; ÇÜNKÜ, O AYKIRILIKLA MÜŞTERİYE ARTIK YÜKTEN ÇOK AVANTAJ SUNULUYOR.  S.281

KUMA, KONUMLANDIĞI ORTAMDA '' BEN BURADAYIM '' DİYE BAĞIRMAYAN , HEP ORAYA AİTMİŞÇESİNE GÖZE ÇARPMAYAN , ÇEVREYE OLABİLDİĞİNCE AZ MÜDAHALEDE BULUNAN MİMARLIKLAR YAPMAYA ÇALIŞIYOR.   S.287

MİMAR DÜNYAYI YENİ BİR KAVRAMLAR DİZGESİ, YENİ BİR SÖZCÜK HAZNESİ ÜRETEREK YENİDEN ANLATMAYI DENEYEN BİR DÜŞÜNEN ADAM RÖLÜ... BAŞKA BİLGİ ALANLARINDA SÖYLENENLERİ ÖĞRENİP MİMARLIĞA TERCÜME EDEN DEĞİL, DÜNYAYI MİMARLIK İÇİNDE DURARAK GÖZLEMLEYEN VE KAVRAYAN BİR MESLEK ADAMI.  S.298

MİMAR OLARAK DÜNYAYA BAKMAKLA , FELSEFECİ OLARAK BAKMAK ÇOK FARKLI ŞEYLER. FELSEFECİNİN BAKIŞINDA VE DÜŞÜNME YAKLAŞIMINDA TANIMLARI DAHA TARTIŞMA VE İRDELEMENİN BAŞLANGICINDA YAPMAK , REFERANS VERMEK, ALINTILARI TİTİZLİKLE AKTARMAK VE ONLARI TAHRİF ETMEYEREK KONUŞMAK ANLAMLI GÖZKÜYOR; AMA , BİZ MİMARLARIN DÜNYAYA BAKIŞIMIZ BÖYLE DEĞİL.BİZİM MESLEKİ (DE) FORMASYONUMUZ DÜNYAYI BÖYLESİ ''DİPNOTLU'' OLARAK ALGILAMAMIZA YOL AÇMAZ.  S.305

MİMARIN MİMARLIK PRATİĞİYLE SIKI BİÇİMDE BAĞLANTILI DÜŞÜNME ALIŞKANLIKLARI, HER TÜRLÜ DÜŞÜNCEYİ ÖNCELİKLE İŞE YARARLIĞA İNDİRGER. S.306

BİZLER ANLAMAKTAN ÇOK ANLAMLANDIRMAYA , GİDEREK YARGILAMAYA , ORADAN DA MAHKUM ETMEYE YÖNELİK BİR SPEKÜLATİF TAVRIN MİMARLIKTA BAŞAT HALE GELİŞİDİR.  S.306

MİMAR BAŞKA NESNELERİN REKLAMINI YAPMAK BİR YANA, KENDİSİNİ DE NESNELEŞTİREREK VE METALAŞTIRARAK REKLAM YAPMAKTADIR.   S.308

ETİK, KENDİSİNİ TOPLUM YERİNE KOYAN BİR GRUBUN YA DA ÖZNENİN KARŞITLARINI MAHKUM ETMEK İÇİN BAŞVURDUĞU BİR DÜŞÜNME ARACI DEĞİLDİR.  S.309

DOĞRU EYLEMENİN HEP GEÇERLİ KALACAK NORMLARININ VAREDİLEMEYECEĞİ İYİCE GÖRÜLDÜKTEN SONRA , FELSEFE İLE MİMARLIK BİR BULUŞMA ŞANSI YAKALIYOR.  S.311

KİMİLERİ DAHA BÜYÜK , DAHA ÇOK SAYIDA , DAHA PRESTİJLİ, DAHA YÜKSEK GETİRİLİ MİMİARLIK İŞLERİNİ ''KAPARLAR'' , KİMİLERİYSE ''KAPAMAZLAR''.MİMARLIK KARİYERİNİN HİÇ BİR OKULDA ÖĞRETİLMEYEN  (ÖĞRETİLMESİ MÜMKÜN DE OLMAYAN) ÖNEMLİ BİR KESİMİNİ BU ''KAPMA'' EDİMİ OLUŞTURUR.BUNU BAŞARMAK İÇİN BAŞKALARINDAN FARKLI YETENEKLER GELİŞTİRİLİR, GELİŞTİRİLMELİDİR. GELİŞTİREMEYENİ , REKABET ORTAMI SİLER GEÇER.BÖYLE BİR DÜNYADA VAROLMAK İÇİNSE, KİMİLERİ DAHA YETENEKLİ OLDUKLARINI, KİMİLERİ DAHA EKONOMİK BİR SONUÇ ORTAYA KOYABİLDİKLERİNİ ,KİMİLERİ ULUSLARARASI BİR SÖYLEM ÜRETİCİSİ OLDUKLARINI, KİMİLERİ MEDYATİK BİR ÇEKİCİLİKLERİ BULUNDUĞUNU, KİMİLERİ İMAR KURALLARINI HERKESTEN İYİ SOLLAYABİLDİKLERİ VE DAHA SAYISIZ GEREKÇEYİ ÖNE SÜRMEK ZORUNDADIRLAR. MİMARLIK YAPABİLMEK İÇİN HER MİMAR KENDİSİNE ŞU YA DA BU BİÇİMDE BİR TERCİH EDİLME NEDENİ YARATMALIDIR.   S.319

