4 Aralık 2019 Çarşamba

MÜNEVVERDEN ENTELEKTÜLE- Kenan Çağan (Kitabın altını çizdiğim cümleleri)





Önsöz
Bilgi aydın için nasıl gerek şartsa, cesarette gerek şarttır. Aydın kimsenin tarafında değil, yalnızca hakikatin tarafında olan kişidir.
Farklı ideolojik yönelimleriyle bir çeşitlilik arzeden Türk aydını, nitelik olarak da farklı profiller içerisinde belirginleşmiştir.
(Sf ıx)
Giriş
Entellektüeller, bilgi ve düşünce üreten ama toplumdan kopuk, halkın sorun ve dertleriyle uğraşmayan kişiler olabilir. Aydınlar ise entelektüel olmasalarda toplumu donukluktan, durağanlıktan kurtarmaya çalışan, onlara bir bilinç ve hareket kazandırmak için çaba gösteren kişilerdir….Şeriati bu bakımdan , Ebuzer’in bir entelektüel olmasada, bir aydın olduğunu söyler. Aydın ona göre bir dava adamıdır.

SF1
Şeriati, aydını da taklitçi ve asıl/asil aydınlar olarak ikiye ayırmaktadır….elinizdeki bu çalışma Türk düşüncelerindeki batılılaşma yanlısı sözde aydınlar ile gerçek aydınlar arasındaki farkı belirginleştirmeye dönük bir çalışmadır.
Alim, münevver, aydın ve entelektüel…
Sf2
Faucault’un, Chomsky’nin Said’in ya da Aron’un …
Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde başlayan/başlatılan batılılaşma hareketleri önceleri sadece imparatorluğun yıkılışını önlemeye yönelik somut(askeri,ekonomik) tedbirleri amaçlamışken zaman içerisinde kültürel bir nitelik de kazanmıştır….’Sorun’ üzerinden çözüm arayan Osmanlı eliti, ‘sorun’u savaşlardaki yenilgiler ve neticesinde meydana gelen toprak kayıplarında ve kısmen de ekonomideki güçsüzleşmede gördükleri için çözümü de, askeri ve ekonomik iyileştirmelerde aramış ve modern batıdan bu konularda yardım almaya yeltenmişlerdir….ilişki etkileşim…Pandora’nın Kutusu belki de bilmeyerek ve bir daha kapanmamak üzere açılmış oldu.
Sf3
…aynı biçimde ulemayı da nihayetlendirip yerine aydını ikame etmiş değildi….ulema varlığını…
Dolayısıyla aydın problemi modernleşme probleminin bir parçası olarak değerlendirilmek zorundadır
Sf5
…değer dünyasını savunan gelenekçiler…Gelenekselciler içinde muhafazakarları ve İslamcıları…İslamcıları da radikaller ve ılımlılar…libarellerden sosyalistlere…

Radikaller…Ilımlılar…
Sf6
Osmancılık siyaseti çok kısa zamanda cari olma imkanını kaybettiği için, tüm siyaset diğer ideolojilere;batılılaşmaya, İslamcılığa ve Türkçülüğe kalmıştır…Türkçüler…
…liberaller ve sosyalistler…aydınlanmacı aklı, seküler bir dünya tasavvurunu, bilimsel anlayışı, insan merkezli bir evren anlayışını kabul edip savunmuşlardır….bu gerçekci aydınlar,…yerli nitelemesini hak ederler.
…samimi, endişeli ve cesur adam, düşüncenin namusuna sadık kalarak hakikat istikametinde bir yürüyüş sergilemek…
Sf 7-8
NAMIK KEMAL’DE DEVLETİN NİTELİĞİ VE TEMEL DAYANAKLARI
19 yy Değişim projesinin zaafı salt araçların değişimini talep eden bir proje olmasından değildi, aksine araçlarla birlikte amaçları da yeniden dizayn etmeyi hedefleyen yeni bir paradigmayı ihtiva etmesindendi…Yeni durumun başta yarattığı şaşkınlık aşıldığında, ona karşı nasıl tavır takınılması gerektiği daha önemli hale geldi.
Nihai amaçları konusunda ortak bir payda da buluşan aydınlar, söz konusu amaca ulaşmanın hangi içerikte ve yöntemle gerçekleşeceği konusunda hemfikir değillerdi.
Sf 11-12
Jeune’lük Avrupa’da ulusculuk ve meşrutiyetçilik, hatta cumhuriyetçilik yanlısı anlamına geldiği halde, Türkiye’de bu hem din, hem devlet düşmanlığı anlamına geliyordu.
Sf 14(dipnot)
Niyazi Berkes, Türkiye’de çağdaşlaşma,7. Baskı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2005,s.272-273 Alalım!
Sf 15 (dipnot)
Yeni Osmanlı harekatı bir yandan bir çok yeniliğin fitilini ateşlemiş, öte taraftan da belli bir düşünme biçimini ve tavrını gelecek kuşaklara miras bırakmıştır.
Sf 16
Bir düşünür olarak Osmanlı devletinin bekasını temin maksadıyla çağının bütün meselelerine yeterince kafa yormuş, inandığı çıkış yollarını açıkca göstermeye çalışmıştır.
Sf 17
Şinasi’nin seküler talepleri ve dayanakları karşısında Namık Kemal hala dinsel talepleri ve dayanakları referans alıyordu.
Sf 18
…entelektüel olarak değil…siyasi mücadelesi…
Namık Kemal Düşüncesinin Temel Hatları
…bir siyasi teori ve felsefe geliştirme…Namık Kemal’in siyasi felsefesi, iki noktadan incelenmelidir. Birincisi ‘’İslami ve batılı siyaset kavramları arasında amaç, kaynak ve tutarlılık bakımından gerçekleştirmeye çalıştığı sentez….
Sf 19
İlgilendiği konularda teorik ve felsefi bir arka plan oluşturmaya çalışması…uzlaşmacı(sentezci)
Sf 20
1.       Osmanlı imparatorluk devletinin çöküş nedenleri nelerdir? 2. Bu çöküş sürecini tersine çevirmenin yolları nelerdir? 3. Bunun için gerekli reformlar ne olmalıdır? ÖNEMLİ!

1.       Nedenler siyasal ve ekonomiktir; 2. Yollar eğitim yollarıdır; 3. Gerekli ilk reformlara, anayasalı merkeziyetçi bir devlet rejimi kurmakla başlanabilir.
Sf 21
…duruşunu betimlerken Osmanlıcı, Milliyetçi, modernleşme yanlısı ve İslamcı olarak tanımlayabilmekte…inandığı bütün bu değerleri bir arada mecz etme istiyakıyla yola çıkmış bir aydındır. Ancak bütün düşüncelerine bir meşruiyet aradığı yer dindir.
Sf 23
…içsel olmaktan daha çok dışsal olduğu…Yani genelde İslam toplumlarının özelde ise Osmanlı’nın tıkanmışlığına çözüm ararken ilk karşılaştığı şey içerden bir yenilenmenin gerekliliği değildir…içerdeki tıkanmışlığı fark ettiğinde, belki de ondan da önce, dışsal alternatifleri zaten fark etmişti.
Sf 24
İslami siyasetin batılı liberal siyasetin gelişkin yönlerini zaten içerdiğine inanıyordu. Ona göre sorun teoride değil, uygulamadaydı.
Sf 25
…tüm çabası daha önce de ifade edildiği üzere devletin devamlılığını temin etmekti….İbn-i Haldun’un tarih felsefesine dayanarak neredeyse ölüme yatmış, kötü son’u peşinen kabullenmiş çevrelere ve onların kendilerine dayanarak yaptıkları İbn-i Haldun’un tarih felsefesine karşı çıkarak.. beklenen ve kaçınılmaz zannedilen kötü sonun gerçekleşme mecburiyeti olmadığı kanaati… oluşturmak gerekiyor(Ak parti için)
Sf 27
…meşvret… sihirli kelime
Sf 28
…çıkarlarını kaybetme endişesi… veşahirhum fil emr…hum zamiri…seçici ve kendileri ile istişarenin tavsiye olunduğu grup olarak bütün halkı değil sadece aralarında belli şartları taşıyan ehil ve layık kişileri…
Sf 29
Efradın marifetine, mülkün mamuriyetine insaniyetin kemaline, medeniyetin tekrarına hizmet…
Sf 33
Montesquieu’dan da kuvvetler ayrılığı teorisi..
Sf 38
Zulmün ne kadar hasmı iseler, fitnenin de o kadar düşmanıdırlar.
Sf 39
Bu durumda siyasi bir egemenliğin meşru olabilmesi için iki koşulu yerine getirmesi gerekir; bunlardan birincisi halkın rızasına dayanmaktır. Öteki de soyut haktan gelen kanuna uygun olmaktır.