O HALDE, MİMAR KENDİSİNİN TERCİH EDİLMESİNİ SAĞLAYACAK TEKNİKLERİ GELİŞTİRMEK , HATTA GİDEREK BU AMAÇLA UZMANLIK DESTEĞİ ALMAK DURUMUNDADIR. HEMEN HEMEN BÜTÜN BÜYÜK ÇAPLI BATILI MİMARLIK BÜROLARININ (VE BAZI TÜRKLER'İN) HALKLA İLİŞKİLER BÖLÜMLERİ VARDIR.  S.319

MİMARLIKTA ŞÖHRET SAHİBİ KENDİ ALANINDAKİ EN YÜCE  VE PRESTİJLİ DÜZEYİ DE TEMSİL EDER. O, BİR ANLAMDA MİMARLIĞI TEMSİL EDER.  S.323

MİMARLIK, O BİRKAÇ İNSANIN ÖYKÜSÜ GİBİ ANLATILIR DURUR. BUNUN ANLAMI, O BİRKAÇ İNSANIN BİRER ROL MODELİ HALİNE GETİRİLİŞİDİR.ACIMASIZ YARIŞTA EN ÜSTE ÇIKIP MİMARLIĞIN O TEMSİLİ YÜCELİĞİNİN TA KENDİSİYMİŞ GİBİ GÖZÜKENLER, İŞE YENİ BAŞLAYANLARIN HAYALLERİNİ SÜSLER, YARIŞI DAHA DA ÇEKİCİ KILARLAR. YENİLER, ŞÖHRETİ VAREDEN MEKANİZMALARIN ASLA YİNELENMEDİĞİNİ , HEP BİREYSEL KALDIĞINI FARKETMEZSİZİN, O ROL MODELLERİNE ÖYKÜNÜRLER.   S.323

ŞİMDİ BÖYLE BİR SİSTEMİN İÇİNDE MESLEĞE YENİ BAŞLAYANLAR, YANİ GENÇER, ÜNLÜLERE ZAMAN ZAMAN KIZSALAR DA KATLANIR, HATTA İÇİN İÇİN SEMPATİ BESLERLER. AMA, MİMARLIK YOLUNDA İLERLEMİŞ OLANLAR, DEĞİŞEN ORANLARDA OLMAKLA BİRLİKTE, ÜNLÜLERDEN NEFRET EDERLER. ÇÜNKÜ ÜNLÜLER ARTIK ONLARIN ROL MODELİ OLMAKTAN ÇOK UZAKTIR. BİR ZAMANLAR KATILDIKLARI YARIŞTA GERİDE KALMIŞLARDIR VE YARIŞIN BİR RÖVANŞI OLMAYACAĞINI BİLİRLER. ÖYLE OLDUĞU İÇİN, ÜNLÜLERİ MİMARLIK OKULLARINDA DERSE VE KONFERANSA ÇAĞIRMAK DÜNYANIN HER YERİNDE PRİM YAPAR. GENÇLİK ONLARI BAĞRINA BASAR, CAN KULAĞIYLA DİNLER.   S.323

ÖZNE , ŞAYET GERÇEKTEN ANLAMLI VE GENİŞ BİR ZAMAN-MEKAN BAĞLAMINDA DUYULMAYA VE OKUNMAYA DEĞER BİRŞEYLER SÖYLEMEK İSTİYORSA,DAHA KONUŞMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE, KENDİSİNİ ''ÖTEKİ''NİN YERİNE KOYABİLME ARZUSUYLA KOŞULLANMALIDIR.  S.325

KİMSENİN AYAĞINA BASMAZLAR. OYSA, DAHA ÖNCE SÖYLENMİŞLER ÇATIŞMADAN YENİ SÖZ SÖYLENEMEZ . YENİ SÖZ SÖYLENMEDEN DE ÇEŞİTLİLİK ÜRETİLEMEZ   S.332

TÜRKİYE'DE GÜNCEL KONUT MİMARİSİNDEKİ TASARIMSAL ÇEŞİTLİLİK MESELESİNİ ELE ALACAĞIM. TÜM ÜLKENİN AKIL DURDURAN BİR DOYUMSUZLUKLA KONUT ÜRETTİĞİNİ HATIRLATIP , ORTADA FARKLI KAÇ KONUT MİMARİSİ ÇÖZÜMÜNE RASTLANDIĞINI SORACAĞIM.  S.332

ARTIK BİÇİMİ DEĞİL,  ONU VAREDEN SÜRECİ TASARLAMAYA YÖNELEN BİR GRUP MİMARIN (ÖRNEĞİN, UN STUDİO) .  S.333

ÇEŞİTLİLİK İSE UYUMU YÜCELTEN VE AMAÇ KILAN BİR ENTELEKTÜEL İKLİMDE DEĞİİL, UZLAŞMAYI AMAÇLAYAN BİR YERDE MÜMKÜNDÜR.FARKLI OLANLARIN, BİRBİRİNE BENZEMESİ GEREKMEYENLERİN , AYRI AYRI DÜŞÜNENLERİN, KENDİ FARKLILIKLARINI İLAN EDENLERİN, TASARIMSAL ÇEŞİTLENMELERİN.   S.334

KENTLER, TOPLUMSAL DOKU, KÜLTÜR, ULUSAL BÜTÜNLÜK, MİMARLIK, AKLA DAHA NE GELİYORSA, HEPSİ BOZULUYOR DİYE KORKULUR. ZATEN BU ÜLKEDEÇEŞİTLENMENİN ÖTEKİ ADI BOZULMADIR.  S.334

TOPLUMUN YA DA DÜNYANIN DEĞİŞİM ÇİZGİSİ İÇİNDE YAŞAMSAL ROL OYNAMIŞ TASARIMCILAR VARDIR. NE VAR Kİ , BU TASARIMCILARIN TOPLUMSAL İMGELEMDE EDİNDİKLERİ YER MİMARİ ÖNEMLERİYLE DOĞRUDAN BAĞLANTILI  DEĞİLDİR.  S.335