Sf 40
…son derece pratik kaygılarla dinamik, sentezci kısmen de yenilikçi bir düşünsel bir duruş sergilemiş bir aydın olarak, hem döneminin düşünce gündemini hem de siyasi gündemin oluşmasına katkı da bulunmuştur. Bu katkı kendi dönemini aşan bir belirleyicilikte, kendinden sonraki kuşakların düşünce dünyalarının belirlenmesinde etkin olmuştur….sentezci, pragmatik, devletçi…
Sf 42
…ardılları, onun zorunlu bir acelecilikte yatay düzlemde yürüttüğü tartışmalara zaman içerisinde derinlik kazandırabilmiş olsalardı…zengin bir entelektüel miras…
Sf 43
MEHMED AKİF: BATILILAŞMA VE İSLAMCILIK
Özellikle askeri alanda batıyla karşılaşma ve bu karşılaşmanın sonucunda gelen ağır yenilgiler ve toprak kayıpları, Osmanlı’yı Batı üzerine düşünmeye sevk etmiştir….ilk somut netice, özellikle askeri alanda Batılı anlamda bir yenileşme…
Sf 45
Batılılaşmanın sihirli bir değnek olmadığının fark edilmesi ve toplumun temel kabulleriyle örtüşmüyor olması.
…Osmanlıcılık…Türkçülük…İslamcılık…
Sf 46

Modern Bir İdeoloji Olarak İslamcılık
..Batı’nın…(rasyonalist, materyalist ve pozitivist) biçimlenmesi…
Osmanlıdaki muhtemel sorunlar, hep İslam’dan uzaklaşmayla açıklanmıştı.
Sf 49
İslamcılığı, siyasi ve ideolojik bir akım olarak değil, her yeni durumda işleyen, gelişen ve kendini üreten bir süreç olarak…
İslam’ın bir ideoloji değil bir din olduğu, dolayısıyla kendilerinin de birer ideolog değil, Müslüman oldukları…
Sf 50
…İslamcılığın kurucu babalığını ise Cemaleddin Afgani’ye …Namık Kemal’le başlatanlar da vardır.
İslam dininin felsefe ve pozitif bilimlere, dolayısıyla da medeniyete karşı olmadığını; aksine dinin Müslümanlara bunları öğrenmeyi emrettiğini ileri sürmesi…
Sf 52
Dini ilimlere olan vukufiyetleri nedeniyle ulema sınıfına, modern bilimlere olan ilgileri nedeniyle de aydın sınıfına yakın…İslamcılığın bir yandan devlet otoritesine yaslanması…diğer bir sebebi de geniş halk kitlelerinin vicdanlarına, tahayyüllerine karşılık gelebilmesidir.
Batıdan(doğudan fark etmez) gelen ideolojik düşünce yapısı ile geleneksek İslam değerlerinin birleşimi neticesinde, İslam’ın ideoloji formu içinde yeniden sistemleştirilmesiyle…
Sf 54-55
İslam ilerlemeye açık, ilme, akla ve mantığa uymayı emreden, buna karşın hurafelerden, bidatlardan ve gelenekten kaçınmayı öğütleyen, ahlakı, çalışkanlığı ve dürüstlüğü düstur edinen bir dindir. Dolayısıyla Müslümanlara,özellikle de hilafeti temsil eden son büyük İslam İmparatorluğunun evlatlarına düşen gerçek görev, İslam’a dönmek vasıtasıyla bu son İslam İmparatorluğunun bekasını temin etmektir….Tarık Zafer Tuna…ilim ve eğitim alanındaki ciddi yenileştirme ve iyileştirmeleri içerecek olandır, diğeri ise içtihat kapısının tekrar açılmasını sağlayacak olan düzenlemedir.
İlim ve eğitim alanındaki iyileştirme talepleri, özellikle dini eğitimin verildiği medreselerin ıslah edilmesine yöneliktir.
Sf 58
Ali Bulaç, İslamcıların zihinsel arka planlarında üç temel paradoksun yattığını düşünüyor, bunların ikisi kartezyan felsefe ve iki dünya arasında kurulmaya çalışılan tartışmalı analojiler iken…ilerleme inancıdır….Ali Bulaç, ‘’İslam’ın üç siyaset Tarzı ve İslamcıların Üç Nesli’’, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce 6:İslamcılık….İsmail kara, Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi…
Sf 58(dipnot)
…içtihat, dine zamana karşı dayanıklılık sağlayan toplumsal her soruna İslam’ın genel ilkeleri ve Şeriat koyucunun maksadı doğrultusunda çözümlerin aranıp bulunmasını temin ederek…içtihat talebiyle geleneksel İslam’ın yüzyıllardır kemikleşmiş kabuklarını kazımaya niyet etmiş olmaktadır.
…İslamcılar…rasyonalist, modernist, selefi olarak adlandırılmışlardır….İslam’ı İslam dışı unsurlarla …
Sf 59
İsmail Kaya’ya göre İslamcıların alıp sürdürdükleri, geleneksel İslam’a ve Müslümanlara ilişkin oryantalistik varsayımlar şöyledir: a) hurafelere, batıl inançlara, menkıbelere,İsrailiyata bulanmış bir inançlar manzumaesi ve din; b)Müstebit(ortoriter/totaliter/despotik) bir siyasi yapı; buna karşılık itaatkar, sesini yükseltmeyen bir toplum; c) Atıl, hareketsiz, vurdumduymaz, gözü ahrete dönük bir toplumsal yapı ve ilişkiler ağı, d)Kadınla erkeğin, müslimle gayrimüslimin, hürle esirin hukuken, siyasetten ve statü itibariyle eşit olmadığı bir sosyal hayat; e)Say’u gayreti , içtihatı, iradeyi değil de pasif bir hat üzerinden cereyan eden tevekkülü, sabrı, kaderi, kanaati, bir lokma bir hırkayı öne çıkaran bir zihniyet ve yaşama üslübu; f) İlmi ve felsefi gelişmesi 12. Asırda durmuş; şerhlere, haşiyelere, tekrara, ezbere boğulmuş, taklitle yürüyen bir ilim anlayışı ve kendini yeniden üretemeyen, yeni meseleler vaaz edeneyen, bu yüzden de geçmişte kalan bir tedris tarzı…
Sf 59-60(dipnot)
…İslam dünyasının gerilemesinin iç sebepleri arasında, Müslümanların tembelliği, yeniliğe düşman olmaları, İslami hakikatlerden uzaklaşmaları anılabilir. Dış sebepler arasında ise batının İslam dünyasına yönelik her türlü saldırılarını anarlar.
Sf 60
İslamcılara göre, şeriata göre yürütülen ülkelerde demokrasi zaten vardır.
Sf 63
…söylemlerindeki ideolojik muhtevaydı.
Sf 64
Bu gruptaki İslamcılara göre Batı medeniyeti, maddi ve manevi unsurlarıyla ikili bir yapıdır. Bu yapının manevi yönünden alınabilecek hiçbir şey yoktur… Batı’nın maddi medeniyetinin geldiği noktadan alınabilecek şeyler muhakkak ki vardır.
Sf 66
İslamcılar Hıristiyan Batı ile Müslüman Doğu’yu karşılaştırarak, kendileri için bir motivasyon oluşturmaya…Hıristiyan batının kendi öz değerlerinden değil, Müslüman doğunun ataletinden kaynaklanmıştır.
Sf 67
…İslamcılar, ilmi ve tekniği almak konusunda da birtakım noktalara dikkat edilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Bunların başında taklitten kaçınmak gelmektedir.
Sf 68
Batı gerçeğini inkar etmek İslamcılık siyasetini hiçbir biçimde yeniden üretip yenilemeyecektir.
Sf 79
YAHYA KEMAL DÜŞÜNCESİ VE MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKARLIK
Muhafazakarlık, geçmişi ve onun geleneksel düşünce kalıplarını, önemli bir toplumsal miras olarak değerlendirilir. Bu nedenle de muhafazakarlık, geçmişin (kadim ve ezeli) ve yerleşik olanın, geleneksel ve kutsalın sürekliliğini modern koşullarda sağlamaya çalışmanın iradesi ve yeteneği olarak tanımlanabilir.
…durum, anlık bir tepkisel dirençle aşılamadığı an, mazeret üretmeyi, meşrulaştırmayı ve uyumu tercih eder.
Sf 85
Muhafazakarlık genel anlamda, devletçi, statükocu, rejim yanlısı bir tavırdır.
Gaz metaforu…Çünkü gaz(hava) şekilsiz ve hacimsiz; her şekle girebilen, her hacimde temsil edilebilecek bir şeydir.