ÇÜNKÜ, SİNAN MİMARİ ÖNEMİ NE OLURSA OLSUN , GERÇEKTE DÜNE YÖNELİK ÖZLEMİN NESNESİDİR.   S.337

GEÇMİŞİN DAHA İYİ, DAHA MUTLU VE SORUNSUZ OLDUĞUNA YÖNELİK İNANÇ NE KADAR BÜYÜKSE, BUGÜNÜN GERÇEKLERİDEN KAÇMA ÇABASI DA O KADAR BÜYÜK DEMEKTİR.   S.337

ŞİMDİ NE YAPTIĞIYLA OLDUĞUNDAN ÇOK, DÜN NE YAPMIŞ OLDUĞUYLA İLGİLİDİR. ÜSTELİK O DÜN EPEYİ DE UZAK OLMAK ZORUNDADIR.  S.337

ÖYLE OLUNCA , YAŞAYAN VE YAKIN GEÇMİŞTE YAŞAYAN TASARIMCILARI YÜCELTMEK FARKLI BİR ANLAM KAZANIR MODERN BİR TOPLUMDA  S.337

MODERNİTE'NİN AYRILMAZ BİLŞENİ AVANGART TAVIR.   S.338

BİZİM BİR MİMARLIK ARŞİVİMİZ VE MÜZEMİZ YOK. YAKIN GEÇMİŞİN VE BUGÜNÜN MİMARLARINDA YÜCELTİLMEYE DEĞER HİÇBİR ŞEY BULUNMADIĞINA İNANAN BİR TOPLUM, ONLARDAN KALAN HİÇBİR BELGEYİ DE ANLAMLI BULMAYACAKTIR.   S.338

KAPİTALİST DÜNYADA İSLAM OLARAK ETİKETLENEN HER ŞEYE YÖNELİK TEPKİ İSLAM ÜLKELERİNDE DE HEMEN YANSIMASINI BULDU.   S.341

MADEM Kİ BİZİ ÖYLE GÖRÜYORLAR, O HALDE BİZ DE ÖYLE OLMADIĞIMIZI KANITLAYALIM.  S.342

AKTİF BİR KÜLTÜR ÜRETİCİSİ KİMLİĞİNE SAHİP OLMAK YERİNE, DIŞARIDAN GELEN İTİŞLERE YANIT VERMEKLE YETİNEN PASİF BİR KÜLTÜREL TAVIR GELİŞTİRİYORLAR.   S.342

İSLAM DÜNYASI KENDİ MİMARLIK ETKİNLİKLERİNİ DE, SÜREKLİ KULAKLARINI DİKİP BEKLEDİĞİ BİRİNCİ DÜNYA'YA YÖNELİK BİR TEPKİSELLİKLE TANIMLAMAK ZORUNDA GİBİ. BİR ÜRÜNÜN VEYA TAVRIN MEŞRULAŞMASI İÇİN , YA MERKEZ'İN ONAYLANMIŞ TUTUMLARI İÇİNDE , YA DA ONU YADSIYAN SÖYLEMLER ÇERÇEVESİNDE YARATILMASI GEREKİYOR. BİRİNCİ DURUMDA MERKEZ'İN KALİTELERİNE ULAŞILDIĞI VARSAYILIP İÇ FERAHLATILIYOR. MERKEZ'İ YADSIYAN TASARIMLAR ORTAYA KONULDUĞUNDAYSA , ÖZGÜL KİMLİĞİN KORUNDUĞU VE DÜNYA SAHNESİNDE VARLIK GÖSTERİLDİĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR.  S.343

BU REFLEKSLER ''ÖTEKİLER''İ SADECE İÇERİKSİZ NAİF BİR HUZURSUZLUĞUN VERDİĞİ RAHATSIZLIK KADAR İLGİLENDİRİYOR. ÜÇÜNCÜ DÜNYA, NE SEVMEK NE NEFRET ETMEK NE BEĞENMEK, NE DE BEĞENİLMEK AMACIYLA OLSUN, ''ÖTEKİLER''İ ZİHNİNDEN SİLİP ATMADIKÇA , KAYDADEĞER BİR KÜLTÜREL ÜRETİM ORTAYA KOYAMAYACAKMIŞ GİBİ GÖZÜKÜYOR. KENDİSİNİ KENDİ GÖZLERİYLE GÖRMEYİ BECEREMEYENLERİN DÜNYAYA SÖYLEYİP CİDDİYE ALINABİLECEK SÖZLERİ DE OLMUYOR.  S.343

BİR ALANDA KAZANDIĞYLA BAŞKA BİR ALANDA KÜLTÜREL DESTEK VEREN VE BUNUN MASRAFINI VERGİDEN DÜŞEN ALIŞILMIŞ BİR ZENGİN TİPİ.   S.345

MİMARLIK RÖNESANS'TAN BAŞLAYARAK OLUŞTURULAN , KOCA BİR DÜŞÜNSEL KONSTRÜKSİYONLA , İDEALİZASYONLAR VE MİTOSLARLA BESLENEN, YÜCELTİLMİŞ''MİMARLIK'' .   S.347

BEN DE BİR MÜTEAHHİT APARTMANINDA OTURUP ŞU BÜYÜK HARFLE YAZILAN MİMARLIK ÜZERİNE AHKAM KESMİYOR MUYUM?    S.347

MİMARLIKTA ÜN, BAŞKASININ GÖZE ALAMADIĞINI GÖZE ALMAK VE DENEYEBİLMEKTİR.   S.351

KONUTUN ENDÜSTRİ ÇAĞINDAKİ VARLIĞINI SORGULAMAYI AKLINA TAKAN BİRİ.    S.352

MİMARLIK SAVAŞLARI DA AYNEN BÖYLE VERİLİR. ESAS OLAN , SİSTEMİ EN ZAYIF NOKTASINDAN YAKALAYIP ORTADAKİ BİLGİ BİNASINI YIKABİLMEKTİR.   S.352