…muhafazakarlık modernleşmenin meydan okumasına karşı, geleneksele bağlılığı ve onun oluşturduğu otantik özle dirilmeyi ifade eder. Ancak modernleşmeyle muhafazakarlık arasında bir bağıntının ortaya çıkması, milliyetçilik gibi saiklerle zorunlu hale gelmiştir.
Sf 87
Yahya Kemal muhafazakarlığını bir fikir sistemi ya da bir teori olarak değilde, bir duruş ve duyuş olarak değerlendirmenin daha doğru olacağını ifade ediyor.
…Yahya Kemal…Fransa’da, kısa bir dönem sosyalizme ilgi duymuş olsa da , Leon Cahun’un fikirlerinden etkilenip Turancı olmuştur. Ancak Albert Sorel’den aldığı dersler ve Camila Julian’ın görüşleri onun Turancı fikirlerini gözden geçirmesine neden olmuştur.
Sf 90
‘kökü mazide atiyim’
Sf 93
İslamcılar rıza ve itaati tercih etmedilerse de, itirazlarını da çok seslendiremediler, ortaya konulan politik sertlik onların susmalarına, köşelerine çekilmelerine sebep oldu.
Sf 95
İnkar Edilen Mazi ve Meçhul Ati
…Yahya Kemal’le Mehmet Akif arasında bir karşılaştırma…Akif’te ahlaka, imana, kelama ve fıkha dayalı olarak karşımıza çıkan İslam, Yahya Kemal’de kişisel ve içsel bir söylem, tasavvufun ürettiği kurumlar ve artistik pratikler olarak öne çıkar.
Sf 98
…mütereddittir.
‘’Çok insan anlayamaz eski musikimizden/Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden’’
Sf 100
CEMİL MERİÇ’İN OSMANLI VE CUMHURİYET ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ
Türk düşünce hayatında Cemil Meriç kadar heyecan uyandırıcı bir başka entelektüel neredeyse yoktur.
Sf 103
Cemil Meriç’i ve üslubunu…yalnızlık, tedirginlik, küstahlık olarak belirliyor.uz
…Bir çağın vicdanı olmak isterdim…Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak bir köprü olmak isterdim…
…bütün Batılı değerlere rağmen, daha da yerli olmak…Kafasıyla, düşünme biçimiyle Batılı; gönlüyle, ruhuyla yerlidir.
Sf 106
Zaten Osmanlı’da toprak mülkiyeti yoktur. Mülk Allah’ındır.
Sf 107
Tefekkür tereddüttür…
Sf 108
Medeniyetle(1)…millet çapında düşüneceksek, millet vardır, Osmanlı kültürü vardır, biz varız. Batı’nın teknik üstünlüğü vardır, o kadar.(2)
Sf 119
Sentezlerle, imkansızların izdivacıyla…bir yerliliktir…
Sf 120
…sağcı gelenek içerisinde düşünceyle karşılaşmanın ve onunla hemhal olmanın gereklerini yerine getiren nadir isimlerden biri olan Nurettin Topçu…
Sf 123
Nurettin Topçu düşüncesinin felsefi zemini…hareket felsefesidir. Hareketi ahlakileştirmek ideali tam da bu çabanın eseridir.
Nurettin Topçu, insanın eşyayı değiştirdikçe kendisinin de değiştirmek suretiyle Allah’a yaklaşacağını ve böylelikle gerçek kurtuluşu yani hakikati bulacağını ileri sürmektedir…Çünkü bu isyan hür iradeyi ve hareketi zorunlu kılan ve Allah’a dayanılarak yapılan isyandır.
Sf 127-128
Sanat hakikatin kendisi olmamakla birlikte, hakikate tırmanmanın aracıdır.
Nurettin Topçu için sanat, bir hezeyan ve sayıklama olmanın ötesinde, felsefi derinliği olan, insanı ve onun mukadderatını mesele edinen, ruhu olan ve ruhu olanı yeni dünyalara götüren, yeni doğuşlara kavuşturan, mukadderatımızın trajik meselesini çözmeye yeltenen büyük bir edim olmak zorundadır.
Sf 129
Dolayısıyla hayatıyla sanatını birleştirip, aynileştirilmiş olanlar, yani büyüklerin ulaşabildiği o bölgede oturanlar Sinan, Yunus, Fuzuli, Goethe ve Beethoven’le birlikte Mehmet Akif de vardır.
Sf 136
…Bergson sezgiciliğinin etkisi…
Bohemin sisli, muğlak ve haz dolu dünyasından dinin teslim alıcı, çile dolu, sorumluluk yükleyici ve bütün varlık sancılarına karşın huzur bağışlayıcı dünyası…
Sf 145
…işbirliğinin nedenlerini; milliyetçiliğin toplumsal düzeyde yaygınlaşmak ve kabul görmek için İslam ideolojisine ihtiyaç duymasına, İslamcılığın ise kendini açıkça ifade etmek için milliyetçiliğe ihtiyaç duymasına bağlıyor. Cemil Koçak açıkça bu iki ideoloji arasındaki ittifakı rasyonel bir çıkarcılığa bağlıyor…
Sf 147
Batı, Yunan felsefesi, Roma hukuku ve Hıristiyan ahlakıdır…Doğu ise inançların ve ruhların dünyasıdır. Denkliklerin ve vasatın dünyası. Batı tahakkümün, üstünlük yarışının, Doğu ise, teslimiyetin tevazunun adresidir.
Sf 148
…siyaset…entelektüel edimdir.
Büyük Doğu(1943)
Sf 149
..ona göre 10 yıllık DP iktidarı üç devrede değerlendirilmelidir:’’Birinci devre 1954 seçimlerine kadar dört sene…Hedefsiz gayret devresi…İkinci devre:1957 seçimlerine kadar üç sene… Boşuna zahmet devresi…Üçüncü devre:1960 baskınına kadar üç sene…Boyuna gaflet devresi…’’
Sf 152-153
Türk İslamcılığında Mehmet Akif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç çizgisinin dördüncü halkası olarak değerlendirilebilir.
Sf 194
Müslümanca yaşamak Rasim Özderen’in modern dünya hapishanesinden çıkmak üzere gösterdiği tek kapı…
Sf 197
Böyle biri uzlaşmacı yahut asgari müştereklerin takipçisi değildir.
Sf 198

Ayrıca liberalizmin aşırı bireyselciliği ve hiçbir kayda bağlı kalmayan serbestliği de eleştirinin öteki nedenleri arasındadır.
Türk düşünce tarihinin son iki yüzyılında yer almış, ama bir şekilde modernleşme sorununa ilgi duymamış aydın sayısı, her halde sandığımızın çok altındadır.
Türk aydınlarının modernleşme sorununa kabaca üç biçimde yaklaştığını gösteriyor; karşı olanlar, taraf olanlar ve temkinli olup orta yolu tercih edenler.
Sf 208
Meşrutiyet dönemi İslamcılarının kahir ekseriyeti Batı’nın ilmini ve teknolojisini alıp, zihniyetinden ve ahlakından uzak…gibi bir orta yolu tercih etmişlerdir.
Sf 209
Gül Yetiştiren Adam…İslamcılığını hep bir erteleyiş olarak…Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce-İslamcılık, Cilt:6, İletişim Yayınları, İstanbul,2005, s,760-772.
                                                                                                                                                                                                                      Sf 209 (dipnot)
Zira bütünüyle batılı bir üretim olan modern paradigma temelde kutsal olanın inkar edilmesi esasına dayanır.
Sf 210
Tanzimat aydınlarının Batı karşısındaki safiyane duyguları batılılaşma macerasındaki romantik yönü ihtiva eder. Özellikle ilk dönem Türk aydınları Batı’nın gerçek mahiyetini bilme yeterliliğinde değillerdi. Bu nedenle de onunla hesaplaşmak gibi bir endişe barındırmıyorlardı. Özdenören’e göre ilk dönem aydınların öncelikli endişesi devleti kurtarmaktı. …Türk aydınının bu ilk izlenimlerinin kolay kolay silinemediğinin altını çiziyor….Ve asla bir denkli üzerinden ilişki yürütemediler. Aksine ilişkiye hep yenik başladılar.
Sf 212
Modernlikten önce egemen olan, kutsal olan olduğu için, modernliğin kutsal olana isyanı diye tanımlanması yanlış sayılmamalıdır.