BURADA MARİFET, KURUMLAŞMIŞ MİMARİ DÜZENİ GERÇEKTEN DE EN ZAYIF YERİNDEN EV EN ZAYIF ANINDA VURABİLMEKTİR.  S.352      

NEDEN TÜRKİYE'DE MİMARLIK ORTAMI RUTİNİN, ONAYLANMIŞ DOĞRULARIN DIŞINA ÇIKMAYA BU KADAR HEVESSİZ?   S.352

MİMARLAR DÜŞÜNÜRKEN BU KADAR '' DOĞRU YOLCU'' ?    S.352

HİÇBİR VERİNİN HAKKINI YEMEK İSTEMEYEN ALABİLDİĞİNE SAKINGAN BİR DÜŞÜNCE YAPISINA MAHKUM EDİYOR.   S.353

AMA, YALNIZCA KILICI ALIP KESME RİSKİNİ GÖZE ALANLARA BÜYÜK İSKENDER DENİYOR?   S.354

BAŞAT PRATİKLERİ VE KURAMLARI DEVİRMEYİ ÖNGÖRMÜYORLAR; DAHA ÇOK ONLARIN İÇİNE NÜFUZ ETMEYİ VE ONLARI DESTABİLİZE ETMEYİ AMAÇLIYORLAR.   S.355

HER AVANGART İKTİDAR VARLIĞINI VE MEŞRUİYETİNİ BİR ÖNCEKİNE YAPTIĞI MUHALEFETE BORÇLUDUR.   S.358

BİR ZAMANLAR İNSANLAR MEYDANLARDA KARŞILAŞIYOR , BULUŞUYOR, KONUŞUYOR VE TOPLUMSAL BÜTÜLÜĞÜN VE İLETİŞİMİN NİMETLERİNDEN BÖYLE YARARLANIYORLARDI. ACABA GERÇEKTEN DE BÖYLE BİR DÜNYA VAR MIYDI?   S.367

KAMUSAL MEKAN TANIMI GEREĞİ OLARAK, TOPLUMSAL YAŞAMIN ÖNGÖRÜLEMEZ TALEP VE BEKLENTİLERİNE HİTAP ETMEK İÇİN VAR.   S.367

NE MİMARIN YAPTIĞI İŞ İDEALİZE EDİLMEYE VE YÜCELTİLMEYE UYGUNDUR, NE DE KAMUSAL MEKAN.   S.368

KİŞİOĞLUNUN KENDİ KENDİSİNE KALMA, BAŞINI DİNLEME ŞANSI ARTIK YOK . MÜZİK, MODERN İNSANIN EN KORKTUĞU İKİ ŞEYİN -YALNIZLIĞIN VE BOŞLUĞUN- GERÇEKLEŞMESİNİ ÖNLÜYOR.  S.369

DÜNYA HOMOJENLEŞİYORDU; SONUÇTA HER TOPLUMUN KENDİ KİMLİĞİNİ YİTİRİP BATI DENEN O FARKLILAŞMAMIŞ BÜTÜNE EKLEMLENME TEHLİKESİ VARDI.  S.375

MİMARLIK VE KENTİ DİNSELLİK VE KUTSALLIK ÖRÜNTÜLERİ ÇERÇEVESİNDE OKUMAK ÖNERİLMİYOR.   S.376

BAUDRİLLARD ''CANLI BİR BİÇİMİN DÜZENSİZLİĞİ YERDE, GENETİK BİR KURALIN ARTIK İŞLEMEDİĞİ BİR YERDE (KANSERDE OLDUĞU GİBİ) , HÜCRELER DÜZENSİZLİK İÇİDE HIZLA ÇOĞALMAYA KOYULURLAR. KİMİ BİYOLOJİK DÜZENSİZLİKLERİN NEDENİNİN GEN KODUNDAKİ BİR KOPUKLUK OLDUĞUNUN KEŞFEDİLEBİLECEĞİ GİBİ, SANATIN BUGÜN  İÇİNDE BULUNDUĞU DÜZENSİZLİK DE ASLINDA , GİZLİ ESTETİK KODUNDAKİ BİR KOPUKLUK OLARAK YORUMLANABİLİR.    S.377

ZATEN BUNUN İÇİN SANAT MİNİMAL OLMAYA, KENDİ YOK OLUŞUNU KULLANMAYA ZORLANMIŞTIR.   S.379

''GÖRÜLECEK HİÇBİR ŞEYİN OLMADIĞI BİR GÖRÜNTÜ BOLLUĞU ÜRETENLERDENİZ'' .    S.379

GİDEREK AKIM VE ÜSLUP ETİKETLERİNİN DE SİLİNDİĞİ GÖZLEMLENİYOR.   S.380

MİMARLIKTA ARTIK MODALARIN EGEMEN OLDUĞUNDAN SÖZ EDENLER BU BAĞLAMDA HAKLIDIRLAR.   S.380

MİMARLIKTA DA ŞU YA DA BU BİÇİMDE TASARLAMANIN HİÇBİR MİMARLIK-DIŞI GERÇEKLER DİZGESİNE DAYANMADIĞI AÇIK. TASARIMCI KENDİ ÖZGÜL YÖNELİMİNİ MEŞRU SAYDIRACAK HİÇBİR TOPOLUMSAL NEDENE YASLANMAKSIZIN ÇALIŞIYOR.   S.380

ELİMİZDE EN AZINDAN DÖRT EVRELİ BİR TARİHSEL DEĞİŞİM MODELİ KURGULANACAK VE BUGÜNKÜ DURUMU DÖRDÜNCÜ SIRAYA YERLEŞTİREBİLECEK KADAR VERİ VAR.

1-)BİRİNCİ EVREDE, GELENEKSEL SANAT VE MİMARLIK BİLGİSİ, SÜREKLİLİĞİN KURAL OLDUĞU VE BİLGİNİN GEÇERLİLİĞİNİN DE SÜREKLİLİĞİNDEN KAYNAKLANDIĞI

BİR SİSTEM İÇİNDE BİÇİMLENMİŞTİR. SANATÇININ VE MİMARIN MESLEKİ PRATİĞİNİ O ZAMANA KADAR YAPILAGELDİĞİ BİÇİMDE - OLSA OLSA BECERİ DOZUNU YÜKSELTEREK- YÜRÜTMESİNİN BEKLENDİĞİ BİR SİSTEMDİBU.

2-)RÖNESANS'TAN BAŞLAYARAK , GEÇERLİLİĞİ TARİHSEL SÜREKLİLİĞİNDEN DEĞİL, KURGUSAL BİR DÜŞÜNCE ALTYAPISINA (BİR GEREKÇELER DİZGESİNE) YASLANMASINDAN KAYNAKLANAN YENİ BİLGİ BİNASI İNŞA EDİLDİ.

3-)MODERNİTE'NİN YENİ DÖNEMECİ-ÜÇÜNCÜ EVRE- ESTETİK EVRENİNİ AVANGART İLE ''KİTSCH''TEN OLUŞAN İKİLİ BİR YAPILANMA İÇİNDE YENİDEN BİÇİMLEDİ.

4-)AVANGART, MODERNİTE'NİN ANA İLKESİNİ RADİKALLEŞTİRDİ. SÜREKLİ DEĞİŞİM VE GELİŞMEYE YÖNELİK ISRAR, ESKİDEN REDDİ VE YENİ OLANA YÖNELİK ÖZLEM.   S.380-381

''HER ESTETİK SPEKÜLASYONU, HER DOKTİRİNİ , VE FORMALİZMİ REDDEDİYORUZ. YAPI SANATI, ÇAĞIN MEKAN TARAFINDAN İÇERİLMİŞ İRADESİDİR.YAŞAYAN. DEĞİŞEN. YENİ.'' KONSTRÜKTİVİZM İLE SOVYET DEVRİMİ'NİN, BAUHAUS İLE SOSYAL DEMOKRASİNİN, GLAESERNE KETTE İLE KOMÜNİZMİN , FUTÜRİZM İLE FAŞİZMİN BAĞLANTISI.  S.381

YENİ OLMAK - O YENİLİĞİN NEYİ İÇERDİĞİNDEN BAĞIMSIZ OLARAK- TEMEL BİR SANATSAL NİTELİKTİ.  S.381

GERÇEKTE KENDİ ÖZGÜL VARLIĞIYLA ORTAMDA MEVCUT BİLE DEĞİLDİR.  S.382

GENEL ESTETİK ÖLÇÜTLER YIKILIP, ''ZEVK VE YARGIYA İLİŞKİN HASSAS TERAZİ'' YİTİRİLELİ BİR YÜZYILDAN FAZLA OLDU.   S.385

TÜM KENTLİLERİN BİRBİRLERİNE SAĞLAM TOPLUMSAL BAĞLARLA BAĞLI BULUNDUĞU, AYNI BÜTÜNE AİT OLMA DUYGUSUNUN EGEMEN OLDUĞU BİR TOPLUMSAL BİÇİMLENME.   S.389

TÜM YAPILARIN BİR ARADA TUTARLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASINI SAĞLAYAN BİR MİMARİ BİÇİMİ DE VARDI KENTİN. HER YAPI DİĞERLERİYLE AYNI BÜTÜNE AİT OLMA KARARI DOĞRULTUSUNDA İNŞA EDİLDİ.  S.389

KENTİN BÜTÜNÜNÜ TANIMLAYAN BİR  ESTETİK İLKE VAZETMENİN İMKANSIZ OLDUĞUNU GÖSTERİRLER.   S.391

KENTSEL AKTÖRLER, KENDİ STATÜLERİNDEN YUKARIDAKİLERİN EYLEMLERİYLE YÜZYÜZE GELDİKLERİNDE KONUŞMAZLAR; KONUŞSALAR DA DUYULMAZLAR.SESLERİ ANCAK EŞDEĞERLERİYLE KARŞILAŞTIKLARINDA ÇIKAR.   S.396

MERKKEZİ YÖNETİMİ OLUŞTURAN BİR GRUP AKTÖRSE KENTTE BAŞKA AKTÖRLERİN VAROLDUĞUNU BİLE AKLA GETİRMEZ.   S.397

AKTÖRLERİ DEĞİL, SADECE O KENTİN ''SAKİN''LERİDİR.  S.397

BİRBİRLERİYLE DİYALOG KURUP BİR BİÇİMDE ÖRGÜTLENEREK BİR KENTSEL ETKİNLİK GERÇEKLEŞTİREN İLK KAYDADEĞER AKTÖR GRUBU GECEKONDU YAPICILARIDIR.  S.398

ŞEHİRCİLİK, TARİHSEL VE TOPLUMSL BİR GERÇEKLİK OLAN KENTTE, O TOPLUMDA KENTSEL SAHNENİN TÜM AKTÖRLERİ ARASINDA VARILAN UZLAŞMALAR DOĞRULTUSUNDA YENİ BİÇİMLER VERMEYE ÇALIŞIR. ÖZETLE, ŞEHİRCİLİK PRATİĞİNİ OLANAKLI KILAN , TÜM İLGİLİLER (VARLIKLILAR, YOKSULLAR, SPEKÜLATÖRLER -EVET , ŞU ÇOK LANETLENEN RANT YAĞMACILARI DA!- , BELEDİYELER, MERKEZİ YÖNETİM ORGANLARI, ENTELİJENSİYA, FARKLI SİYASAL GÖRÜŞTEKİLER VS.) ARASINDA ASGARİ MÜŞTEREKLER ÜZERİNDE VARILAN UZLAŞMADIR SADECE. YOKSA , YALNIZCA AKADEMİK ÇEVRELERİN BİLDİĞİ, ÜRETTİĞİ VE ÖTEKİLERE ÖĞRETİP BEİMSETECEĞİ YÜCE, SARSILMAZ VE HELE HELE HER TOPLUM İÇİN SABİT BİR DEĞERLER BÜTÜNÜ DEĞİLDİR.   S.403

NERESİNİN NASIL VE HANGİ ARAÇLARLA PLANLANACAĞI ÜZERİNDE UZLAŞILMALIDIR. VE ŞEHİRCİLİK BAĞLAMINDA NE GENİŞLİKTE BİR UZLAŞMAYA VARILIYORSA, ANCAK O KADARI DOĞRUDUR.   S.403

EPİSTEMOLOJİK AÇIDAN KONUMU BU DENLİ BESBELLİ OLAN ŞEHİRCİLİK DİSİPLİNİ TÜRKİYE'DE NEDEN BİLİMSELLİK SAVLARININ NESNESİ OLMAKTADIR?  S.403

MİMARLAR NE KAOTİK BİR KENTSEL DÜNYANIN OLAĞANLIĞINA İKNA OLUR, NE DE İÇ TUTARLILIĞI OLAN BİR DÜNYANIN KAYBINA AĞLAMAKTAN KENDİNİ ALABİLİR.   S.405

''FLANEUR'' GRUPLARI DÜŞSEL BİR BİLİMSEL VE ''NAMUSLU '' PLANLAYICI OTORİTENİN VARLIĞINA İNANIR, AMA ONUN KOYDUĞU HER KURALIN ETRAFINDAN DOLANARAK BOŞ DOLAŞMALARINA DEVAM EDERLER.  S.417

OSMANLI KENTİNDE MAHALLELERİN SINIF FARKLARINI YANSITMADIĞI , ESKİ TÜRK(YA DA OSMANLI) EVLERİNİN BÜYÜK ZENGİNLİK FARKLARI İÇERMEDİĞİ GİBİ BİR ZAMANLAR ÇOK İNANDIRICI BULUNMUŞ SAVLAR.   S.419

BİRİLERİ, MEKAN ÜRETMEK İÇİN ELLERİNDEKİ KISITLI OLANAKLARLA UĞRAŞIR DURUR; BİR DİĞER GRUPSA, GERÇEK SORUNLARI BİR YANA BIRAKIP DÜNYAYI KURTARMAYA KALKAR. DÖNÜŞTÜRMEK , DEĞİŞTİRMEK VE BAŞARILI OLUNABİLECEKLER İÇİN UĞRAŞMAK YERİNE, SULARI GERİYE AKITMAK İÇİN ÇABALAR.ÖZETLE , BUGÜNKÜNDEN DAHA İYİ BİR GEÇMİŞİN VARLIĞINA İNANMAK, DAHA İYİ BİR GELECEK KURMA UMUDUNU DA EBEDİYEN YİTİRMEK VE ''ABESLE İSTİGAL ETMEK''DEMEKTİR.   S.421

''ESKİ GÜZEL İSTANBUL'' , ''BENİM ŞİİRİN MAHALLEM'' , ''BİZ ESKİDEN NE KARDEŞÇE YAŞARDIK'' KONULU YAZILAR, KİTAPLAR YAZANLARA, ''ESKİ İSTANBUL'U CANLANDIRMA''YA KALKIŞAN PROJELER ÜRETENLERE İTHAF EDİLİR…   S.421

KURALSIZLIK NEREDEYSE BİR TÜRK HASTALIĞIDIR YA DA TÜRKLER'İN GENLERİNE KAZINMIŞTIR.   S.427

İYİ OLARAK NE TANIMLANMIŞSA, BUNLAR DAİMA '' DIŞARIDA''DIR.   S.431

AYDIN GERÇEKLİĞİ DEĞİL , ZİHİNLERİNDEKİ YABANCI BATI KENTİ İMGESİNİ GÖRÜRLER.  S.433

MODERNLEŞME ALANINDA ÇİLELİ TIKANIKLIKLAR YAŞAMIŞ VE BUNU DA KENTE VE MİMARİYE SIK SIK YANSITMIŞ BİR TOPLUMLA YÜZYÜZE OLDUKLARINA İDRAK ETMEK.   S.434

TÜRKYE'DEN DAHA GELİŞMİŞ HER ÜLKEYİ İDEALİZE EDEREK , ZİHİNLERDE CENNETLEŞTİREN , DOLAYISIYLA DA DÜNYAYI GERÇEKTEN ALGILAMAYI OLANAKSIZ KILAN BU DÜNYA GÖRŞÜNDE.   S.434

BİR KONUNUN GÜNDEMDE YER TUTMASI VE HEMEN HERKESİN ONU TARTIŞMAYA BAŞLAMASI İÇİN BİR KIVILCIM YETİYOR. TÜM KAMUOYU ONUNLA YATIP ONUNLA KALKIYOR; AYNI KLİŞELER YİNELENİP, AYNI KURTARMA EDEBİYATI YAPILIYOR.   S.435

AMACIN''CONSENSUS'' ÜRETEREK, MUTABAKATLAR OLUŞTURMAK, ÖZETLE, SORUN TANIMLAYIP O TANIMLANAN SORUNU ENİNE BOYUNA TARTIŞMAK DEĞİL, MEVCUT SİYASAL/MİMARİ POZİSYONLARI YENİDEN ÜRETMEK OLDUĞU BİR TOPLUMDA BU OLAĞAN.  S.435

TARTIŞILAN KONUDAN ÇOK, TARTIŞMA ETKİNLİĞİNİN YAŞAMSAL ÖNEMDE OLDUĞUDUR.  S.435

MİMARLIK DÜŞÜNCESİ BAĞLAMINDA (ASLINDA SİYASETTE DE BÖYLEDİR YA), CEVAP VE GÖRÜŞ YETİŞTİRMEKTEN DAHA ÖNEMLİ OLAN ŞEY, SORUN FORMÜLLEŞTİRMEKTİR.  S.435

ÇOĞUNLUĞUN SANDIĞININ AKSİNE, KÜLTÜREL VE TOPLUMSAL YAŞAMDA SORUNLAR ÇÖZÜLMEZLER; YALNIZCA ÖLÜRLER. YERLERİNE YENİLERİ BIRAKILIR VE UNUTULURLAR. SÜREKLİ KONU BAŞLIKLARINI DEĞİŞTİRİP SORUN TANIMLARINI DEĞİŞTİRMEMEKSE, TÜRKİYE'DE OLDUĞU GİBİ , BİR DÜŞÜNME TIKANIKLIĞI YARATMA YÖNTEMİDİR. O SAYEDE, SÜREKLİ GÜNCEL SORUNLAR ÜZERİNDE DÜŞÜNME YANILSAMASI YARATILARAK, AMA SADECE KONU BAŞLIKLARINI YENİLEMEK SURETİYLE VAROLMAK MÜMKÜNDÜR.   S.435

İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI'NIN ''HERKES İPEKLİ DİKEMEZ'' BİÇİMİNDEKİ İFADESİ , TÜRK MİMARLARIN KALİTESİNİN''YALNIZCA AMERİKAN BEZİ'' DİKMEYE UYGUN OLDUĞU ANLAMINA GELİR.  S.435

ÖRNEĞİN, TÜRK MİMARLARIN İMZA YETKİSİNİ TARTIŞMAK ANLAMLIDIR.  S.435

UZMANLIK KİŞİSEL OLARAK EDİNİLİR BİR ÖZELLİK OLMAKTAN ÇIKTI VE RESMİ BELGENİN TANIMLADIĞI ÜNVANLA EŞANLAMLI OLDU.  S.437

BİR MİMARLIK LİSANS DİPLOMASI OLMADIĞI İÇİN, ÖRNEĞİN, FRANK GEHRY TÜRKİYE'DE MİMARLIK YAPAMAZ KİŞİ STATÜSÜNE GELDİ.  S.437

ŞEHİRCİLER MİMAR DİPLOMALILARA KENT PLANLAMA ALANINI BÖYLE KAPADILAR. ARDINDAN İLGİLİ OLDUKLARI PRATİK TÜRKİYE'DE DAHA YENİ DOĞMAKTA OLAN PEYZAJ MİMARLARI GELDİ.  S.438

İÇ MİMARLARSA , İŞİ MİMARLARIN ALANA GİRİŞİNİ YASAKLAMA TALEBİNE DEK VARDIRACAKLAR.   S.438

İYİ DE OLDU; BU SAYEDE, DÜNYADA BENZERSİZ BİR MESLEK ODALARI GENEL ÖRGÜTÜNÜN HİÇBİR ANLAMININ OLMADIĞI VE SADECE BİR MESLEKİ ENGEL İŞLEVİ GÖDÜĞÜ YAVAŞ YAVAŞ ANLAŞILMAYA BAŞLANDI.  S.438

DİPLOMANIN SADECE BİR BİLGİ ALANINDA BELİRLİ SÜRE ÖĞRETİM GÖRMEYE İŞARET ETTİĞİNİ, MESLEK TANIMLAMADIĞINI ANLAMAK İSTEMEYEN BİR ÜLKEDE, BÖYLESİ GÜLÜNÇ PARÇALANMALAR OLAĞANDIR.  S.438

KENTLEŞMEYEN KÖYLÜNÜN MODERNLEŞMEYECEĞİ , BU SÜRECİ YAŞAMAYAN ÜLKENİNSE GERÇEKTEN MODERN BİR ÜLKE OLAMAYACAĞI UNUTULMUŞTUR.  S.441

ÇEKİRDEK AİLENİN YIKIMI , TIPKI BİRKAÇ YÜZYIL ÖNCEKİ DOĞUŞU GİBİ , DOĞRUDAN MİMARİ SONUÇLARI OLAN BİR DEĞİŞİM.   S.449

TÜRKİYE GİBİ KAVRAYIŞ TIKANIKLIĞI YAŞAMAYAN ÜLKELERDE YAZARLAR, DÜŞÜNENLER TÜM EMEKLERİNİ KENTSEL-MİMARİ SUÇLULARI TEŞHİŞ ETMEKLE HARCAMAZLAR. BU TÜR ''GÜNAH KEÇİLERİ'' NİN BOZULMANIN NEDENİ DEĞİL, YAŞAYAN BİR SİSTEMİN OLAĞAN BİLEŞENLERİ OLDUĞUNU BİLİRLER.  S.455

GÜNAH KEÇİSİ…, TÜM DÜŞÜNSEL YARATICILIĞI BU KOMPLEKSLE TIKANMIŞTIR.  S.455

TÜRKİYE'DE KİMLİK VE ÖZELLİKLE DE KİMLİK KAYBI MERKEZİ MİMARLIK SÖYLEMLERİ BİTMEZ TÜKENMEZ BİR İLGİ.  S.459

MİMARLAR, FİZİKSEL ÇEVREYE İLİŞKİN HER KONUDA DOĞRULARIN KENDİ TEKELLERİNDE OLDUĞUNA İNANIR VE KİMLİKLERİNİ ÖYLE TAHAYYÜL EDERLERKEN, DİYELİM Kİ, MÜHENDİSLER MİMAR KİMLİĞİNİN İNATÇI BİR RASYONALİTE YOKLUĞUYLA NİTELENEBİLECEĞİNE EMİNDİRLER.ULUSLAR İÇİN DE AYNEN GEÇERLİDİR BU İÇTEN VE DIŞTAN BAKIŞ KARŞITLIĞI.   S.459

GERÇEKTEN YÜCE BAŞARILAR KAZANMAK İÇİN, ÖNCE GEÇMİŞTEKİLERE LAYIK OLMA SAVINI TERKETMEK GEREKİYOR. YÜCE BAŞARILAR GEÇMİŞTEKİLERLE ÇELİŞMEK PAHASINA ELDE EDİLİR.  S.470

TÜRKLER ÖĞRENMEZ; ZATEN BİLİR.  S.477

ARAPÇA VE FARSÇA'DAN NEREDEYSE KİTLESEL ÖLÇEKLİ SÖZCÜK ÖDÜNÇLENMİŞ OSMANLI YAZI DİLİ KONUSUNDA DA AYNI YAKLAŞIM GEÇERLİ GÖZÜKÜR.  S.477

BU VOKABÜLER ÖDÜNÇLENMELERİN HALKTAN KOPUK BİR GRUP YABANCILAŞMIŞ AYDININ KAPRİSLERİNİN SONUCU OLDUĞUNU DEFALARCA DUYDUM.DİVAN ŞİİRİ OKUYAN VE YAZANLAR , SANKİ SADECE ''UKALA'' OLDUKLARI İÇİN , GEREKSİZ DİL MALZEMESİYLE DOLDURUP DİLİMİZİ BERBAT ETMİŞLERDİR.EN AZINDAN HİÇBİR HOCAMIN BANA BU SÖZCÜK TRANSFERİNİN OLAĞAN BİR DİL PRATİĞİ OLDUĞUNU SÖYLEDİĞİNİ HATIRLAMIYORUM. OYSA, OSMANLI OKURYAZARLARININ DAHA ZENGİN VE NUANSLI BİR DİL YARATMA İHTİYACINI BÖYLE GİDERDİKLERİNİ , BU AMAÇLA DA BAŞKA DİLLERDEN ''ÖĞRENDİKLERİNİ''SÖYLEYEBİLİRLERDİ. YERYÜZÜNDEKİ TÜM DİLLER BÖYLE YAPIYORDU VE YAPIYOR. O KADAR Kİ , BU YÜZDEN JAPON ÇİNCESİ DİYE BİR ŞEY BİLE VAR.   S.477

BIRAKIN OSMANLICA'YI , BUGÜN ÇAĞDAŞ TÜRKÇE İÇİN DE AYNI ÖĞRENME KORKUSU GÜNDEMDE TUTULUR.  S.478

GERÇEKÇİ BİR SAPTAMA , ÇAĞDAŞ GEREKSİNMELER İÇİN DAHA ÖNCE ÜRETMEDİĞİMİZ KAVRAMLARI KARŞILAMAK AMACIYLA , BU SÖZCÜKLERİ BAŞKA DİLLERDEN ÖDÜNÇLENDİĞİMİZ OLMALIYDI. ÖZETLE, TAKLİT VE ZÜPPELİK OLARAK ETİKETLENEN HER KÜLTÜREL ÖDÜNÇLENME EDİNİMİ ÖĞRENME OLARAK ADLANDIRMAK MÜMKÜNDÜR.  S.478

ENİS KORTAN’IN 1950-1970 ARALIĞINDAKİ TÜRKİYE MİMARLIĞINI ANLATAN KİTABI. S.478

TÜRKİYE'DEKİ SORUN , ''BİZ'' İLE ''ÖTEKİ'' NİN NASIL İNŞA EDİLDİĞİ NOKTASINDA DÜĞÜMLENİYOR.   S.478

TÜRK KİMLİĞİNİ NE DOĞULU, NE BATILI, NE AVRUPALI , NE ASYALI OLARAK TARİF ETMEK İSTEMEYENLER, KİMSEDEN ÖĞRENEMEZLER.İLİŞKİ KURULAN TÜM KÜLTÜREL YABANCILAR; '' ÖTEKİ'' DİR.  S.478-479

                                    

AZ ÇEŞİTLE BU DENLİ MUTLU OLABİLMEK İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR ÇEŞİTLİLİK İÇİNDE YAŞADIĞINA İNANMAK GEREKİR. ANCAK ZENGİN BİR ÇEŞİTLİLİĞE SAHİP OLMADIĞINI FARKEDENLER, ÇEŞİT ÜRETMEK İÇİN ÇABALAR.    S.481

ARKADAŞLAR , ''ZORZİLİĞİN'' ALEMİ YOK; KENDİ MESLEK ALANINIZI BİRAZ DAHA İYİ SAVUNUR MUSUNUZ LÜTFEN!   S.487