Sf 213
‘’İslami kurala göre yaşamak isteyen insanlar için, Batı kültürünün eseri olan ev düzenlenmesi tamamen elverişsiz, kullanışsız kalır. Fakat bu insanlar böyle bir ev düzeninde yaşamaya mecbur bırakılırsa, o takdirde kendi yaşayış tarzlarından taviz vermek, fedakarlıklara katlanmak durumunda kalırlar. Yani, kendine ait kültür ortamında yaşamayan bu insan, ya evin düzenini kendine göre değiştirecektir yahut evin gerektirdiği yaşayış tarzına göre kendini değiştirecektir.’’(işte bu mekanla ilişkili her şey)
Sf 220
Kemal Tahir romanlarını, düşünsel tezlerini sergilediği bir platform olarak görmüştür.
Sf 226
…onun romanları, yer yer bir fikir kitabına, ideolojik bir argümana, bir tarih tezine dönüşürler.
Kendini siyasi yelpazenin solunda gören Kemal Tahir, ideolojik olarak bilimsel sosyalizmin savunuculuğunu yapmıştır.
Sf 227
Mark ve Engels kendi teorilerini ‘’bilimsel sosyalizm’’ olarak betimlemişler ve daha önceki yılların ‘’ütopyacı sosyalizmi’’ni reddetmişlerdi.
Sf 227(dipnot)
Türkiye’de yaygın bir biçimde rastlanan; Batılı ideolojileri oldukları gibi alan ve Türkiye’ye aktaran taklitçi aydınlardan değildir.
Sf 228
Kemal Tahir, yerli sosyalizmi aramaktan yana çizenleri, hazır kalıplar var olduğunu savunanları, bunların işe yaradığını öne sürenleri, kim olurlarsa olsunlar ya da nereden gelirlerse gelsinler büyük emperyalist ajanlar olarak kabul etmiştir. Kemal Tahir Türk sosyalistlerini tam da bu gerekçelerden dolayı eleştirmiş; onları tepeden inmeci, kurtuluşu dışarıdan bekleyen, toplumsal gerçeklerden kopuk ve halka yabancı olmakla suçlamıştır.
Sf 229
Kemal Tahir’in yerliliği evrensel nosyonlardan kopan, kendini dar sınırlara hapseden, indirgemeci, küçültücü bir yerlilik değildir.
Sf 230
Ancak milliyetçi ve muhafazakar çevrelerde üretilen ve savunulan yerlilik, ait olunan ideolojinin doğal bir tezahüründen ibarettir.
Türk modernleşmesi, bir ön kabulün, bir öykünmenin, bir teslimiyetin; en nihayetinde de bir yenilginin tarihidir.
Sf 232
Kemal Tahir’e göre modernleşmek için kendi toplumundan ve tarihinden kopmak ya da kendini inkar etmek şart değildir.
Türk solu genelde Batı karşıtlığını bile Batıcı bir tavırla dile getirmiştir.
Sf 233
‘’Sosyalizm Asya ve Doğu halklarının direnişi karşısında bu halkları denetimi altına almanın, Batı ile ilişkilere uyumlu hale getirmenin bir başka biçimi olmuştur.’’
Sf 234
Kemal Tahir’e göre…Osmanlı temel üretim aracı olan toprağın mülkiyetine el koymuştur…Halk…kendisine ait olmayan bu toprağı kullanma hakkına sahiptir.
Sf 241-242
Bozkırdaki Çekirdek…Romandan bazı alıntılar enstitülerin ideolojik dönüşümdeki rolünü vurgulamak için iyi birer örnek olacaktır:
‘’ genel Müdür, inanmışların güveniyle gülümsedi: Her köyde bir Mustafa Kemal..Nerde o mutlu günler’’..Yetiştirilecek gençler, yeni devleti kuran liderin vasıflarıyla hayal edilmiştir.
Sf 247
Kemal Tahir ilgisinin büyük bir kısmını Osmanlı’ya tahsis etmiştir. Ancak Osmanlı’ya yönelttiği ilginin nedeni nostaljik olmaktan daha çok, toplumların tarihsel süreklilik içinde var olduklarına yönelik sosyolojik ilkeye gösterdiği bağlılıktır.
Sf 251
…sosyolojinin…siyasal hedefi olan Batılılaşmak idealiyle doğrudan bir ilgisi vardır.
Sf 260
Türk sosyolojisinin en önemli kurucu isimlerinden olan Ziya Gökalp…
Sf 261
…toplumların sorunlarını tespit ve çözümlerine yardımcı olmak maksadıyla üretilmiş olan sosyolojinin…
Sf 262












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder